İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | avoiding i. | önleme | ||
That approach may be the only means of avoiding an escalation of terrorism. Bu yaklaşım terörizmin tırmanmasını önlemenin tek yolu olabilir. More Sentences |
||||
Genel | avoiding i. | kaçınma | ||
This mutual recognition of each other's legislation is a flexible means of avoiding overregulation. Birbirlerinin mevzuatını karşılıklı olarak tanıma, aşırı düzenlemeden kaçınmanın esnek bir yoludur. More Sentences |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | light-avoiding s. | ışıktan kaçınan |
Genel | conflict-avoiding s. | çatışmadan kaçınan |
Technical | ||
Teknik | mistake-avoiding s. | insan hatalarını önleyecek şekilde tasarlanmış |
Medical | ||
Medikal | avoiding valsalva maneuver i. | valsalva manevrasından kaçınma |
Medikal | avoiding valsalva manoeuvre i. | valsalva manevrasından kaçınma |
Statistics | ||
İstatistik | self-avoiding random walks i. | öz-kaçınmalı rasgele süreçler |