|
- In the seventies, Sweden was the world's second largest shipbuilding nation after Japan.
- Yetmişli yıllarda İsveç, Japonya'dan sonra dünyanın en büyük ikinci gemi inşa ülkesiydi.
- Everything took place behind closed doors, and seventy journalists were expelled from the courtroom.
- Her şey kapalı kapılar ardında gerçekleşti ve yetmiş gazeteci mahkeme salonundan çıkarıldı.
- A Statute for a European Company has been a subject of discussion in the EU since the Seventies.
- Avrupa Şirketi Tüzüğü yetmişli yıllardan beri AB'de tartışma konusu olmuştur.
- Seventy thousand of these internees are still alive.
- Bu tutuklulardan yetmiş bini hala hayatta.
- Surely Taiwan is not the PLO from the sixties and the seventies.
- Elbette Tayvan altmışlı ve yetmişli yılların FKÖ'sü değildir.
- This was the case in the seventies and eighties but it is no longer with our screening and sterilisation process.
- Yetmişli ve seksenli yıllarda durum böyleydi ancak tarama ve sterilizasyon sürecimizle artık böyle değil.
- Seventy per cent of these are prepared by their subordinates and aides.
- Bunların yüzde yetmişi astları ve yardımcıları tarafından hazırlanmıştır.
- Surely Taiwan is not the PLO from the sixties and the seventies.
- Şüphesiz Tayvan altmışlı ve yetmişli yılların FKÖ'sü değildir.
- Seventy percent of the approximately one and a half billion people who live below the poverty line are women.
- Yoksulluk sınırının altında yaşayan yaklaşık bir buçuk milyar insanın yüzde yetmişi kadındır.
- Seventy per cent of these are prepared by their subordinates and aides.
- Bunların yüzde yetmişi astları ve yardımcıları tarafından hazırlanmaktadır.
- Seventy percent of the approximately one and a half billion people who live below the poverty line are women.
- Yoksulluk sınırının altında yaşayan yaklaşık bir buçuk milyar insanın yüzde yetmişini kadınlar oluşturuyor.
- Should an artist's heir be able to exercise his or her rights seventy years after the event?
- Bir sanatçının varisi olaydan yetmiş yıl sonra haklarını kullanabilmeli mi?
- This pocket watch is more than seventy years old.
- Bu cep saati yetmiş yıldan daha eski.
- The school was founded seventy years ago.
- Okul yetmiş yıl önce kuruldu.
- And Cainan lived seventy years, and begot Malaleel.
- Kaynan yetmiş yıl yaşadı ve Malaleel'i doğurdu.
- For a man of seventy, he still has surprising vigour.
- Yetmiş yaşında bir adam için hala şaşırtıcı bir dinçliği var.
- Tom died in his seventies.
- Tom yetmişli yaşlarında öldü.
- You weighed seventy kilograms.
- Sen yetmiş kilogram ağırlığındaydın.
- Tom died when he was seventy years old.
- Tom yetmiş yaşındayken öldü.
- Seventy percent of British people cannot speak a second language.
- İngilizlerin yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşamıyor.
- Seventy percent of people in the UK cannot speak a second language.
- İngiltere'deki insanların yüzde yetmişi, ikinci bir dil konuşamazlar.
- There are about seventy hens in the henhouse, but only one rooster.
- Kümeste yaklaşık yetmiş tavuk var ama sadece bir horoz var.
- She rents the room to a student for seventy thousand yen a month.
- Odayı ayda yetmiş bin yen karşılığında bir öğrenciye kiralıyor.
- He lived to be seventy years old.
- Yetmiş yaşına kadar yaşadı.
- Seventy percent of the British people don't speak a second language.
- İngiliz halkının yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşmuyor.
- He died at the age of seventy.
- Yetmiş yaşında öldü.
- For a man of seventy, he still has surprising vigour.
- Yetmiş yaşındaki bir adam için o hala şaşırtıcı bir enerjiye sahip.
- At seventy, he is still active.
- Yetmiş yaşında hala aktif.
- The author is seventy but he's no less productive than he was twenty years ago.
- Yazar yetmiş yaşında ama yirmi yıl öncesinden daha az üretken değil.
- Tom died when he was seventy years old.
- Tom yetmiş yaşında iken vefat etti.
- I need seventy meters of cable.
- Yetmiş metre kabloya ihtiyacım var.
- At seventy, my father is still very active.
- Yetmiş yaşındaki babam hala çok aktif.
- He died when he was seventy years old.
- Yetmiş yaşındayken öldü.
- Toys ‘R’ Us will be closing its doors after seventy years in business.
- Toys ‘R’ Us iş hayatındaki yetmiş yılın ardından kapılarını kapatacak.
- In this area, seventy percent of the plants are pollinated by bees.
- Bu alanda, bitkilerin yüzde yetmişi arılar tarafından tozlaştırılır.
- He died at the age of seventy.
- O, yetmiş yaşında öldü.
- This pocket watch is more than seventy years old.
- Bu cep saati yetmiş yıldan daha eskidir.
- Seventy or eighty years is the normal span of a man's life.
- Yetmiş ya da seksen yıl bir erkeğin normal yaşam süresidir.
- Fort Moultrie had fewer than seventy soldiers.
- Moultrie Kalesi'nde yetmişten az asker vardı.
- You weighed seventy kilograms.
- Yetmiş kilo ağırlığın vardı.
- The author is seventy but he's no less productive than he was twenty years ago.
- Yazar yetmiş yaşında ama o yirmi yıl önce olduğundan daha az üretken değil.
- In this area, seventy percent of the plants are pollinated by bees.
- Bu bölgedeki bitkilerin yüzde yetmişi arılar tarafından tozlaştırılır.
- At seventy, my father is still very active.
- Yetmiş yaşında, babam hala çok aktif.
- And Cainan lived seventy years, and begot Malaleel.
- Kenan yetmiş yaşındayken oğlu Mahalalel doğdu.
- There are about seventy hens in the henhouse, but only one rooster.
- Kümeste yaklaşık yetmiş tavuk ama sadece bir horoz var.
- He died when he was seventy years old.
- O yetmiş yaşındayken öldü.
- Fort Moultrie had fewer than seventy soldiers.
- Fort Moultrie'nin yetmişten daha az sayıda askeri vardı.
- My grandfather will be seventy this year.
- Büyükbabam bu yıl yetmiş yaşında olacak.
- The temperature today is seventy degrees Fahrenheit.
- Sıcaklık bugün yetmiş derece Fahrenheit'tır.
- Macramé was popular during the seventies.
- Makrome yetmişli yıllarda popülerdi.
- Seventy percent of British people cannot speak a second language.
- İngiliz halkının yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşamaz.
- At seventy, he is still active.
- Yetmişinde hâlâ aktif.
- Seventy percent of the British people don't speak a second language.
- İngiliz halkının yüzde yetmişi ikinci bir dil kullanmaz.
- Seventy percent of people in the UK cannot speak a second language.
- İngiltere'deki insanların yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşamıyor.
Show More (51)
|
