Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | alışılmadık biçimde/şekilde | unusually zf. | ||
The watermelons this year are unusually sweet. Karpuzlar bu yıl alışılmadık biçimde tatlı. More Sentences |
||||
Genel | alışılmadık biçimde/şekilde | extraordinarily zf. | ||
Genel | alışılmadık biçimde/şekilde | exceptionally zf. | ||
Genel | alışılmadık biçimde/şekilde | uncommonly zf. |