| 1 |
reckon with |
hesaba katmak |
v. |
|
- This means that economies are to be reckoned with.
- Bu da ekonomilerin hesaba katılması gerektiği anlamına gelmektedir.
- They are a military force to be reckoned with and they have extensive military experience.
- Onlar hesaba katılması gereken askeri bir güçtür ve geniş bir askeri deneyime sahiptirler.
- He is a man to be reckoned with.
- O hesaba katılması gereken bir adam.
- He is a man to be reckoned with.
- Hesaba katılması gereken bir adam o.
Show More (1)
|
| 2 |
reckon with |
göz önünde bulundurmak |
v. |
|
- In carrying out the plan, you should have reckoned with all possible difficulties.
- Planı uygularken olası tüm zorlukları göz önünde bulundurmalıydınız.
Show More (-2)
|
| 3 |
reckon with |
dikkate almak |
v. |
|
- The Latino voting bloc in the US is increasingly a force to be reckoned with.
- ABD'deki Latin kökenli seçmen bloğu giderek daha fazla dikkate alınması gereken bir güç haline geliyor.
Show More (-2)
|
