Geçmiş

(birinden) üstün

"(birinden) üstün" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Colloquial
1	Konuşma Dili	(birinden) üstün	one up (on someone) expr.

"(birinden) üstün" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 64 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	üstün çıkmak (birinden)	eclipse f.
2	Genel	(birinden) fiziksel güç veya çabayla üstün olmak	outmuscle f.
Phrasals
3	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden bir miktar daha üstün olmak	exceed someone or something by something f.
4	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden bir konuda üstün olmak	exceed someone or something in something f.
5	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) üstün pozisyona/konuma geçmek	pull away from (someone or something) f.
6	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) üstün olmak	go before (someone or something) f.
7	Öbek Fiiller	birini veya bir şeyi birinden veya bir şeyden daha üstün/yukarıda tutmak	set someone or something above someone or something f.
8	Öbek Fiiller	(birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden) üstün tutmak	prize (someone or something) above (someone or something else) f.
9	Öbek Fiiller	birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden üstün tutmak	prize someone or something above someone or something f.
10	Öbek Fiiller	birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden üstün tutmak	put (someone or something) above (someone or something) f.
11	Öbek Fiiller	birini ya da bir şeyi başka birinden ya da bir şeyden üstün tutmak	put someone or something above someone or something f.
12	Öbek Fiiller	(birinden/bir şeyden) üstün olmak	pull ahead (of someone or something) f.
13	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	put (someone or something) ahead of (someone or something) f.
14	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	put (someone or something) before (someone or something) f.
15	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	put (someone or something) in front of (someone or something) f.
16	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	value (someone or something) above (someone or something else) f.
Phrases
17	İfadeler	(birinden/bir şeyden) üstün/avantajlı olma	the better of (someone or something) i.
18	İfadeler	(birinden/bir şeyden) üstün/avantajlı olma	better of someone i.
Colloquial
19	Konuşma Dili	birinden üstün olmak	be one up on somebody f.
20	Konuşma Dili	birinden üstün olmak	get one up on somebody f.
21	Konuşma Dili	birinden üstün olmak	have one up on somebody f.
22	Konuşma Dili	bir konuda (birinden/bir şeyden) üstün/daha iyi olmak	have (got) it over (someone or something) f.
23	Konuşma Dili	(bir şeyde) birinden/bir şeyden açık ara üstün olmak	have it (all) over someone or something (in something) f.
24	Konuşma Dili	birinden/bir şeyden üstün olmak	top someone or something f.
25	Konuşma Dili	birinden üstün olmak	be one up on someone f.
Idioms
26	Deyim	birinden/bir şeyden üstün	a cut above somebody/something i.
27	Deyim	(birinden/bir şeyden) üstün/avantajlı olmak	have the better of (someone or something) f.
28	Deyim	birinden daha üstün olmak	have the edge on someone f.
29	Deyim	birinden daha üstün olmak	have the edge over someone f.
30	Deyim	birinden çok daha üstün olmak	be streets ahead of someone f.
31	Deyim	birinden kat be kat daha üstün olmak	be streets ahead of someone f.
32	Deyim	birinden kat be kat üstün olmak	be streets ahead of someone f.
33	Deyim	birinden çok daha üstün olmak	stand head and shoulders above someone f.
34	Deyim	birinden kat be kat daha üstün olmak	stand head and shoulders above someone f.
35	Deyim	birinden kat be kat üstün olmak	stand head and shoulders above someone f.
36	Deyim	birinden kat kat üstün olmak	head and shoulders above someone f.
37	Deyim	birinden/bir şeyden çok daha üstün olmak	tower head and shoulders above f.
38	Deyim	(birinden/bir şeyden) daha üstün olmamak	have got nothing on (someone or something) f.
39	Deyim	(birinden) çok daha üstün olmak	be twice the man/woman that (someone) is f.
40	Deyim	(birinden) kat be kat daha iyi/üstün olmak	be twice the man/woman that (someone) is f.
41	Deyim	birinden üstün olmak	be up on somebody f.
42	Deyim	birinden üstün olmak	have one up on somebody f.
43	Deyim	birinden üstün olmak	get one up on somebody f.
44	Deyim	(birinden) üstün olmak	do (one) one better f.
45	Deyim	(birinden/bir şeyden) üstün olmak	get the best of (someone or something) f.
46	Deyim	birinden/bir şeyden üstün olmak	get the better of somebody/something f.
47	Deyim	(bir konuda birinden/bir şeyden) üstün/daha iyi olmak	have (got) it over (someone or something) in (something) f.
48	Deyim	(birinden/bir şeyden) bir gömlek üstün olmak	have an edge on (someone or something) f.
49	Deyim	birinden üstün olmamak	have nothing on somebody f.
50	Deyim	(birinden/bir şeyden) üstün olmak	have the edge on (someone or something) f.
51	Deyim	birinden/bir şeyden üstün olmak	have an edge on/over somebody/something f.
52	Deyim	birinden/bir şeyden üstün olmak	have the edge on/over somebody/something f.
53	Deyim	(birinden/bir şeyden) üstün olmak	knock (the) spots off (someone or something) [uk/australia] f.
54	Deyim	(birinden/bir şeyden) üstün olmak	knock the socks off (someone or something) f.
55	Deyim	(birinden) üstün olmak	one-up (someone) f.
56	Deyim	(birinden/bir şeyden) üstün olmak	put (someone or something) to shame f.
57	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok üstün olmak	stand head and shoulders above (someone or something) f.
58	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok daha üstün olmak	stay head and shoulders above (someone or something) f.
59	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok daha üstün olmak	tower head and shoulders above (someone or something) f.
60	Deyim	(birinden/bir şeyden) çok daha üstün olmak	tower head and shoulders over (someone or something) f.
61	Deyim	birinden yetki/rütbe açısından üstün	above someone s.
62	Deyim	birinden/bir şeyden epeyce üstün	head and shoulders above someone or something expr.
63	Deyim	birinden/bir şeyden kat kat üstün	head and shoulders above someone or something expr.
64	Deyim	birinden üstün bir konuma/mevkiye/makama/pozisyona	over one's head expr.