... dereceye kadar

"... dereceye kadar" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Colloquial
1	Konuşma Dili	... dereceye kadar	as/so far as... expr.

"... dereceye kadar" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 74 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bir dereceye kadar	a certain extent s.
And it also, to a certain extent, takes up some of the observations made at the time by this Parliament. Ayrıca, bir dereceye kadar, bu Parlamento tarafından o dönemde yapılan bazı gözlemleri de ele almaktadır. More Sentences
2	Genel	bir dereceye kadar	to some extent zf.
To some extent, however, Spain will not break any new ground. Ancak bir dereceye kadar İspanya yeni bir çığır açmayacaktır. More Sentences
3	Genel	bir dereceye kadar	to some degree zf.
I believe we have to some degree, succeeded in doing this. Bunu bir dereceye kadar başardığımıza inanıyorum. More Sentences
4	Genel	bir dereceye kadar	an extent zf.
It is true that, to an extent, we are in a transitional stage. Bir dereceye kadar bir geçiş aşamasında olduğumuz doğrudur. More Sentences
5	Genel	bir dereceye kadar	to a degree zf.
This is a point which always gives rise to a degree of debate and discussion. Bu, her zaman bir dereceye kadar tartışma ve münakaşaya yol açan bir noktadır. More Sentences
Colloquial
6	Konuşma Dili	bir dereceye kadar	to a degree expr.
At the moment, Member States to a degree are still posturing. Şu anda, Üye Devletler bir dereceye kadar hala duruş sergiliyorlar. More Sentences
General
7	Genel	bir dereceye kadar icra yetkisi gerektiren mevki	office i.
8	Genel	bir dereceye kadar etkili olmak	carry weight f.
9	Genel	bir dereceye kadar sözünü geçirmek	carry weight f.
10	Genel	bir dereceye kadar doğru	rightish s.
11	Genel	bir dereceye kadar	comparatively zf.
12	Genel	bir dereceye kadar	in some measure zf.
13	Genel	bir dereceye kadar	in some degree zf.
14	Genel	son dereceye kadar	to the last degree zf.
15	Genel	belli bir dereceye kadar	within limits zf.
16	Genel	son dereceye kadar	to the utmost zf.
17	Genel	bir dereceye kadar	in a measure zf.
18	Genel	bir dereceye kadar	so far as zf.
19	Genel	belli bir dereceye kadar	to a day zf.
20	Genel	bir dereceye kadar	somewhat zf.
21	Genel	bir dereceye kadar	to a certain extent zf.
22	Genel	bir dereceye kadar	in so far as zf.
23	Genel	bir dereceye kadar	to a certain degree zf.
24	Genel	bir dereceye kadar	moderately zf.
25	Genel	bir dereceye kadar	relatively zf.
26	Genel	bir dereceye kadar	partially zf.
27	Genel	bir dereceye kadar	not totally zf.
28	Genel	bir dereceye kadar	in part zf.
29	Genel	bir dereceye kadar	not entirely zf.
30	Genel	bir dereceye kadar	slightly zf.
31	Genel	bir dereceye kadar	(up) to a point zf.
32	Genel	bir dereceye kadar	partly zf.
33	Genel	bir dereceye kadar	to some (a certain) extent zf.
34	Genel	daha da büyük bir dereceye kadar	all the more so zf.
35	Genel	daha az bir dereceye kadar	to a lesser degree zf.
36	Genel	bir dereceye kadar	as far as zf.
37	Genel	standart bir dereceye kadar	normally zf.
38	Genel	bir dereceye kadar	what zf.
39	Genel	bir dereceye kadar	mean [obsolete] zf.
40	Genel	sadece bir dereceye kadar	meanly [obsolete] zf.
41	Genel	mikroskobik dereceye kadar	microscopically zf.
42	Genel	bir dereceye kadar	middling zf.
43	Genel	zorlu bir dereceye kadar	wrenchingly zf.
44	Genel	en üst dereceye kadar	flat-out [us] zf.
45	Genel	bir dereceye kadar	ordinarily zf.
46	Genel	bir dereceye kadar	something zf.
47	Genel	(belirtilen) dereceye kadar anlamını veren bir son ek	-ly snk.
Phrases
48	İfadeler	o dereceye kadar	in so much that expr.
49	İfadeler	bir dereceye kadar	to a limited extent expr.
Colloquial
50	Konuşma Dili	bir dereceye kadar düzelerek	along zf.
51	Konuşma Dili	belli bir dereceye kadar	within limits expr.
52	Konuşma Dili	bir dereceye kadar	as far as it goes expr.
53	Konuşma Dili	bir dereceye kadar	as/so far as it goes expr.
54	Konuşma Dili	(belirli) bir dereceye kadar	up to a (certain) point expr.
Idioms
55	Deyim	bir dereceye kadar	a little bit zf.
56	Deyim	bu dereceye kadar	insofar zf.
57	Deyim	belli bir dereceye kadar	insofar zf.
58	Deyim	bir dereceye kadar	after a sort expr.
59	Deyim	belli bir dereceye kadar	within bounds expr.
60	Deyim	bir dereceye kadar	in some measure expr.
61	Deyim	belli bir dereceye/boyuta kadar	some measure expr.
Politics
62	Siyasal	harici bir hükümete bağımlı olup bir dereceye kadar özerkliği bulunan coğrafi alan	territory i.
63	Siyasal	bir dereceye kadar	partly zf.
Technical
64	Teknik	belirli bir dereceye kadar asitleştirmek	acidulate f.
65	Teknik	bir dereceye kadar rutubetli	dampish s.
66	Teknik	bir dereceye kadar serin	coolish s.
67	Teknik	bir dereceye kadar siyah	darkish s.
68	Teknik	belirli dereceye kadar enerji içeren	quantised s.
69	Teknik	bir dereceye kadar beyaz	whitish s.
70	Teknik	bir dereceye kadar ıslak	wettish s.
71	Teknik	belirli dereceye kadar enerji içeren	quantized s.
72	Teknik	belirli bir dereceye kadar asitli veya ekşi	acidulous s.
73	Teknik	bir dereceye kadar sarı	yellowy s.
Archaic
74	Eski Kullanım	bir dereceye kadar	ratherish zf.