sync - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
sync eşzamanlamak v.
  • They needed to sync their schedules to make sure they arrived at the meeting at the same time.
  • Toplantıya aynı anda geldiklerinden emin olmak için programlarını eşzamanlamaları gerekiyordu.
Show More (-2)