Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
slit
kesmek
v.
Tom
slit
Mary's throat.
Tom Mary'nin boğazını
kesti.
Tom
slit
open the envelope.
Tom zarfı
keserek
açtı.
Tom
slit
his own throat.
Tom kendi boğazını
kesti.
Tom
slit
his wrists.
Tom bileklerini
kesti.
Sami
slit
his wrists.
Sami bileklerini
kesti.
Tom and his buddies
slit
the throats of eleven men and women.
Tom ve arkadaşları on bir kadın ve erkeğin boğazını
kesti.
Show More (3)
2
slit
yırtmaçlı
n., adj.
Annan is wearing a daring French cut with a plunging eye
slit.
Annan, derin
yırtmaçlı,
cesur bir Fransız kesimi giyiyor.
Show More (-2)