çevredeki - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

çevredeki



"çevredeki" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çevredeki outlying s.
çevredeki circumjacent s.
çevredeki ambient s.
çevredeki surrounding s.
çevredeki neighboring s.
çevredeki neighbouring s.
çevredeki outsetting s.
Technical
çevredeki surrounding s.

"çevredeki" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 38 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi subitizing i.
çevredeki bitki örtüsü silva i.
çevredeki bitki örtüsü sylva i.
(belirli bir) çevredeki ağaçlar silva i.
çevredeki objeleri görüp ne olduklarını hemen anlama yetisi subitising i.
çevredeki nahoşluklardan izole olmuş durum veya yer oasis i.
çevredeki kırsal bölgeye hakim bir nokta elde etmek için bahçeye inşa edilen yüksek alan mount [obsolete] i.
petrol gibi sıvıları çevredeki kayaç tabakalarının içine yönelten basınç drive i.
nem miktarı çevredeki atmosferle dengede bulunan (kağıt) seasoned s.
Phrasals
(çevredeki gürültüden dolayı) yüksek sesle konuşmak talk over f.
çevredeki/etraftaki fareleri avlamak rat around f.
çevredeki/etraftaki fareleri yakalamak rat around f.
çevredeki/etraftaki fareleri öldürmek rat around f.
Colloquial
çevredeki insanların rahatsız olmasına rağmen sürekli cep telefonu ile konuşan kişi cellfish i.
çevredeki diğer insanların da karmaşık hayatları olduğunun farkına varılması sonder i.
Trade/Economic
açık alanda kullanılan teçhizat tarafından oluşturulan çevredeki gürültü emisyonu noise emission in the environment by equipment for use outdoors i.
Politics
açık alanda kullanılan teçhizat tarafından oluşturulan çevredeki gürültü emisyonuyla ilgili üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması komitesi committee for the approximation of the laws of the member states relating to noise emission in the environment by equipment for use outdoors i.
Technical
çevredeki yanıcı gazların alev almasına karşı korunma protection against ignition of surrounding flammable gases i.
çevredeki sistemler adjacent systems i.
çevredeki alev alabilir gazların tutuşmasına karşı koruma protection against ignition of surrounding flammable gases i.
sıcaklığı çevredeki ortam yoluyla kontrol etmeye yarayan bir alet bath i.
Mechanic
çevredeki uç peripheral insert i.
Architecture
nüfus yoğunluğunu en üst düzeye çıkararak çevredeki kırsal alanı koruyan dikey şehir planlaması arcology i.
Furniture
çevredeki nesneleri yansıtan koyu renkli cam küre garden glass i.
Marine
çevredeki suyun jetteki akıma girme olasılığı probability of entrainment i.
sualtında çevredeki kayaları veya çıkıntıları tutup çekerek ilerleme tekniği pull and glide i.
Medical
çevredeki tümör dışı tiroid dokusu adjacent non-neoplastic thyroid tissue i.
Anatomy
beyin zarlarını ve çevredeki yapıları besleyen üç arterden herhangi biri meningeal artery i.
Mental Health
psikiyatr r. d. laing'in zihinsel hastalıkların aile ve sosyal çevredeki strese verilen doğal tepkiler olduğuna dair teorisi ile uyumlu, veya bu teoriyi esas alan (yaklaşım) laingian s.
Gastronomy
çevredeki mandıralardan toplanan sütten süt ürünleri üreten bir fabrika dairy factory [new zealand] i.
Chemistry
atmosferdeki veya çevredeki bir kimyasalı yakalayıp depolama alanına hapsetme sequestration i.
Biology
organizmanın çevredeki kimyasalların etkisiyle büyümesinde yaşadığı olumsuz etki allelopathy i.
organizmanın çevredeki kimyasalların etkisiyle büyümesinde yaşadığı olumsuz etkiye ait veya ilgili allelopathic s.
Botanic
bir bitki türünün özellikle çevredeki kimyasalların etkisiyle diğer bitki türünün yerini alması allelopathy i.
Environment
açık alanda kullanılan teçhizat tarafından oluşturulan çevredeki gürültü emisyonu noise emission in the environment by equipment for use outdoors i.
bir çevredeki canlı organizmaların birbirine bağımlılığıyla ifade edilen ecologic s.
Geology
kayanın sıvılaşması ve akışkan hale gelerek çevredeki kayaların içine sızması rheomorphism i.
Sport
bir yandan hafif tempoda koşu yaparken, bir yandan da çevredeki çöpleri toplama plogging i.