|
- Our refusal to break through our protectionism structurally undermines poor countries' own food supplies.
- Korumacılığımızı aşmayı reddetmemiz, yoksul ülkelerin kendi gıda kaynaklarını yapısal olarak zayıflatmaktadır.
- The job market remains structurally rigid, keeping the unemployed at bay and protecting those with jobs.
- İş piyasası yapısal olarak katı olmaya devam ediyor, işsizleri uzak tutuyor ve işi olanları koruyor.
- This building is not structurally sound.
- Bu bina yapısal olarak sağlam değil.
- Esperanto is not only nominally but also structurally an international language.
- Esperanto sadece nominal olarak değil, yapısal olarak da uluslararası bir dildir.
- Structurally it's in good shape.
- Yapısal olarak iyi durumda.
- Esperanto is not only nominally but also structurally an international language.
- Esperanto sadece nominal olarak değil aynı zamanda yapısal olarak da uluslararası bir dildir.
Show More (3)
|