Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | (bir şeyi) hissetmek | feel something in your bones f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | kendini bir şeyi yapmaya mecbur hissetmek | feel oneself obliged to f. |
Genel | kendini belirli bir şeyi yapacak kadar güçlü hissetmek | feel up to f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | kendini (bir şeyi) yapabilecek gibi hissetmek | feel up to (something) f. |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | bir şeyi bir yerinden (kalbinden, midesinden) hissetmek | get one right here f. |
Idioms | ||
Deyim | bir şeyi yapmaya zorunlu olmak/hissetmek | be duty bound to do f. |
Deyim | bir şeyi hissetmek | get/have the feeling (that...) f. |
Deyim | bir şeyi bir yerinden (kalbinden, midesinden) hissetmek | gets one right here f. |
Deyim | (bir şeyi yapmaya) zorunlu hissetmek | feel duty bound to (do something) [us] f. |
Deyim | (birini/bir şeyi) ensesinde hissetmek | come within a hair of (someone or something) f. |
Deyim | bir şeyi kendine ait addetmek/hissetmek | call something your own f. |
Archaic | ||
Eski Kullanım | önceden hissetmek (özellikle uğursuz bir şeyi) | forebode f. |