Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
(birine) karşı avantaj
"(birine) karşı avantaj"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Colloquial
1
Konuşma Dili
(birine) karşı avantaj
leg up on (one)
i.
"(birine) karşı avantaj"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 62 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
birine karşı avantaj sağlamak
have an edge over somebody
f.
2
Genel
birine karşı avantaj sağlamak
have an advantage over somebody
f.
Phrasals
3
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşı bir avantaj elde etmek
score off (someone or something)
f.
Colloquial
4
Konuşma Dili
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
have one up on (someone or something)
f.
5
Konuşma Dili
(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak
have one up on (someone or something)
f.
6
Konuşma Dili
(birine) karşı avantaj sahibi olmak
have (something) on (one)
f.
7
Konuşma Dili
(birine) karşı bir avantaj sahibi olmak
have (something) on (one)
f.
Idioms
8
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj
an advantage over (someone or something)
i.
9
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj
the advantage over (someone or something)
i.
10
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj
an edge on (someone or something)
i.
11
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj
the edge on (someone or something)
i.
12
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj
an edge over (someone or something)
i.
13
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj
the edge over (someone or something)
i.
14
Deyim
(başkasına karşı birine) haksız kazanç veya avantaj sağlamak
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
15
Deyim
(birine veya bir şeye karşı) avantaj sağlamak
get the advantage over (someone or something)
f.
16
Deyim
(birine veya bir şeye karşı) avantaj sağlamak
have the advantage over (someone or something)
f.
17
Deyim
(birine/bir şeye karşı) bir avantaj elde etmek/avantajlı duruma geçmek
get the drop on (someone or something)
f.
18
Deyim
(birine/bir şeye karşı) bir avantaj elde etmek/avantajlı duruma geçmek
have the drop on (someone or something)
f.
19
Deyim
(birine) karşı avantaj kazanmak
get a leg up on (someone)
f.
20
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
get one up on (someone or something)
f.
21
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak
get one up on (someone or something)
f.
22
Deyim
(birine başka birine karşı) avantaj/üstünlük kazandırmak
give (one) a jump on (someone or something)
f.
23
Deyim
(birine başka birine karşı) avantaj/üstünlük kazandırmak
give (one) the jump on (someone or something)
f.
24
Deyim
(birine) (bir şeye/birine) karşı avantaj sağlamak
give (one) the inside track
f.
25
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
have the wood on (someone or something) [australia/new zealand]
f.
26
Deyim
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal a march over (someone or something)
f.
27
Deyim
(birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek
steal a march over (someone or something)
f.
28
Deyim
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal a march upon (someone or something)
f.
29
Deyim
(birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek
steal a march upon (someone or something)
f.
30
Deyim
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal the march over (someone or something)
f.
31
Deyim
(birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek
steal the march over (someone or something)
f.
32
Deyim
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal the march upon (someone or something)
f.
33
Deyim
(birine/bir şeye) karşı beklenmedik bir avantaj elde etmek
steal the march upon (someone or something)
f.
34
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
get an edge on (someone or something)
f.
35
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
get an edge on (someone or something)
f.
36
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
get the edge on (someone or something)
f.
37
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
get the edge on (someone or something)
f.
38
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
get an edge over (someone or something)
f.
39
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
get an edge over (someone or something)
f.
40
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
get the edge over (someone or something)
f.
41
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
get the edge over (someone or something)
f.
42
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
get the best of (someone or something)
f.
43
Deyim
birine/bir şeye karşı avantaj elde etmek
get the better of somebody/something
f.
44
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj elde etmek
get the jump on (someone or something)
f.
45
Deyim
(birine karşı) büyük avantaj sağlamak
get/have/gain the upper hand (over somebody)
f.
46
Deyim
(birine/bir şeye karşı) büyük avantaj sağlamak
get the upper hand on (someone or something)
f.
47
Deyim
(birine karşı) avantaj sahibi olmak, kazanmak, elde etmek
get/have/gain the upper hand (over somebody)
f.
48
Deyim
(birine karşı) avantaj sağlamak
get/have/gain the upper hand (over somebody)
f.
49
Deyim
(birine karşı) avantaj sağlamak, elde etmek
get/have/hold the whip hand (over somebody)
f.
50
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak
have an edge over (someone or something)
f.
51
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj kazanmak
have the edge over (someone or something)
f.
52
Deyim
(birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
have the edge on (someone or something)
f.
53
Deyim
birine/bir şeye karşı avantaj sağlamak
have an edge on/over somebody/something
f.
54
Deyim
birine/bir şeye karşı avantaj sağlamak
have the edge on/over somebody/something
f.
55
Deyim
(birine/bir şeye karşı) haksız avantaj sağlamak
stack the deck (against) (someone or something)
f.
56
Deyim
hile yaparak (birine/bir şeye karşı) avantaj sağlamak
stack the deck (against) (someone or something)
f.
57
Deyim
(birine/bir şeye) karşı haksız avantaj sağlamak
stack the odds against (someone or something)
f.
58
Deyim
hile yaparak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
stack the odds against (someone or something)
f.
59
Deyim
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal a march on (someone or something)
f.
60
Deyim
erken davranarak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
steal the march on (someone or something)
f.
Slang
61
Argo
birine karşı sahip olunan avantaj/üstünlük
drop
i.
62
Argo
birine karşı avantaj sağlamak/elde etmek
get the drop on someone
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (birine) karşı avantaj
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy