|
- The speakers this evening also referred to this.
- Bu akşamki konuşmacılar da bu konuya değindiler.
- That said, I will turn to the first two suggestions, which, moreover, have already been put forward this evening.
- Bununla birlikte, bu akşam zaten ortaya konmuş olan ilk iki öneriye döneceğim.
- I would ask the House to reject both these amendments this evening.
- Meclis'ten bu akşam bu iki değişikliği de reddetmesini rica ediyorum.
- I am very glad to be here this evening.
- Bu akşam burada bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.
- The reforms of our fisheries policy that we are debating this evening are very important.
- Bu akşam tartışmakta olduğumuz balıkçılık politikamıza ilişkin reformlar çok önemlidir.
- The communication opens a genuine debate, as we shall see this evening.
- Bu akşam göreceğimiz üzere bildiri gerçek bir tartışma başlatıyor.
- I am, moreover, completely convinced that all of us who are here this evening will happily help her.
- Dahası, bu akşam burada bulunan hepimizin ona seve seve yardımcı olacağından tamamen eminim.
- I, for instance, was allowed into Parliament this evening without even showing my security pass.
- Örneğin ben, bu akşam güvenlik kartımı bile göstermeden Parlamento'ya girebildim.
- I should like to respond to a few of the points that have been raised in the debate this evening.
- Bu akşamki tartışmalarda dile getirilen bazı hususlara yanıt vermek istiyorum.
- This evening, we are discussing the review of the Financial Regulation.
- Bu akşam Mali Tüzüğün gözden geçirilmesini görüşüyoruz.
- However, judging by the debate this evening, opinion is certainly divided.
- Ancak, bu akşamki tartışmalara bakılırsa, görüşler kesinlikle bölünmüş durumda.
- On behalf of Parliament, I thank you for your dedication this evening and all the answers you have given us.
- Parlamento adına, bu akşamki özveriniz ve bize verdiğiniz tüm cevaplar için teşekkür ederim.
- Unfortunately I will not be there but I will ask for this to be raised at the Bureau this evening.
- Maalesef orada olamayacağım ancak bu akşam Büro'da bu konunun gündeme getirilmesini isteyeceğim.
- It is a great pity he is not here this evening to reap the rewards, as it were.
- Kendisinin bu akşam ödüllerini toplamak üzere burada bulunmaması çok üzücü.
- Then there is another major political theme which is connected with the subject of this evening's debate.
- Bu akşamki tartışmanın konusuyla bağlantılı olan bir başka önemli siyasi tema daha var.
- I find myself with the unexpected privilege this evening of speaking second in this debate.
- Bu akşam bu tartışmada ikinci konuşma yapma gibi beklenmedik bir ayrıcalığa sahibim.
- I was delighted to hear this evening that she had confirmed her full support.
- Bu akşam tam desteğini teyit ettiğini duyduğuma çok sevindim.
- The speeches that we will hear this evening will be unanimous in their view.
- Bu akşam dinleyeceğimiz konuşmacılar bu konuda görüş birliği içinde olacaklardır.
- Those are my replies to the questions and comments presented this morning and this evening.
- Bunlar, bu sabah ve bu akşam sunulan soru ve yorumlara verdiğim yanıtlardır.
- The reforms of our fisheries policy that we are debating this evening are very important.
- Bu akşam tartışmakta olduğumuz balıkçılık politikamızdaki reformlar çok önemlidir.
- That is not the subject of this evening's debate, but it will be subject of debates over coming months and years.
- Bu akşamki tartışmanın konusu bu değil ancak önümüzdeki aylarda ve yıllarda tartışmaların konusu olacak.
- However, judging by the debate this evening, opinion is certainly divided.
- Ancak bu akşamki tartışmalara bakılırsa, görüşler kesinlikle bölünmüş durumda.
- I just want to mention two areas specifically this evening.
- Bu akşam özellikle iki alandan bahsetmek istiyorum.
- This evening, in the splendid Carnero González report, we have part of the answer.
- Bu akşam, muhteşem Carnero González raporunda cevabın bir kısmını bulduk.
- First, the question of the death penalty which has not, I think, been adequately evaluated in the House this evening.
- İlk olarak bu akşam Mecliste yeterince değerlendirilmediğini düşündüğüm ölüm cezası meselesi.
- The debate will resume this evening at 9 p.m.
- Tartışma bu akşam saat 21:00'de devam edecek.
- Surely he can share that with us this evening.
- Elbette bu akşam bunu bizimle paylaşabilir.
- It is very unfortunate that I am the only man to take the floor on this matter this evening.
- Bu akşam bu konuda söz alan tek kişi olmam çok talihsiz bir durum.
- We wish you, and of course all the staff who have remained with us until this evening, a very Happy Christmas.
- Size ve elbette bu akşama kadar bizimle kalan tüm personele Mutlu Noeller dileriz.
- It may not be possible this evening, but I would like more clarification on that area.
- Bu akşam mümkün olmayabilir ancak bu alanda daha fazla açıklama istiyorum.
- I would ask the House to reject both these amendments this evening.
- Meclisten bu akşam bu iki değişikliği de reddetmesini rica ediyorum.
- As we discuss this report this evening, we should never forget this.
- Bu akşam bu raporu tartışırken şunu asla unutmamalıyız.
- Of course, the debate in the House this evening also indicates this.
- Elbette bu akşam Mecliste yapılan tartışmalar da bunu gösteriyor.
- I feel that this evening's debate confirms the need for us to change the way we work in the European Parliament.
- Bu akşamki tartışmanın Avrupa Parlamentosu'ndaki çalışma şeklimizi değiştirmemiz gerektiğini teyit ettiğini düşünüyorum.
- I should like to focus in my speech on a number of issues which other honourable Members have also raised this evening.
- Konuşmamda, bu akşam diğer saygıdeğer Üyelerin de gündeme getirdiği bazı konulara odaklanmak istiyorum.
- Let me now answer a few points that were raised this evening.
- Şimdi bu akşam gündeme gelen birkaç noktaya cevap vermeme izin verin.
- I would like to congratulate three ladies this evening.
- Bu akşam üç hanımefendiyi tebrik etmek istiyorum.
- Indeed all speakers this evening have echoed this strong support.
- Aslında bu akşamki tüm konuşmacılar bu güçlü desteği yinelediler.
- A number of speakers have already said as much this evening.
- Bu akşam çok sayıda konuşmacı zaten bunu dile getirdi.
- As far as access to the floor is concerned, this equality has not been respected this evening.
- Kürsüye erişim söz konusu olduğunda bu akşam bu eşitliğe riayet edilmemiştir.
- If we achieve a good outcome this evening, we can avoid the conciliation procedure.
- Bu akşam iyi bir sonuç elde edersek uzlaştırma prosedüründen kaçınabiliriz.
- This is obviously what is happening here this evening.
- Bu akşam burada olan şey açıkça budur.
- That is why we are meeting here this evening.
- Bu akşam burada toplanmamızın nedeni de bu.
- Unforeseen circumstances have forced him to return to the UK this evening.
- Öngörülemeyen koşullar onu bu akşam Birleşik Krallık'a dönmek zorunda bıraktı.
- The Erasmus World programme, which we are discussing this evening, is perfectly compatible with this objective.
- Bu akşam görüşmekte olduğumuz Erasmus Dünya programı bu hedefle mükemmel bir şekilde uyumludur.
- This point will be dealt with in this evening's debate.
- Bu konu bu akşamki tartışmalarda ele alınacaktır.
- The atmosphere is a lot more pleasant this evening.
- Bu akşam atmosfer çok daha hoş.
- The Commission must, in my opinion, do more than what has been talked about this evening.
- Bana göre Komisyon, bu akşam konuşulanlardan daha fazlasını yapmalıdır.
- I would now like to reply to some of the comments made this evening.
- Şimdi bu akşam yapılan bazı yorumlara cevap vermek istiyorum.
- Perhaps you could answer me in these more intimate surroundings this evening.
- Belki de bu akşam bu daha samimi ortamda bana cevap verebilirsiniz.
- Surely he can share that with us this evening.
- Şüphesiz bu akşam bunu bizimle paylaşabilir.
- You can see this evening that there is opposition from various countries.
- Bu akşam çeşitli ülkelerden muhalefet olduğunu görebilirsiniz.
- The Bureau members will be meeting this evening and I shall inform them of your proposal.
- Büro üyeleri bu akşam toplanacak ve onları teklifiniz hakkında bilgilendireceğim.
- Your statement has cheered us all up this evening.
- Açıklamanız bu akşam hepimizi neşelendirdi.
- I would like to congratulate three ladies this evening.
- Bu akşam üç bayanı tebrik etmek istiyorum.
- This goes against the somewhat unrealistic assertions of the reports we are considering this evening.
- Bu durum, bu akşam değerlendirdiğimiz raporların gerçekçi olmayan iddialarına ters düşmektedir.
- A great deal has been said this evening on this subject.
- Bu akşam bu konuda çok şey söylendi.
- The Committee on Citizens' Freedoms and Rights, Justice and Home Affairs has an extra meeting this evening.
- Vatandaşların Özgürlükleri ve Hakları, Adalet ve İçişleri Komitesi'nin bu akşam ekstra bir toplantısı var.
- Mr Liese is, therefore, returning to plenary this evening with the same intentions.
- Bu nedenle Sayın Liese bu akşam aynı niyetlerle genel kurula geri dönüyor.
- There are two important reports on this evening's agenda.
- Bu akşamın gündeminde iki önemli rapor var.
- It is an honour to present this report on Iraq to Parliament this evening.
- Bu akşam Irak hakkındaki bu raporu Parlamentoya sunmak benim için bir onurdur.
- This would enable the Commission to give better responses this evening.
- Bu, Komisyon'un bu akşam daha iyi yanıtlar vermesini sağlayacaktır.
- There is no doubt that what has been said this evening is going to help us in our subsequent work.
- Bu akşam söylenenlerin sonraki çalışmalarımızda bize yardımcı olacağına hiç şüphe yok.
- I give my personal support to the resolution before us this evening.
- Bu akşam önümüze gelen karara şahsen destek veriyorum.
- This evening's debate confirms this.
- Bu akşamki tartışma da bunu doğrulamaktadır.
- For the rest, we can still vote at 5.30 this evening.
- Geri kalanlar için bu akşam 5.30'da hala oy kullanabiliriz.
- This report was in fact published at the end of last year and this is what forms the basis of this evening's debate.
- Bu rapor aslında geçen yılın sonunda yayınlanmıştır ve bu akşamki tartışmanın temelini de bu rapor oluşturmaktadır.
- Early this evening, we discussed the Single European Sky.
- Bu akşam erken saatlerde Tek Avrupa Hava Sahası'nı görüştük.
- Lastly, how will this be coordinated with the proposals the Commission has presented this evening?
- Son olarak, Komisyon'un bu akşam sunduğu önerilerle bu nasıl koordine edilecek?
- That is what I wanted to say this evening and I would stress one thing.
- Bu akşam söylemek istediğim buydu ve bir şeyin altını çizmek istiyorum.
- This evening, when everything was ready, we learned however that the Council did not want to accept this compromise.
- Ancak bu akşam, her şey hazır olduğunda, Konsey'in bu uzlaşmayı kabul etmek istemediğini öğrendik.
- The communication opens a genuine debate, as we shall see this evening.
- Bu akşam göreceğimiz üzere, bildiri gerçek bir tartışma başlatıyor.
- Also, his comments here this evening were thoughtful and informative.
- Ayrıca bu akşam burada yaptığı yorumlar da düşünceli ve bilgilendiriciydi.
- We are taking a responsible attitude and I am delighted that we have unanimity round the Chamber this evening.
- Sorumlu bir tutum sergiliyoruz ve bu akşam Meclis'te oybirliği sağladığımız için çok mutluyum.
- Of course, the debate in the House this evening also indicates this.
- Elbette bu akşam Meclis'te yapılan tartışmalar da bunu gösteriyor.
- On behalf of the Presidency, I would like to apologise to those Members who will have to return this evening to speak.
- Başkanlık adına bu akşam konuşmak için geri dönmek zorunda kalacak olan Üyelerden özür dilerim.
- This report was in fact published at the end of last year and this is what forms the basis of this evening's debate.
- Bu rapor aslında geçen yılın sonunda yayınlandı ve bu akşamki tartışmanın temelini de bu rapor oluşturuyor.
- Almost all MEPs who took the floor this morning and this evening have mentioned sale below cost.
- Bu sabah ve bu akşam söz alan neredeyse tüm Parlamenterler maliyetin altındaki satışlardan bahsettiler.
- It is a great pity he is not here this evening to reap the rewards, as it were.
- Kendisinin bu akşam ödüllerini toplamak üzere burada olmaması çok üzücü.
- This evening's debate confirms this.
- Bu akşamki tartışma da bunu teyit etmektedir.
- This evening, we are all in one such fairy tale.
- Bu akşam hepimiz böyle bir peri masalının içindeyiz.
- I'm eating out this evening.
- Bu akşam dışarıda yiyeceğim.
- Are we going anywhere this evening?
- Bu akşam bir yere gidecek miyiz?
- I assume that Tom will eat dinner with us this evening.
- Tom'un bu akşam bizimle yemek yiyeceğini varsayıyorum.
- What shall we do this evening?
- Biz bu akşam ne yapalım?
- I need to do that this evening.
- Bu akşam yapmam lazım.
- We've been invited to dinner this evening.
- Bu akşam yemeğe davet edildik.
- Tom has a lot of homework to do this evening.
- Tom'un bu akşam yapması gereken çok ödevi var.
- I'll play tennis this evening.
- Bu akşam tenis oynayacağım.
- Did Tom say what he was planning to do this evening?
- Tom bu akşam ne yapmayı planladığını söyledi mi?
- Tom has agreed to babysit our children this evening.
- Tom bu akşam çocuklarımıza bakmayı kabul etti.
- What can I do for you this evening?
- Bu akşam senin için ne yapabilirim?
- I'll be back this evening.
- Bu akşam döneceğim.
- We're having a party this evening.
- Bu akşam bir parti veriyoruz.
- How about staying at my place this evening?
- Bu akşam bende kalmaya ne dersin?
- Aren't you coming this evening?
- Bu akşam gelmiyor musun?
- I have some work to do this evening.
- Bu akşam yapacak biraz işim var.
- Tom didn't seem tired this evening.
- Tom bu akşam yorgun gözükmüyordu.
- Are you coming this evening?
- Bu akşam geliyor musun?
- I'll call you up around eight this evening.
- Bu akşam sekiz civarında seni arayacağım.
- As far as I know, there is a lesson this evening.
- Bildiğim kadarıyla, bu akşam bir ders var.
- Do you plan to eat out this evening?
- Bu akşam dışarıda yemek yemeyi düşünüyor musun?
- Tom will be back this evening.
- Tom bu akşam dönecek.
- Tom will be going out with Mary this evening.
- Tom bu akşam Mary ile dışarı çıkacak.
- He seems tired this evening.
- O bu akşam yorgun görünüyor.
- He seems tired this evening.
- Bu akşam yorgun görünüyor.
- What shall we do this evening?
- Bu akşam ne yapacağız?
- Would you like to come and see us this evening?
- Bu akşam bizi görmek için gelmek ister misin?
- I'm free this evening.
- Bu akşam boşum.
- What are we doing this evening?
- Bu akşam ne yapıyoruz?
- My father usually drinks beer, but this evening he drank wine.
- Babam genellikle bira içer ama bu akşam şarap içti.
- The ship is arriving in San Francisco this evening.
- O gemi bu akşam San Fransisco'ya varıyor.
- We can deliver it this evening.
- Onu bu akşam teslim edebiliriz.
- Would you like to spend some time together this evening?
- Bu akşam birlikte biraz zaman geçirmek ister misiniz?
- I'll be free this evening.
- Bu akşam boş olacağım.
- Tom will be arriving in Boston this evening.
- Tom bu akşam Boston'a geliyor olacak.
- We are giving a small party this evening.
- Bu akşam küçük bir parti veriyoruz.
- This evening I will give my friend a hand in the kitchen.
- Bu akşam mutfakta arkadaşıma yardım edeceğim.
- Will he come this evening?
- Bu akşam gelecek mi?
- I will look after your child this evening.
- Bu akşam senin çocuğuna ben bakacağım.
- Do you want to go and see a film this evening?
- Bu akşam film izlemeye gitmek ister misin?
- It might snow this evening.
- Bu akşam kar yağabilir.
- She will be here this evening.
- Bu akşam burada olacak.
- The play begins at six this evening.
- Oyun bu akşam altıda başlıyor.
- Tom and Mary are expecting visitors this evening.
- Tom ve Mary bu akşam ziyaretçi bekliyor.
- I'd rather not go out this evening.
- Bu akşam dışarı çıkmamayı tercih ederim.
- Don't come this evening and don't come tomorrow either.
- Bu akşam gelme, yarın da gelme.
- It's awfully cold this evening.
- Bu akşam son derece soğuk.
- I'll come over this evening.
- Bu akşam geleceğim.
- Don't come this evening and don't come tomorrow either.
- Bu akşam da yarın da gelme.
- I'll remember this evening.
- Bu akşamı hatırlayacağım.
- Call Tom and Mary this evening.
- Bu akşam Tom ve Mary'yi arayın.
- How about inviting Tom and Mary over for dinner this evening?
- Tom ile Mary'yi bu akşam yemeğe davet etmeye ne dersiniz?
- I'm going to go off on a trip this evening.
- Bu akşam bir yolculuğa çıkacağım.
- Let's talk about your work this evening.
- Bu akşamki işin hakkında konuşalım.
- Let's eat in this evening.
- Bu akşam içeride yiyelim.
- It is not going to rain this evening.
- Bu akşam yağmur yağmayacak.
- Do you want to go and see a film this evening?
- Bu akşam bir film izlemeye gitmek ister misin?
- Call Mary this evening.
- Bu akşam Mary'yi ara.
- Mike is coming to dinner this evening.
- Mike bu akşam yemeğe geliyor.
- He won't call this evening.
- Bu akşam aramayacak.
- I can't work this evening.
- Bu akşam çalışamayacağım.
- You look tired this evening.
- Bu akşam yorgun görünüyorsun.
- I am free till 6 o'clock this evening.
- Bu akşam saat 6'ya kadar boşum.
- We're expecting company this evening.
- Bu akşam misafir bekliyoruz.
- Call Tom this evening.
- Bu akşam Tom'u ara.
- Is the supermarket open this evening?
- Süpermarket bu akşam açık mı?
- Call her this evening.
- Bu akşam onu ara.
- It will get dark earlier this evening, as it is raining.
- Yağmur yağdığı için hava bu akşam daha erken kararacak.
- The weather forecast says that it's going to snow this evening.
- Hava tahmini bu akşam kar yağacağını söylüyor.
- You're tired this evening.
- Bu akşam yorgunsun.
- I'm having a farewell party for him this evening.
- Bu akşam onun için bir veda partisi veriyorum.
- Ask Trang if he's going out this evening.
- Bu akşam dışarı çıkıp çıkmayacağını Trang'e sor.
- I can't work this evening.
- Bu akşam çalışamam.
- I have some work to do this evening.
- Bu akşam yapmam gereken bazı işler var.
- I heard that Tom is going to eat dinner with us this evening.
- Tom'un bu akşam bizimle yemek yiyeceğini duydum.
- I expect Tom will be seeing Mary again this evening.
- Tom'un bu akşam Mary'yi tekrar görmesini bekliyorum.
- She won't call this evening.
- Bu akşam telefon etmez.
- We will have a meeting at his house this evening.
- Bu akşam onun evinde bir toplantı yapacağız.
- We must look after her children this evening.
- Bu akşam onun çocuklarına bakmalıyız.
- I'll call you up around eight this evening.
- Bu akşam sekiz gibi seni ararım.
- Tom hopes that he'll meet Mary this evening.
- Tom bu akşam Mary ile buluşacağını umuyor.
- Tom and I aren't going to study together this evening.
- Tom ve ben bu akşam birlikte çalışmayacağız.
- How about eating out this evening?
- Bu akşam dışarıda yemeye ne dersin?
- Tom didn't seem tired this evening.
- Tom bu akşam yorgun görünmüyordu.
- Would you have dinner with me this evening?
- Bu akşam benimle akşam yemeği yer misin?
- Tom asked me if I would be home this evening.
- Tom bana bu akşam evde olup olmayacağımı sordu.
- I haven't eaten dinner yet this evening.
- Bu akşam henüz akşam yemeği yemedim.
- Tom and I are busy this evening.
- Tom ve ben bu akşam meşgulüz.
- I'm seeing him this evening.
- Bu akşam onunla görüşeceğim.
- Will he be coming this evening?
- O bu akşam gelecek mi?
- I'm departing this evening.
- Bu akşam yola çıkıyorum.
- Let's do that this evening.
- Bunu bu akşam yapalım.
- Would you have dinner with me this evening?
- Bu akşam benimle yemek yer misin?
- You look beautiful this evening.
- Bu akşam güzel görünüyorsun.
- He won't call this evening.
- Bu akşam telefon etmez.
- Tom is going to be back this evening.
- Tom bu akşam dönecek.
- I'm free this evening.
- Ben bu akşam boşum.
- Tom and I aren't going to study together this evening.
- Tom ve ben bu akşam birlikte ders çalışmayacağız.
- We're having some guests over this evening.
- Bu akşam bazı misafirlerimiz olacak.
- Can we see each other this evening?
- Bu akşam görüşebilir miyiz?
- It'll be cold this evening.
- Bu akşam hava soğuk olacak.
- I'll start this evening.
- Bu akşam başlayacağım.
- This evening we are going to dine at Mary's house.
- Bu akşam Mary'nin evinde yemek yiyeceğiz.
- I'm supposed to eat with Tom this evening.
- Bu akşam Tom'la yemek yemem gerekiyor.
- Call me this evening.
- Bu akşam beni ara.
- Tom said he'd be home this evening.
- Tom bu akşam evde olacağını söyledi.
- Hopefully, it won't rain this evening.
- Umarım bu akşam yağmur yağmaz.
- I'm meeting him this evening.
- Bu akşam onunla görüşeceğim.
- I'm meeting him this evening.
- Bu akşam onunla buluşacağım.
- Will you have dinner with me this evening?
- Bu akşam benimle yemek yer misin?
- How about eating out this evening for a change?
- Değişiklik olsun diye bu akşam dışarıda yemeye ne dersin?
- She needs to change her outfit before the party this evening.
- Onun bu akşam partiden önce kıyafetini değiştirmesi gerekiyor.
- I'm going to go off on a trip this evening.
- Ben bu akşam bir geziye çıkacağım.
- I am starting this evening.
- Bu akşam başlıyorum.
- As far as I know, there is a lesson this evening.
- Bildiğim kadarıyla bu akşam ders var.
- What time will you be home this evening?
- Bu akşam saat kaçta evde olacaksın?
- Our new serial thriller begins at 7.30 this evening.
- Yeni gerilim dizimiz bu akşam 7.30'da başlıyor.
- I will look after your child this evening.
- Bu akşam çocuğunuza ben bakacağım.
- I'll be your server this evening.
- Bu akşam senin sunucun olacağım.
- A man telephoned me this evening.
- Bu akşam bir adam bana telefon etti.
- We're having some guests over this evening.
- Bu akşam misafirlerimiz var.
- His train arrives at five this evening.
- Treni bu akşam saat beşte varacak.
- Why are you in such a bad mood this evening?
- Bu akşam neden böyle kötü bir ruh hali içindesin?
- I'm going to Tom's house this evening.
- Bu akşam Tom'un evine gideceğim.
- I'm pretty sure Tom won't be here this evening.
- Tom'un bu akşam burada olmayacağından oldukça eminim.
- I'm sure we can find something to do this evening.
- Bu akşam yapacak bir şey bulabileceğimizden eminim.
- I need to do that this evening.
- Bunu bu akşam yapmam gerekiyor.
- I'm supposed to eat with Tom this evening.
- Bu akşam Tom'la birlikte yemek yemem gerekiyor.
- Call us this evening.
- Bu akşam bizi ara.
- I'll call you up this evening.
- Bu akşam seni arayacağım.
- I think we're going to be there this evening.
- Sanırım bu akşam orada olacağız.
- I was hoping I might be able to eat at your house this evening.
- Bu akşam evinizde yemek yiyebileceğimi umuyordum.
- I'll call you this evening.
- Seni bu akşam arayacağım.
- She won't call this evening.
- Bu akşam aramaz.
- I enjoyed talking with you this evening very much.
- Bu akşam seninle konuşmaktan büyük zevk aldım.
- He is leaving Narita for Hawaii this evening.
- O bu akşam Narita'dan Hawaii'ye hareket ediyor.
- Tom seemed to be tired this evening.
- Tom bu akşam yorgun görünüyordu.
- I'm having dinner with some friends this evening.
- Bu akşam bazı arkadaşlarımla akşam yemeği yiyorum.
- Why are you in such a bad mood this evening?
- Bu akşam neden bu kadar keyifsizsin?
- This evening we will go to church.
- Biz bu akşam kiliseye gideceğiz.
- I want to eat squid this evening.
- Bu akşam kalamar yemek istiyorum.
- They have watched TV serials this evening.
- Bu akşam dizi izlediler.
- He looks tired this evening.
- Bu akşam yorgun görünüyor.
- Call him this evening.
- Onu bu akşam ara.
- I'm going to Tom's house this evening.
- Bu akşam Tom'un evine gidiyorum.
- Can Tom eat with us this evening?
- Tom bu akşam bizimle yiyebilir mi?
- Don't you look pretty this evening!
- Bu akşam çok güzel görünüyorsun!
- Is she free this evening?
- Bu akşam boş mu?
- It's very cold this evening.
- Bu akşam hava çok soğuk.
- I'll call you up this evening.
- Bu akşam seni ararım.
- I have to buy food and drinks for the party we're giving this evening.
- Bu akşam vereceğimiz parti için yiyecek ve içecek almak zorundayım.
- She needs to change her clothes before the party this evening.
- Bu akşamki partiden önce kıyafetlerini değiştirmesi gerekiyor.
- The dinner he ate this evening was inferior in quality to that dinner.
- Bu akşam yediği yemeğin kalitesi o yemekten daha düşüktü.
- What are you doing this evening?
- Bu akşam ne yapıyorsun?
- I want to hug you and invite you to coffee this evening, how can I do that?
- Bu akşam sana sarılmak ve seni kahve içmeye davet etmek istiyorum, bunu nasıl yapabilirim?
- Have you made plans for dinner this evening?
- Bu akşam yemek için plan yaptınız mı?
- Did you watch this evening's news?
- Bu akşamki haberleri izledin mi?
- The President is to speak on television this evening.
- Başkan bu akşam televizyonda konuşacak.
- I don't feel like going out this evening.
- Bu akşam canım dışarı çıkmak istemiyor.
- I'd rather not go out this evening.
- Bu akşam dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.
- The bar is fairly busy this evening.
- Bar bu akşam oldukça yoğun.
- Tom is going to be here this evening.
- Tom bu akşam burada olacak.
- I am free this evening.
- Bu akşam boşum.
- The train is very crowded this evening.
- Tren bu akşam çok kalabalık.
- It would be better if he's there this evening.
- Bu akşam orada olursa daha iyi olur.
- I expect Tom will be seeing Mary again this evening.
- Bu akşam Tom'un Mary'yi tekrar göreceğini umuyorum.
- Tom will probably be home this evening.
- Tom muhtemelen bu akşam evde olacak.
- This evening we can meet in the cocktail lounge of the hotel.
- Bu akşam otelin kokteyl salonunda buluşabiliriz.
- Do you plan to eat out this evening?
- Bu akşam dışarıda yemeyi düşünüyor musun?
- I'll remember this evening.
- Ben bu akşamı hatırlayacağım.
- I won't have time this evening.
- Bu akşam vaktim olmayacak.
- What are you going to do this evening?
- Bu akşam ne yapacaksınız?
- I'll be there this evening.
- Bu akşam orada olacağım.
- I'm meeting Tom this evening.
- Bu akşam Tom'la buluşacağım.
- Tom is having a party this evening.
- Tom bu akşam bir parti veriyor.
- It will be ready by six this evening.
- Bu akşam altıya kadar hazır olur.
- I heard that Tom is going to eat dinner with us this evening.
- Tom'un bu akşam bizimle akşam yemeği yiyeceğini duydum.
- I am going to watch TV this evening.
- Bu akşam televizyon izleyeceğim.
- Will you be home this evening?
- Bu akşam evde olacak mısın?
- I want to do that this evening.
- Onu bu akşam yapmak istiyorum.
- Tom and I are busy this evening.
- Tom ve ben bu akşam yoğunuz.
- I'll be here this evening.
- Bu akşam burada olacağım.
- She needs to change her outfit before the party this evening.
- Bu akşamki partiden önce kıyafetini değiştirmesi gerekiyor.
- My father usually drinks beer, but this evening he drank wine.
- Babam genelde bira içer ama bu akşam şarap içti.
- Are you doing anything special this evening?
- Bu akşam özel bir şey yapacak mısın?
- I assume that Tom will eat dinner with us this evening.
- Sanırım bu akşam Tom akşam yemeğini bizimle yiyecek.
- I'm having dinner with Tom this evening.
- Bu akşam Tom'la akşam yemeği yiyorum.
- I'm starting this evening.
- Bu akşam başlıyorum.
- Tom won't call this evening.
- Tom bu akşam aramayacak.
- Tom will be here this evening.
- Tom bu akşam burada olacak.
- I was hoping we could eat out this evening.
- Bu akşam dışarıda yiyebileceğimizi umuyordum.
- We will have a meeting at his house this evening.
- Biz bu akşam onun evinde bir toplantı yapacağız.
- Tom will be arriving in Boston this evening.
- Tom bu akşam Boston'a varacak.
- I'll see you this evening.
- Bu akşam görüşürüz.
- I have to buy food and drinks for the party we're giving this evening.
- Bu akşam verdiğimiz parti için yiyecek ve içecekler almak zorundayım.
- We have a party this evening.
- Bu akşam bir partimiz var.
- I'm dining out this evening.
- Bu akşam dışarıda yiyeceğim.
- He is leaving Narita for Hawaii this evening.
- Bu akşam Hawaii'ye gitmek için Narita'dan ayrılıyor.
- I'm pretty sure Tom won't be here this evening.
- Tom'un bu akşam burada olmayacağından eminim.
- The girls are going to be late this evening.
- Kızlar bu akşam geç kalacaklar.
- I buy the flowers because I will pay visit to my grandmother this evening.
- Çiçekleri satın aldım çünkü bu akşam büyükannemi ziyaret edeceğim.
- Will he come this evening?
- O bu akşam gelecek mi?
- You are tired this evening.
- Bu akşam yorgunsun.
- I hope Tom remembers that we're going over to Mary's for dinner this evening.
- Umarım Tom bu akşam Mary'lere yemeğe gideceğimizi hatırlar.
- What did you eat this evening?
- Bu akşam ne yedin?
- Call them this evening.
- Bu akşam onları ara.
- How about inviting Tom and Mary over for dinner this evening?
- Tom ve Mary'yi bu akşam yemeğe davet etmeye ne dersin?
- I won't go eat out this evening.
- Bu akşam dışarıda yemeğe gitmeyeceğim.
- I buy the flowers because I will pay visit to my grandmother this evening.
- Çiçekleri alıyorum çünkü bu akşam büyükannemi ziyaret edeceğim.
- I told Tom I'd be home this evening.
- Tom'a bu akşam evde olacağımı söyledim.
- Tom plans to catch a flight back to Boston this evening.
- Tom bu akşam Boston'a geri dönmek için uçağa yetişmeyi planlıyor.
- I'm departing this evening.
- Bu akşam ayrılıyorum.
- I'll come over this evening.
- Bu akşam uğrayacağım.
- I'll be leaving this evening.
- Bu akşam ayrılacağım.
- What do you feel like doing this evening?
- Bu akşam ne yapmak istersin?
- You should come over this evening for dinner.
- Bu akşam yemeğe gelmelisin.
- Tom is going to do that this evening.
- Tom bu akşam bunu yapacak.
- I won't go eat out this evening.
- Bu akşam dışarıda yemeye gitmeyeceğim.
- I'm seeing her this evening.
- Bu akşam onunla görüşeceğim.
- It's quite likely to snow this evening.
- Bu akşam büyük ihtimalle kar yağacak.
- Why don't you come over and eat with us this evening?
- Neden bu akşam gelip bizimle yemiyorsun?
- Why don't you come over to my place this evening?
- Neden bu akşam bana gelmiyorsun?
- We are expecting company this evening.
- Bu akşam misafir bekliyoruz.
- I want to do that this evening.
- Bunu bu akşam yapmak istiyorum.
- Don't you look pretty this evening!
- Bu akşam güzel görünmüyor musun!
- Why don't you come over to my place this evening?
- Neden bu akşam benim evime gelmiyorsun?
- I don't feel like eating out this evening.
- Bu akşam canım dışarıda yemek istemiyor.
- What do you feel like doing this evening?
- Bu akşam canın ne yapmak istiyor?
- I enjoyed talking with you this evening very much.
- Bu akşam seninle konuşmaktan çok keyif aldım.
- The ship will arrive in San Francisco this evening.
- Gemi bu akşam San Francisco'ya varacak.
- I'm having dinner with some friends this evening.
- Bu akşam bazı arkadaşlarımla yemek yiyeceğim.
- I'm going out this evening.
- Bu akşam dışarı çıkıyorum.
