Geçmiş

(yapmak) zorunda bırakmak

"(yapmak) zorunda bırakmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrasals
1	Öbek Fiiller	(yapmak) zorunda bırakmak	obligate to f.

"(yapmak) zorunda bırakmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 23 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrasals
1	Öbek Fiiller	birini bir şeye mecbur etmek/yapmak zorunda bırakmak	obligate someone to something f.
2	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) bir şey yapmak zorunda bırakmak	force on (someone or something) f.
3	Öbek Fiiller	harekete geçmek/bir şey yapmak zorunda bırakmak	push to f.
4	Öbek Fiiller	(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak	terrify (one) into (something) f.
5	Öbek Fiiller	birini bir şey yapmak zorunda bırakmak	terrify someone into something f.
6	Öbek Fiiller	birini bir şey yapmak zorunda bırakmak	terrorize someone into something f.
7	Öbek Fiiller	(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak	terrorize (one) into (something) f.
8	Öbek Fiiller	birini (bir şey) yapmak zorunda/mecburiyetinde bırakmak	bounce into (something) f.
9	Öbek Fiiller	(birini) bir şey yapmak zorunda bırakmak	bounce into (someone) f.
10	Öbek Fiiller	(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak	call upon (someone) f.
11	Öbek Fiiller	(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak	compel (someone) to (do something) f.
12	Öbek Fiiller	yapmak zorunda bırakmak	compel to do f.
13	Öbek Fiiller	(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak	obligate (one) to f.
14	Öbek Fiiller	(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak	oblige (one) to (do something) f.
15	Öbek Fiiller	yapmak zorunda bırakmak	oblige to do f.
16	Öbek Fiiller	(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak	push (someone) into (something) f.
17	Öbek Fiiller	yapmak zorunda bırakmak	terrify into f.
18	Öbek Fiiller	(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak	torment (one) into (doing something) f.
19	Öbek Fiiller	(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak	torture (one) into (doing something) f.
Idioms
20	Deyim	(birini) harekete geçmek/bir şey yapmak zorunda bırakmak	shake (one's) tree f.
21	Deyim	(bir şey) yapmak zorunda bırakmak	lead one to f.
22	Deyim	yapmak zorunda bırakmak	lead to do f.
23	Deyim	harekete geçmek/bir şey yapmak zorunda bırakmak	shake tree f.