| 1 |
dorm |
yurt |
n. |
|
- Our dorm's heating system isn't working properly.
- Yurdumuzun ısıtma sistemi düzgün çalışmıyor.
- My university has a dorm.
- Üniversitemin bir yurdu var.
- He went back to the dorm as soon as he finished class.
- Dersi bitirir bitirmez yurda geri döndü.
- Sami started driving to the dorms.
- Sami yurtlara doğru sürmeye başladı.
- My college has a dorm.
- Üniversitemin bir yurdu var.
- Tom couldn't sneak out of the dorm without being seen.
- Tom görülmeden yurttan gizlice çıkamıyordu.
- You'll get used to the dorm life pretty quickly.
- Yurt hayatına oldukça hızlı bir şekilde alışacaksın.
- We all live in the same dorms.
- Hepimiz aynı yurtlarda yaşarız.
- Sami started driving to the dorms.
- Sami yurtlara arabayla gitmeye başladı.
- Tom and I live in the same dorm.
- Tom ve ben aynı yurtta kalıyoruz.
- You'll get used to the dorm life pretty quickly.
- Yurt hayatına çabucak alışacaksın.
- Have you gotten used to living in the dorm?
- Yurtta yaşamaya alıştın mı?
- My dorm room was very small.
- Yurt odam çok küçüktü.
- Since you're going to the dorm, can you tell Erkin to come over here?
- Madem yurda gidiyorsun, Erkin'e buraya gelmesini söyler misin?
- We all live in the same dorm.
- Hepimiz aynı yurtta kalıyoruz.
- We all live in the same dorms.
- Hepimiz aynı yurtta kalıyoruz.
- I didn't know Tom lives in a dorm.
- Tom'un yurtta kaldığını bilmiyordum.
- Sami lives in the dorm.
- Sami yurtta yaşıyor.
- I've been living in this dorm for three and a half years.
- Üç buçuk yıldır bu yurtta yaşıyorum.
- Tom went back to his dorm.
- Tom yurduna geri döndü.
- My college has a dorm.
- Benim üniversitenin bir yurdu var.
- Two American students live in this dorm.
- Bu yurtta iki Amerikalı öğrenci yaşıyor.
- Do you live in this dorm?
- Bu yurtta mı yaşıyorsun.
- Do you live in this dorm?
- Bu yurtta mı kalıyorsun?
- Tom and I live in the same dorm.
- Tom'la aynı yurtta kalıyoruz.
- Tom lost the key to his dorm room.
- Tom yurt odasının anahtarını kaybetti.
- All of us live in the same dorm.
- Hepimiz aynı yurtta kalıyoruz.
- All of us live in the same dorm.
- Hepimiz aynı yurtta yaşıyoruz.
- We all live in the same dorm.
- Hepimiz aynı yurtta yaşarız.
- Two American students live in this dorm.
- Bu yurtta iki Amerikalı öğrenci kalıyor.
- Sami lives in the dorm.
- Sami yurtta kalıyor.
- Our dorm's heating system isn't working properly.
- Bizim yurdun ısıtma sistemi düzgün çalışmıyor.
Show More (29)
|
| 2 |
dormitory |
yurt |
n. |
|
- The food is very good in the dormitory where he lives.
- Kaldığı yurtta yemekler çok iyi.
- My college has a dormitory.
- Üniversitemde bir yurt var.
- I've been living in this dormitory for three and a half years.
- Üç buçuk yıldır bu yurtta yaşıyorum.
- The food is very good in the dormitory where he lives.
- Onun yaşadığı yurtta yemekler çok iyi.
- You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
- My university has a dormitory.
- Benim üniversitemin bir yurdu vardır.
- Those two boys share the same dormitory room.
- Bu iki çocuk aynı yurt odasını paylaşıyor.
- I've been living in this dormitory for three and a half years.
- Üç buçuk yıldır bu yurtta kalıyorum.
- Tom and I live in the same dormitory.
- Tom ve ben aynı yurtta kalıyoruz.
- We all live in the same dormitory.
- Hepimiz aynı yurtta yaşarız.
- Tom and I live in the same dormitory.
- Tom'la aynı yurtta kalıyoruz.
- My university has a dormitory.
- Üniversitemde bir yurt var.
- You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında yurtta yaşamaya alışacaksın.
- Tom got locked out of his dormitory.
- Tom yurtta kilitli kaldı.
- The food is very good in the dormitory where he lives.
- Yaşadığı yurtta yemekler çok iyi.
- He soon got accustomed to dormitory life and made two or three friends.
- Kısa sürede yurt hayatına alıştı ve iki ya da üç arkadaş edindi.
- The food is very good in the dormitory where he lives.
- Onun kaldığı yurtta yemekler çok iyi.
- My college has a dormitory.
- Benim üniversitenin bir yurdu var.
- We all live in the same dormitory.
- Hepimiz aynı yurtta kalıyoruz.
Show More (16)
|
| 3 |
home |
yurt |
n. |
|
- We must press for rights to be recognised at home as well as abroad.
- Hakların yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da tanınması için baskı yapmalıyız.
- Following a judicial procedure at home, an international trial was therefore inevitable.
- Yurt içindeki adli sürecin ardından uluslararası bir yargılama kaçınılmazdı.
- Peace at home, peace in the world.
- Yurtta barış, dünyada barış.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- He is famous both at home and abroad.
- O hem yurdunda hem de yurtdışında ünlüdür.
- Germany is like my second home.
- Almanya benim ikinci yurdum gibidir.
- Peace at home, peace in the world.
- Yurtta sulh, cihanda sulh.
- The scientist is famous both at home and abroad.
- Bilim adamı hem yurt içinde hem de yurt dışında ünlüdür.
- Boston is like my second home.
- Boston benim ikinci yurdum gibidir.
- He is famous both at home and abroad.
- Yurt içinde ve yurt dışında ünlüdür.
Show More (7)
|
| 4 |
hostel |
yurt |
n. |
|
- We met them at the youth hostel.
- Biz onlarla gençlik yurdunda tanıştık.
- He spent the night in a homeless hostel.
- Geceyi evsizler yurdunda geçirdi.
- We met them at the youth hostel.
- Onlarla gençlik yurdunda tanıştık.
Show More (0)
|
| 5 |
youth hostel |
yurt |
n. |
|
- Is there a youth hostel here?
- Burada gençlik yurdu var mı?
- Is there a youth hostel around here?
- Buralarda bir gençlik yurdu var mı?
- Is there a youth hostel here?
- Burada bir gençlik yurdu var mı?
Show More (0)
|
| 6 |
hall of residence |
yurt |
n. |
|
- I didn't know Tom lives in the hall of residence.
- Tom'un öğrenci yurdunda kaldığını bilmiyordum.
- I didn't know Tom lives in the hall of residence.
- Tom'un yurtta kaldığını bilmiyordum.
Show More (-1)
|
| 7 |
country |
yurt |
n. |
|
- Have you ever been outside the country?
- Hiç yurt dışına çıktın mı?
- Arrests were made throughout the country.
- Yurt çapında tutuklamalar gerçekleştirildi.
Show More (-1)
|
| 8 |
hall |
yurt |
n. |
|
- I didn't know Tom lives in halls.
- Tom'un yurtta kaldığını bilmiyordum.
Show More (-2)
|
