1 |
saying |
söz |
n. |
|
- A saying is a saying.
- Bir söz bir sözdür.
- There is a saying that opportunity comes to pass, not to pause.
- Bir söz vardır: Fırsat duraklamak için değil, geçmek için gelir.
- This is a well-known saying but many appear to have forgotten it.
- Bu çok bilinen bir sözdür ancak pek çok kişi bunu unutmuş görünmektedir.
- I shall start by saying that I agree with the sums decided on by the Committee on Budgets.
- Bütçe Komitesi tarafından kararlaştırılan meblağlara katıldığımı belirterek sözlerime başlamak istiyorum.
- The saying 'the proof of the pudding is in the eating' therefore very much applies to emissions trading.
- Bu nedenle 'pudingin ispatı yenmesindedir' sözü emisyon ticareti için fazlasıyla geçerlidir.
- The old saying is true here that not every problem in Europe is a problem for Europe.
- Avrupa'daki her sorunun Avrupa'nın sorunu olmadığına dair eski bir söz burada da geçerlidir.
- That saying really does not hold true any more, as it implies that learning is limited to school.
- Bu söz, öğrenmenin okulla sınırlı olduğunu ima ettiği için artık gerçekten doğru değil.
- That saying really does not hold true any more, as it implies that learning is limited to school.
- Bu söz, öğrenmenin okulla sınırlı olduğunu ima ettiği için artık gerçekten doğru değildir.
- This is a well-known saying but many appear to have forgotten it.
- Bu çok bilinen bir sözdür ancak çoğu kişi bunu unutmuş gibi görünmektedir.
- I would end by saying that the world is not in acute need of more conflicts.
- Sözlerime son verirken dünyanın daha fazla çatışmaya ihtiyacı olmadığını belirtmek isterim.
- There is of course a saying that goes, Navigare necesse est, vivere non est necesse.
- Elbette şöyle bir söz vardır: Navigare necesse est, vivere non est necesse.
- There is a popular saying that politics is a dirty business.
- Siyasetin kirli bir iş olduğuna dair popüler bir söz vardır.
- There is a saying that bananas can be eaten from both ends.
- Muzun iki ucundan da yenebileceğine dair bir söz vardır.
- Today we could use that Vulgar Latin saying, "Ite cuestiones sunt" .
- Bugün Latince "Ite cuestiones sunt" sözünü kullanabiliriz.
- You will be familiar with the saying that 'the world is a village'.
- 'Dünya bir köydür' sözüne aşina olacaksınız.
- Moreover, to quote the well-known biblical saying, it is better to give than to receive.
- Ayrıca, İncil'deki meşhur sözden alıntı yapacak olursak, vermek almaktan daha iyidir.
- I like this saying.
- Bu sözü seviyorum.
- Tom didn't let me finish what I was saying.
- Tom sözümü bitirmeme izin vermedi.
- This saying suddenly became popular.
- Bu söz birden popüler oldu.
- That's my favorite saying.
- Bu benim en sevdiğim sözdür.
- Allow me to finish what I'm saying.
- Sözümü bitirmeme izin ver.
- The saying is quite familiar to us.
- Bu söz bize oldukça tanıdık geliyor.
- What's your favorite saying?
- En sevdiğin söz nedir?
- This saying became popular overnight.
- Bu söz bir gecede popüler oldu.
- Finish what you were saying.
- Sözünü bitir.
- That's my favorite saying.
- Bu benim en sevdiğim söz.
Show More (23)
|
2 |
saying |
deyiş |
n. |
|
- But as the old saying goes, 'All that glitters is not gold'.
- Ancak eski bir deyişin dediği gibi, 'Parlayan her şey altın değildir'.
- As the much loved saying goes, you should choose the lesser of two evils.
- Çok sevilen bir deyişin de dediği gibi, kötünün iyisini seçmelisiniz.
- In the Danish Parliament, we have a saying about the Finance Committee.
- Danimarka Parlamentosu'nda Finans Komitesi ile ilgili bir deyiş vardır.
- There is a saying in Dutch which means that the last mile is the longest one.
- Felemenkçede son milin en uzun mil olduğu anlamına gelen bir deyiş vardır.
- You will be familiar with the saying that 'the world is a village'.
- "Dünya bir köydür" deyişine aşina olacaksınız.
- I like this saying.
- Bu deyişi seviyorum.
- That's a very old saying.
- Bu çok eski bir deyiş.
- Do you have a similar saying in Japanese?
- Japoncada benzer bir deyişiniz var mı?
- In Wales, we have a saying.
- Galler'de bir deyiş vardır.
- Do you have a similar saying in Japanese?
- Japonca'da buna benzer bir deyiş var mı?
Show More (7)
|
3 |
saying |
atasözü |
n. |
|
- This saying suddenly became popular.
- Bu atasözü aniden popüler oldu.
- In Wales, we have a saying.
- Galler'de, bir atasözümüz var.
- There are sayings, phrases, idioms and proverbs in every language which can not be translated literally.
- Her dilde kelimesi kelimesine çevrilemeyen sözler, deyimler ve atasözleri vardır.
- This saying became popular overnight.
- Bu atasözü bir gecede popüler oldu.
Show More (1)
|
4 |
saying |
deyim |
n. |
|
- My mother tongue is very rich in popular proverbs and sayings.
- Anadilim popüler atasözleri ve deyimler açısından çok zengindir.
Show More (-2)
|
5 |
saying |
özdeyiş |
n. |
|
- What's your favorite saying?
- En sevdiğin özdeyiş nedir?
Show More (-2)
|