önceden olan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

önceden olan



"önceden olan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
önceden olan previous s.
önceden olan long s.
önceden olan one s.
önceden olan prev (previous) kısalt.

"önceden olan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç

Türkçe İngilizce
General
daha önceden belirlenmiş olan standartları karşılama living up to i.
önceden belli olan sonuç foregone conclusion i.
önceden element olarak kabul edilen ve indirgenmesi zor olan metal oksitler earth i.
üzerinde tartışılmakta olan tasarı gibi hukuki meselelerin önceden belirtilen zamanın dolması ile müzakereye kapanması guillotine i.
önceden haberi olan kimse foreknower i.
(blastuladan gastrula oluşumunda) önceden katı olan yapının içinde boşluk oluşacak şekilde katlanmak invaginate f.
daha önceden mevcut olan preexisting s.
önceden belli olan assured s.
önceden var olan preexisting s.
önceden satın alma hakkı olan preemptive s.
önceden gerekli olan prerequisite s.
önceden satın alınmış hakları olan preemptive s.
önceden satın alınmış hakları olan preemptory s.
önceden söylenmiş olan canned s.
daha önceden mevcut olan pre-existing s.
önceden satın alınmış hakları olan pre-emptive s.
önceden satın alma hakkı olan pre-emptive s.
önceden var olan pre-existing s.
önceden satın alınmış hakları olan pre-emptory s.
önceden var olan pre-existing s.
önceden geçmiş olan forepassed s.
Phrasals
(bilgisayar oyunlarında) önceden var olan bir unsuru kaldırmak/çıkartmak dummy out f.
Trade/Economic
sözleşmesi önceden yapılmış bir satışa konu olan ürünü tedarik için alım yapmak cover f.
Law
kanun veya anlaşma hükmüyle önceden belirlenmiş olmayıp olaya göre ikamesi mümkün olan her türlü yasal delil casual evidence i.
(haksız muamele hukukunda) önceden kestirilebilir olan şey foreseeability i.
Politics
marksizm ve panislamizmi birleştirmeyi amaçlayan, önceden ırak'ta, şimdilerde suriye'de aktif olan michel aflaq tarafından kurulan arap sosyalist partisi ba'ath i.
marksizm ve panislamizmi birleştirmeyi amaçlayan, önceden ırak'ta, şimdilerde suriye'de aktif olan michel aflaq tarafından kurulan arap sosyalist partisi ba'th i.
Technical
önceden mevcut olan çatlak preexisting crack i.
Computer
önceden linklenmiş olan aforelinked s.
önceden gönderilmiş olan aforeposted s.
önceden paylaşılmış olan aforeposted s.
önceden/yukarıda kaynak gösterilmiş olan aforereferenced s.
önceden/yukarıda alıntı yapılmış olan aforereferenced s.
önceden/yukarıda referans alınmış olan aforereferenced s.
Construction
önceden karıştırılmış hazır durumda olan (çimento) ready-mixed s.
Railway
yüksekliği birbirinden farklı olan önceden belirlenmiş iki nokta arasındaki hattın uzunluğunu artırarak demiryolundaki eğimi düşürme development i.
Mining
önceden var olan minerallerin tamamen veya kısmen turmaline dönüştüğü süreç tourmalinization i.
önceden var olan minerallerin tamamen veya kısmen turmaline dönüştüğü süreç tourmalinize f.
Medical
önceden var olan preexisting s.
önceden var olan pre-existing s.
Printing
tekrar kullanılacak olan önceden kullanılmış dizili harfler live matter i.
Chemistry
evrenin erken dönemlerinde önceden var olan çekirdek parçacıklarından yeni atomik elementlerin oluşması süreci nucleosynthesis i.
Social Sciences
önceden kansas'ta yaşayan bir kızılderili konfederasyonun üyesi olan bir halk wichita i.
Religious
dini törenlerin önceden kurallarla belirlenmiş olan düzeni ceremonial i.
Geology
önceden var olan koyu renkli bir mineralin amfibole dönüştüğü metasomatik süreç amphibolization i.
(erimiş kayayı) önceden var olan kaya içine zorla sokmak thrust f.
Music
laterna veya müzik kutusu gibi önceden derlenmiş olan bir parçayı mekanik yollarla çalan müzik aleti mechanical instrument i.
Slang
sonucu önceden belli olan bir yarışı kazanmak go off [australia] f.