(bir şey) yaşamak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

(bir şey) yaşamak



"(bir şey) yaşamak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
(bir şey) yaşamak fall on (someone or something) f.
(bir şey) yaşamak fall onto (someone or something) f.
(bir şey) yaşamak meet with (something) f.

"(bir şey) yaşamak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 30 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir şey uğruna yaşamak live for something f.
Phrasals
(bir şey/dönem) yaşamak fall upon (someone or something) f.
(bir şey/dönem) yaşamak fall on (someone or something) f.
(biri/bir şey) hakkında anlaşmazlık yaşamak fight about (someone or something) f.
(biriyle bir şey/biri) hakkında anlaşmazlık yaşamak fight (with) someone or something about (someone or something) f.
biri/bir şey hakkında anlaşmazlık yaşamak fight about someone or something f.
bir şey yaşamak/deneyimlemek go through something f.
olumsuz bir şey yaşamak/deneyimlemek go through f.
(bir şey) yiyerek/içerek yaşamak/hayatta kalmak live off (of) (something) f.
bir eşyayla, bir şey yiyerek yaşamak live out f.
kışın (bir şey) yiyerek yaşamak winter on (something) f.
(biri/bir şey) olmadan yaşamak get by (without someone or something) f.
(biri/bir şey) için yaşamak live for (someone or something) f.
(bir şey) yiyerek yaşamak live off (of) (something) f.
(bir şey) için yaşamak live to f.
(bir şey) uğruna yaşamak live to f.
(bir şey) tehdidi altında yaşamak live under f.
(bir şey) endişesiyle yaşamak live under f.
(bir şey) yiyerek yaşamak subsist on (something) f.
Idioms
bir şey (dert/sorun) ile yaşamak zorunda olmak have to live with something f.
ile bir şey yaşamak have a brush with f.
(bir şey yaparak) yaşamak make a living out of (doing) (something) f.
arka arkaya bir şey yaşamak have a run of something f.
bir dizi bir şey yaşamak have a run of something f.
bir şey silsilesi yaşamak have a run of something f.
(bir şey) içinde yaşamak lead a life of (something) f.
(bir şey) içinde yaşamak live a life of f.
(bir şey) içinde yaşamak live a life of (something) f.
(bir şey) umuduyla yaşamak live in hope of (something) f.
(bir şey yaparak) yaşamak make a living from (doing) (something) f.