ışığında - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ışığında



"ışığında" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ışığında in the light of ed.
ışığında in consideration of ed.
Phrases
ışığında in light of expr.
ışığında in the light of expr.
ışığında in view of expr.

"ışığında" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 74 sonuç

Türkçe İngilizce
General
mum ışığında akşam yemeği candlelit dinner i.
mum ışığında akşam yemeği candlelight dinner i.
(yalnızca ay ışığında) uyurgezerlik lunambulism i.
düşmanı mevcut hareket tarzını sürdürmekten veya planladığı operasyonları gerçekleştirmekten caydırmak amacıyla en iyi ekonomik, diplomatik, siyasi ve askeri değerlendirmeler ışığında geliştirilmiş eylem planı deterrent options i.
ay ışığında görmek moon f.
bilinenler ışığında … gibi durmak seem f.
mum ışığında (yemek vb) candlelit s.
ay ışığında yapılan moonlight s.
ay ışığında meydana gelen moonlight s.
mum ışığında oluşturulan lucubratory s.
gün ışığında parlayan (renk) day-glo s.
gün ışığında yapılan daylight s.
gün ışığında kullanılan daylight s.
gün ışığında gerçekleşen daylight s.
güneş ışığında üretilen solar s.
ay ışığında in the moonlight zf.
bunların ışığında in the light of these zf.
tahminler ışığında in accordance with the estimates zf.
bu bilgilerin ışığında in the view of such information zf.
bu bilgilerin ışığında in the light of such information zf.
bilginin ışığında in the light of information zf.
deliller ışığında in the light of evidences zf.
bu gelişmeler ışığında in the light of these developments zf.
bilgiler ışığında in the light of information zf.
bunların ışığında having said that zf.
bu bilgiler ışığında in light of this information zf.
bu bilgiler ışığında in the light of this information zf.
olasılıklar ışığında on a balance of probabilities zf.
mum ışığında by candle light zf.
mutlak veriler ışığında in absolute terms zf.
yeni bilgiler ışığında in the light of the new information zf.
Phrasals
eldeki bilgilerin ışığında mantıklı bir sonuca varmak reconstruct (something) from (something else) f.
(bir şey) ışığında seyahat etmek/ilerlemek travel by (something) f.
tüm veriler ışığında according to all accounts expr.
tüm veriler ışığında by all accounts expr.
Phrases
yukarıdaki bulgular ışığında in the light of the foregoing findings zf.
yukarıdaki bulgular ışığında in the light of the above findings zf.
bunların ışığında that being said expr.
bu gerçekler ışığında given these realities expr.
yukarıdaki bulgular ışığında in the light of the findings above expr.
yukarıda bahsedilen tüm bu gerçeklerin ışığında in the light of all the facts mentioned above expr.
doğru olduğuna inandıklarının ışığında according to own lights expr.
doğru bildiklerinin ışığında according to own lights expr.
doğru olduğuna inandıklarının ışığında according to your lights expr.
doğru bildiklerinin ışığında according to your lights expr.
(bir şeyin) ışığında in (the) light of (something) expr.
bir şeyin ışığında in the light of something [uk] expr.
bir şeyin ışığında in light of something [us] expr.
Colloquial
sabahın ilk ışığında at the crack of dawn expr.
-in ışığında in the light of expr.
Idioms
meşale ışığında somon mızraklamak burn the water f.
doğru bildiklerinin ışığında according to one's own lights expr.
doğru olduğuna inandıklarının ışığında according to one's own lights expr.
gün ışığında in broad daylight expr.
Trade/Economic
gün ışığında parlayan bir pigment ve boya markası day-glo® i.
Law
görevler ışığında in the light of issues stated expr.
Technical
gün ışığında çalışan lamba drl -daytime running lamp i.
güneş ışığında kurutulmuş adust s.
Automotive
gün ışığında çalışan lamba daytime running lamp i.
gün ışığında çalışan lamba kontrol modülü daytime running light control module i.
Aeronautic
rotasyonun yatay düzlemdeki bir kapalı devrede lazer ışığında meydana gelen frekans ötelemesinin ölçülerek algılandığı, hava trafiğinde kullanılan bir sistem laser ring gyro i.
Optics
sert ve yumuşak lenslerin gün ışığında yaşlandırılması ageing of rigid and soft lenses in daylight i.
gün ışığında normal görüş daylight vision i.
Physics
güneş ışığında bulunan ve cilde zararlı bir tür ultraviyole radyasyon uva i.
güneş ışığında bulunan ve cilde zararlı bir tür ultraviyole radyasyon uvb i.
Biology
(özellikle gün ışığında) açıkta yaşayan phanerozoic s.
Botanic
tam güneş ışığında gelişen bitki heliophyte i.
bol güneş ışığında büyüyen bitki sun plant i.
Education
öğrenci olan bir bireyin, öğretici olan başka bir bireyin öğretisi ışığında bulunması teachery i.
Literature
edebi çalışmayı belirli edebi teoriler ışığında inceleyen eleştirel yaklaşım veya doktrin theoretical criticism i.
History
tarihin kaçınılmaz bir şekilde ilerleme ve gelişme yolunda gittiğini öne sürüp geçmişi bugünün ışığında değerlendiren bir görüşe ait whiggish s.
tarihin kaçınılmaz bir şekilde ilerleme ve gelişme yolunda gittiğini öne sürüp geçmişi bugünün ışığında değerlendiren bir görüşle ilgili whiggish s.
tarihin kaçınılmaz bir şekilde ilerleme ve gelişme yolunda gittiğini öne sürüp geçmişi bugünün ışığında değerlendiren bir görüşün özelliği taşıyan whiggish s.
Photography
içinde bir fotoğrafın gün ışığında işlenebildiği ışık geçirmez kap tank i.