- Tell Tom that he can get in touch with me at home this evening.
- Tom'a bu akşam beni evden arayabileceğini söyle.
- I'll be back this evening.
- Bu akşam dönmüş olurum.
- We have been invited to dinner this evening.
- Bu akşam yemeğe davet edildik.
- I'll be seeing Tom this evening.
- Bu akşam Tom'u göreceğim.
- I'll be your server this evening.
- Bu akşam sizin sunucunuz olacağım.
- I'm having a farewell party for him this evening.
- Ben bu akşam onun için bir veda partisi veriyorum.
- I haven't eaten dinner yet this evening.
- Bu akşam henüz yemek yemedim.
- We're having a housewarming party this evening.
- Bu akşam yeni eve taşınma partisi veriyoruz.
- I don't feel like eating out this evening.
- Bu akşam dışarıda yemek istemiyorum.
- I will come to your party this evening.
- Bu akşam partinize geleceğim.
- If I don't go to the supermarket, I won't be able to prepare anything to eat this evening.
- Eğer süpermarkete gitmezsem, bu akşam yiyecek bir şey hazırlayamayacağım.
- We must leave this evening.
- Bu akşam gitmeliyiz.
- Do do something this evening.
- Bu akşam bir şeyler yap.
- I suppose it's going to rain this evening.
- Sanırım bu akşam yağmur yağacak.
- She will be here this evening.
- O, bu akşam burada olacak.
- I hope that I will meet her this evening.
- Umarım bu akşam onunla tanışırım.
- I'll be arriving in Boston this evening.
- Bu akşam Boston'a varmış olacağım.
- I'm probably going to be doing that this evening.
- Muhtemelen bu akşam yapacağım.
- I don't feel like going out this evening.
- Bu akşam dışarı çıkmak istemiyorum.
- This shop shuts at nine oclock this evening.
- Bu mağaza bu akşam saat dokuzda kapanıyor.
- Let's get together later this evening.
- Bu akşam daha sonra bir araya gelelim.
- Aren't you doing anything special this evening?
- Bu akşam özel bir şey yapmıyor musun?
- I'll be home this evening.
- Bu akşam evde olacağım.
- I had a good time this evening.
- Bu akşam iyi vakit geçirdim.
- Tom plans to catch a flight back to Boston this evening.
- Tom bu akşam Boston'a dönmek için uçağa binmeyi planlıyor.
- It would be better if he's there this evening.
- O bu akşam oradaysa daha iyi olur.
- Is he free this evening?
- Bu akşam boş mu?
- Bill, give me a call this evening.
- Bill, bu akşam beni ara.
- The server reboot is scheduled at 9 o'clock this evening.
- Bu akşam saat 9'da sunucunun yeniden başlatılması planlanıyor.
- I might be at home this evening, but I'm not sure yet.
- Bu akşam evde olabilirim ama henüz emin değilim.
- I am in Iceland this evening, I'll be home tomorrow.
- Bu akşam İzlanda'dayım. Yarın evde olacağım.
- I don't want to watch television this evening.
- Bu akşam televizyon izlemek istemiyorum.
- I'll be staying at home this evening.
- Bu akşam evde kalıyor olacağım.
- When will Tom come home this evening?
- Tom bu akşam eve ne zaman gelecek?
- I am invited to dinner this evening.
- Bu akşam yemeğe davetliyim.
- We have friends coming over this evening.
- Bu akşam arkadaşlarımız gelecek.
- Tom can't work this evening.
- Tom bu akşam çalışamaz.
- I'm meeting her this evening.
- Bu akşam onunla buluşacağım.
- You will bring me your letter of resignation by this evening.
- Bu akşama kadar bana istifa mektubunu getireceksin.
- Are you doing anything special this evening?
- Bu akşam özel bir şey yapıyor musun?
- What are you going to do this evening?
- Bu akşam ne yapacaksın?
- She needs to change her clothes before the party this evening.
- O bu akşamki partiden önce giysilerini değiştirmeli.
- I'm expecting company this evening.
- Bu akşam misafir bekliyorum.
- Tell Tom that he can get in touch with me at home this evening.
- Tom'a bu akşam evde benimle temasa geçebileceğini söyle.
- I had a good time this evening.
- Bu akşam çok iyi zaman geçirdim.
- Would you like to come and see us this evening?
- Bu akşam bizi görmeye gelmek ister misin?
- Tom seems tired this evening.
- Tom bu akşam yorgun görünüyor.
- Tom and Mary are expecting visitors this evening.
- Tom ve Mary bu akşam ziyaretçi bekliyorlar.
- He is behaving like Nelson this evening.
- Bu akşam Nelson gibi davranıyor.
- This evening I am going to Tom’s place.
- Bu akşam Tomlara gidiyorum.
- Tom is coming to dinner this evening.
- Tom bu akşam yemeğe geliyor.
- Tom might study French this evening.
- Tom bu akşam Fransızca çalışabilir.
- I'm meeting her this evening.
- Bu akşam onunla görüşeceğim.
- Can Tom eat with us this evening?
- Tom, bu akşam bizimle yemek yiyebilir mi?
- I'll be working this evening.
- Bu akşam çalışıyor olacağım.
- What about going out for a drink this evening?
- Bu akşam bir şeyler içmek için dışarı çıkmaya ne dersin?
- Let's give a party this evening.
- Bu akşam bir parti verelim.
- Don't come this evening and don't come tomorrow either.
- Bu akşam da gelme, yarın da gelme.
- Tom will be back this evening.
- Tom bu akşam geri gelecek.
- I'm sorry that you can't come this evening.
- Bu akşam gelemeyeceğin için üzgünüm.
- Tom can't decide what to do this evening.
- Tom bu akşam ne yapacağına karar veremiyor.
