Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
teklif öncesi kontrol
university of greenwich
entraparse
partición del disco
dienstleistungen
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
reside
oturmak
v.
She
resides
in New York.
O, New York'ta
oturmaktadır.
Tom currently
resides
in Boston.
Tom şu anda Boston'da
oturuyor.
The dramatist
resides
now in New York.
Oyun yazarı, şimdi New York'ta
oturuyor.
Show More (0)
2
reside
ikamet etmek
v.
People must be able to
reside
throughout Europe.
İnsanlar Avrupa'nın her yerinde
ikamet edebilmelidir.
There are approximately thirteen million third-country subjects who
reside
within European territory.
Avrupa topraklarında
ikamet eden
yaklaşık on üç milyon üçüncü dünya ülkesi vatandaşı bulunmaktadır.
Show More (-1)