İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | impact i. | etki | ||
Pollution has a direct impact on climate change. Kirliliğin iklim değişikliği üzerinde doğrudan etkisi vardır. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | impact i. | çarpma | ||
Neither Sellafield nor la Hague was designed to withstand the impact of a commercial jet. Ne Sellafield ne de La Hague ticari bir jetin çarpmasına dayanacak şekilde tasarlanmamıştır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | impact i. | çarpışma | ||
Brace yourselves for impact. Çarpışma için kendinizi hazırlayın. More Sentences |
||||
Genel | impact i. | şiddet | ||
The force of the impact knocked the door down. Çarpmanın şiddetiyle kapı yerinden çıktı. More Sentences |
||||
Genel | impact f. | etki | ||
Pollution has a direct impact on climate change. Kirliliğin iklim değişikliği üzerinde doğrudan etkisi vardır. More Sentences |
||||
Genel | impact f. | etkilemek | ||
The new policy will impact their profit. Yeni politika onların kârını etkileyecektir. More Sentences |
||||
Genel | impact f. | etkili olmak | ||
It is not clear to what extent heavy goods vehicles have an impact on road accidents. Ağır yük taşıtlarının trafik kazaları üzerinde ne ölçüde etkili olduğu açık değildir. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Siyasal | impact i. | etki | ||
Pollution has a direct impact on climate change. Kirliliğin iklim değişikliği üzerinde doğrudan etkisi vardır. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | impact i. | çarpma | ||
Neither Sellafield nor la Hague was designed to withstand the impact of a commercial jet. Ne Sellafield ne de La Hague ticari bir jetin çarpmasına dayanacak şekilde tasarlanmamıştır. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Bilgisayar | impact i. | etki | ||
Pollution has a direct impact on climate change. Kirliliğin iklim değişikliği üzerinde doğrudan etkisi vardır. More Sentences |
||||
Informatics | ||||
Bilişim | impact i. | etki | ||
Pollution has a direct impact on climate change. Kirliliğin iklim değişikliği üzerinde doğrudan etkisi vardır. More Sentences |
||||
Linguistics | ||||
Dilbilim | impact i. | etki | ||
Pollution has a direct impact on climate change. Kirliliğin iklim değişikliği üzerinde doğrudan etkisi vardır. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | impact i. | darbe | ||
General | ||||
Genel | impact i. | vuruşma | ||
Genel | impact i. | vuruş | ||
Genel | impact i. | vurma | ||
Genel | impact i. | tesir | ||
Genel | impact i. | etkililik | ||
Genel | impact i. | yeni bir fikir, kavram, teknoloji veya ideolojinin gücü | ||
Genel | impact i. | (ışık) üzerine düşme | ||
Genel | impact i. | (ışık) vurma | ||
Genel | impact f. | sıkıştırmak | ||
Genel | impact f. | pekiştirmek | ||
Genel | impact f. | paketleyerek veya sıkıştırarak sıkıca sabitlemek | ||
Genel | impact f. | birbirine bastırmak | ||
Genel | impact f. | sıkı bir kütle haline getirmek | ||
Genel | impact f. | bastırıp sıkıştırmak | ||
Genel | impact f. | doldurmak | ||
Genel | impact f. | tıkamak | ||
Genel | impact f. | yığmak | ||
Genel | impact f. | güçlü şekilde itmek | ||
Genel | impact f. | üzerinde olumsuz etkiye sahip olmak | ||
Genel | impact f. | şiddetle çarpmak | ||
Genel | impact f. | temas etmek | ||
Genel | impact f. | olumsuz etkiye sahip olmak | ||
Genel | impact f. | … ile çarpışmak | ||
Genel | impact s. | çarpmalı | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | impact i. | tesir | ||
Law | ||||
Hukuk | impact i. | tesir | ||
Technical | ||||
Teknik | impact i. | darbe | ||
Teknik | impact i. | vuru | ||
Teknik | impact i. | darbe şiddeti düzeyi | ||
Computer | ||||
Bilgisayar | impact i. | etkililik | ||
Bilgisayar | impact i. | vuruş | ||
Informatics | ||||
Bilişim | impact i. | vuruş | ||
Mechanic | ||||
Mekanik | impact i. | şok | ||
Construction | ||||
İnşaat | impact i. | darbe | ||
Automotive | ||||
Otomotiv | impact i. | darbe | ||
Medical | ||||
Medikal | impact i. | impakt | ||
Chemistry | ||||
Kimya | impact i. | vurma | ||
Geography | ||||
Coğrafya | impact i. | teksas eyaletinde şehir |