|
- This budget is simultaneously delightful, detrimental and disastrous.
- Bu bütçe aynı anda hem sevindirici, hem zararlı, hem de felakettir.
- We must enter into the conciliation procedure on those four directives simultaneously.
- Bu dört direktifle ilgili uzlaşma prosedürüne aynı anda girmeliyiz.
- We have tried, in our resolution, to emphasise both these factors simultaneously.
- Kararımızda bu iki unsuru aynı anda vurgulamaya çalıştık.
- There is even talk of a big bang of ten countries acceding simultaneously.
- Hatta on ülkenin aynı anda katılacağı büyük bir patlamadan bile söz ediliyor.
- Europe has many objectives, which it must pursue simultaneously if we are to pull ourselves out of this situation.
- Avrupa'nın bu durumdan kurtulmak için aynı anda takip etmesi gereken birçok hedefi vardır.
- It is possible to simultaneously use the recorder for recording and as a Flash drive.
- Kayıt cihazını aynı anda hem kayıt için hem de Flash sürücü olarak kullanmak mümkündür.
- Every Tatoeba member is simultaneously student and teacher.
- Her Tatoeba üyesi, aynı anda hem öğrenci hem de öğretmendir.
- Tom and Mary answered simultaneously.
- Tom ve Mary aynı anda cevap verdiler.
- Yanni and Skura said that simultaneously.
- Yanni ve Skura bunu aynı anda söylediler.
- He is a scholar and a musician simultaneously.
- O aynı anda hem bir bilgin hem de bir müzisyen.
- Every Tatoeba member is simultaneously student and teacher.
- Her Tatoeba üyesi aynı anda hem öğrenci hem de öğretmendir.
- Yanni and Skura said that simultaneously.
- Yanni ve Skura onu aynı anda söylediler.
- Tom and Mary answered simultaneously.
- Tom ve Mary aynı anda cevapladı.
Show More (10)
|