- I don't know what to do this evening!
- Bu akşam ne yapacağımı bilmiyorum!
- We're having a housewarming party this evening.
- Biz bu akşam yeni eve taşınma partisi veriyoruz.
- Tom looks tired this evening.
- Tom bu akşam yorgun görünüyor.
- We can deliver it this evening.
- Bu akşam teslimini yapabiliriz.
- Are you free this evening?
- Bu akşam boş musun?
- Tom has a lot of homework to do this evening.
- Tom'un bu akşam yapacak bir sürü ödevi var.
- I'm probably going to be doing that this evening.
- Muhtemelen bu akşam bunu yapacağım.
- I was hoping I might be able to eat at your house this evening.
- Bu akşam senin evinde yemek yiyebileceğimi umuyordum.
- It's going to rain this evening.
- Bu akşam yağmur yağacak.
- Would you like to go to the theater this evening?
- Bu akşam tiyatroya gitmek ister misiniz?
- Did you watch this evening's news?
- Bu akşamki haberleri izlediniz mi?
- Call me this evening.
- Bu akşam beni arayın.
- He looks tired this evening.
- O, bu akşam yorgun görünüyor.
- We didn't eat out this evening only because it was raining hard.
- Bu akşam dışarıda yemek yemedik çünkü çok yağmur yağıyordu.
- I'm sure we can find something to do this evening.
- Eminim bu akşam yapacak bir şeyler bulabiliriz.
- It's very cold this evening.
- Hava bu akşam çok soğuk.
- This shop shuts at nine oclock this evening.
- Bu dükkan bu akşam saat dokuzda kapanıyor.
- This evening I will give my friend a hand in the kitchen.
- Bu akşam arkadaşıma mutfakta yardım edeceğim.
- Will you please call me this evening?
- Bu akşam beni arar mısın lütfen?
- I didn't feel like going out this evening.
- Bu akşam canım dışarı çıkmak istemedi.
- I'll call you this evening.
- Bu akşam seni ararım.
- What time will you be home this evening?
- Bu akşam kaçta evde olacaksın?
- Tom won't call this evening.
- Tom bu akşam aramaz.
- I am free till 6 o'clock this evening.
- Bu akşam saat altıya kadar boşum.
- You look beautiful this evening.
- Bu akşam çok güzel görünüyorsun.
- The moon is very beautiful this evening.
- Ay bu akşam çok güzel.
- I am in Iceland this evening, I'll be home tomorrow.
- Bu akşam İzlanda'dayım, yarın evde olacağım.
- As for you, you will bring me your letter of resignation by this evening.
- Sana gelince, bu akşama kadar bana istifa mektubunu getireceksin.
- The ship is arriving in San Francisco this evening.
- Gemi bu akşam San Francisco'ya varıyor.
- Let's eat in this evening.
- Bu akşam evde yiyelim.
- This evening I am going to Tom’s place.
- Bu akşam Tom'un evine gidiyorum.
- I leave this evening.
- Bu akşam ayrılıyorum.
- Where are you planning on going this evening?
- Bu akşam nereye gitmeyi planlıyorsun?
- This evening we will go to church.
- Bu akşam kiliseye gideceğiz.
- Will he be coming this evening?
- Bu akşam gelecek mi?
- It's likely to snow this evening.
- Bu akşam muhtemelen kar yağacak.
- The server reboot is scheduled at 9 o'clock this evening.
- Sunucunun bu akşam saat 9'da yeniden başlatılması planlanıyor.
- Tom is going to be back this evening.
- Tom bu akşam geri gelecek.
- We'll go to church this evening.
- Bu akşam kiliseye gideceğiz.
- I'll be staying at home this evening.
- Bu akşam evde kalacağım.
- Let's get together later this evening.
- Bu akşam daha sonra buluşalım.
- Would you like to come to my beach party this evening?
- Bu akşam plaj partime gelmek ister misin?
- I ate something earlier this evening that didn't agree with me.
- Bu akşam bana uymayan bir şey yedim.
- I suppose it's going to rain this evening.
- Bu akşam yağmur yağacağını sanıyorum.
- Aren't you doing anything special this evening?
- Bu akşam özel bir şey yapmayacak mısın?
- I'll be arriving in Boston this evening.
- Bu akşam Boston'a geleceğim.
- I won't have time this evening.
- Benim bu akşam vaktim olmayacak.
- I hope you enjoy yourself this evening.
- Umarım bu akşam eğlenirsiniz.
- I'm having dinner with Tom this evening.
- Bu akşam Tom'la yemek yiyeceğim.
- Let's eat out this evening.
- Bu akşam dışarıda yiyelim.
- I am taking her out to dinner this evening.
- Bu akşam onu yemeğe çıkaracağım.
- How about staying at my place this evening?
- Bu akşam evimde kalmaya ne dersin?
- Call him this evening.
- Bu akşam onu ara.
- He is behaving like Nelson this evening.
- O, bu akşam Nelson gibi davranıyor.
- If I don't go to the supermarket, I won't be able to prepare anything to eat this evening.
- Eğer süpermarkete gitmezsem bu akşam yiyecek herhangi bir şey hazırlayamayacağım.
- The bar is fairly busy this evening.
- Bar bu akşam oldukça yoğundu.
- Did you let him know about our little get-together this evening?
- Bu akşamki küçük buluşmamızdan onu haberdar ettin mi?
- I'm going to play tennis this evening.
- Bu akşam tenis oynayacağım.
- I am taking her out to dinner this evening.
- Bu akşam onu bir yemeğe çıkarıyorum.
- Can we see each other this evening?
- Bu akşam birbirimizi görebilir miyiz?
- I didn't feel like going out this evening.
- Bu akşam dışarı çıkmak istemedim.
Show More (432)
|
