-de olmak - Türkçe İngilizce Sözlük

-de olmak

"-de olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
-de olmak be at f.
Colloquial
-de olmak be at f.

"-de olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 88 sonuç

Türkçe İngilizce
General
antik roma takviminde, her ayın ortasından önceki (kendisi de dahil olmak üzere) dokuzuncu gün (mart, mayıs, temmuz veya ekim ayının yedinci, diğer ayların ise beşinci gününe tekabül eder) nones i.
genellikle lübnan, suriye, ırak, israil, ürdün, suudi arabistan ve arap yarımadası'nın diğer ülkeleri de dahil olmak üzere güneybatı asya ülkelerini kapsadığı düşünülen coğrafi bölge near east i.
-de önemli bir rolü olmak feature in f.
-de personel eksikliği olmak be shorthanded f.
-de mevcut olmak be available in f.
-de saklı olmak be implicit in f.
-de tedbirli olmak be cautious about f.
-de payı olmak contribute f.
-de gözü olmak have designs on f.
-de söz sahibi olmak have a voice in f.
-de gizli olmak lurk in f.
-de önemli rolü olmak feature in f.
-de saklı olmak lurk in f.
-de söz sahibi olmak have some say in f.
-de yazılı olmak read f.
-de birinin eksikliği olmak be short on f.
- de eksik olmak be deficient in f.
de dahil olmak üzere without excepting zf.
de dahil olmak üzere not excepting ed.
Phrasals
...'de ısrarcı olmak persist with f.
-de yardımcı olmak aid in f.
-de destek olmak aid in f.
-de yardımcı olmak aid in f.
-de destek olmak aid in f.
aynı zamanda bir şey de olmak double as f.
-de başarısız olmak fail in f.
-de başarısız olmak falter in f.
(biri) için de geçerli olmak go for (someone) f.
'-de azimli/kararlı olmak keep on with f.
'-de aynı seviyede olmak match in f.
'-de eşit olmak match in f.
'-de denk olmak match in f.
-de azimli/kararlı olmak persevere with f.
'-de ısrarlı/inatçı olmak persevere with f.
-de rekabet edebilecek olmak rival in f.
-de kıyaslanabilir/mukayese edilebilir olmak rival in f.
-de daha iyi olmak surpass in f.
Proverb
sevip de yitirmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan daha iyidir tis better to have loved and lost than never to have loved at all
sevip de kaybetmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan iyidir it is better to have loved and lost than never to have loved at all
bazen sabırlı olup beklemek de ön saflarda olmak kadar önemlidir they also serve who (only) stand and wait
bazen aktif olmak istesen de durup beklemen gerekir they also serve who only stand and wait
Colloquial
iki seçenek de eşit durumda olmak be a toss-up f.
iki seçeneğin de yarı yarıya şansı olmak be a toss-up f.
iki seçenek de eşit durumda olmak be a toss-up (between a and b) f.
iki seçeneğin de yarı yarıya şansı olmak be a toss-up (between a and b) f.
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de olmak be not so much (something) as (something else) f.
bir şey olduğu kadar/olmasının yanı sıra başka bir şey de olmak be not so much something as something f.
'de böyle bir kapasitesi olmak have it in you f.
Idioms
ikisi de olmak be not fussed (about someone or something) f.
birçok kez onarım görse de hâlâ çalışıyor/çalışır durumda olmak take a licking but keep on ticking f.
hepsinden daha iyisi/kötüsü bir de (bir şey daha) olmak cap it (all) off f.
hem lehine hem de aleyhine olmak cut two ways f.
hem lehine hem de aleyhine olmak cut both ways f.
iyiden de öte olmak be far and away the best f.
kötüden de öte olmak be far and away the worst f.
saçma görünse de yaptığı şeyin/işin bir amacı olmak be method in one's madness f.
saçma görünse de yaptığı şeyin/işin bir amacı olmak have method in one's madness f.
-de özel bir yeri olmak be steeped in f.
hem avantajı hem de dezavantajı olmak be a double-edged weapon f.
hem avantajı hem de dezavantajı olmak be a double-edged sword f.
ikisi de olmak be not fussed (about someone or something) f.
ikisi de olmak not be fussed (about somebody/something) [uk] f.
sadece güzel veya yakışıklı değil aynı zamanda akıllı da/yetenekli de/başarılı da olmak be not just another pretty face f.
-de usta olmak be a dab hand at f.
'-de usta bir el olmak be a dab hand at f.
olumlu özellikleriyle birlikte olumsuz özellikleri de olmak be a mixed blessing f.
ne o ne de o olmak be neither one thing nor the other f.
güzelliğinin/yakışıklılığının yanında akıllı da, yetenekli de, becerikli de olmak be not just a pretty face f.
-de piyasaya hakim olmak corner the market on f.
'-de piyasanın hakimi olmak corner the market on f.
saçma görünse de yaptığı şeyin/işin bir amacı olmak have (a) method in (one's) madness f.
saçma görünse de yaptığı şeyin/işin bir amacı olmak have (a) method to (one's) madness f.
'-de parmağı olmak have hand in f.
'-de rolü olmak have hand in f.
'-de gözü olmak have one's eye on f.
'-de tecrübe sahibi olmak know your way about/around f.
ikisi de olmak not be fussed f.
-de kararlı olmak put one's mind to f.
(biri/bir şey) oyundan atılmak/diskalifiye olmak için (üç hakkından birini, ikisini, üçünü de) kullanmış (one, two, three) strikes against (someone or something) expr.
Speaking
sevip de yitirmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan daha iyidir it's better to have loved and lost than never to have loved at all expr.
Tourism
biri yatak odası diğeri de genellikle mutfak olmak üzere en azından iki odalı konaklama suite i.
Transportation
yol için temeli de dahil olmak üzere hazırlanmış konum roadbed i.
Parasitology
abd'nin güney bölümleri de dahil olmak üzere yeni dünya'daki sıcak bölgelerde bulunan, tavukları ve hindileri istila eden bir mayt tropical fowl mite (bdellonyssus bursa) i.
Religious
(budizmde) benlik de dahil olmak üzere her şeyin sürekli değiştiği inancı anicca i.
Geography
abd'de arazi etüdü yapılırken belirli bir boylam çizgisinden itibaren doğu ve batı olmak üzere numaralandırılan, her biri altı mil kareden oluşan arazi parçası range i.
m.ö. 418, m.ö. 362 ve m.ö. 207'de olmak üzere yunan kent devletleri arasındaki üç ünlü savaşın gerçekleştiği yer mantineia i.
Slang
hem hemcinslerine hem de karşı cinse karşı çekim duymak/ilgisi olmak play for both teams f.
-de başarısız olmak/gümlemek flop as f.