pull-out - Türkçe İngilizce Sözlük

pull-out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"pull-out" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
General
pull-out i. çekilme
pull-out i. çekme
pull-out i. çıkma

"pull-out" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 74 sonuç

İngilizce Türkçe
General
pull out of f. çıkmak (bir işten)
Tom started the car and pulled out of the parking lot.
Tom arabayı çalıştırdı ve park yerinden çıktı.

More Sentences
pull out f. çıkarmak
After the operation is completed, the flash drive can be pulled out.
İşlem tamamlandıktan sonra flash sürücü çıkarılabilir.

More Sentences
pull out f. uzatmak
The bus driver was not impressed when Tom pulled out a $50 note to pay his fare.
Otobüs şoförü, Tom'un bilet ücreti için elli dolar uzatmasından etkilenmedi.

More Sentences
pull out f. silah çekmek
Tom pulled out his gun and shot Mary.
Tom silahını çekti ve Mary'ye ateş etti.

More Sentences
pull out f. hareket etmek
As Tom and Mary approached the station, they saw their train pull out.
Tom ve Mary istasyona yaklaştıklarında trenin hareket ettiğini gördüler.

More Sentences
pull out f. çıkmak
Europe should therefore pull out all the stops to combat this phenomenon, wherever it appears.
Bu nedenle Avrupa, nerede ortaya çıkarsa çıksın bu olguyla mücadele etmek için elinden geleni yapmalıdır.

More Sentences
pull out f. sökmek
They pulled out the nails.
Onlar çivileri söktü.

More Sentences
pull out f. ayrılmak
A huge tanker just pulled out from the dock.
Dev bir tanker rıhtımdan ayrıldı.

More Sentences
pull (out) a knife f. bıçak çekmek
Fadil pulled a knife on Layla.
Fadıl Leyla'ya bıçak çekti.

More Sentences
pull out f. istasyondan ayrılmak
As soon as she got on the train, it pulled out of the station.
O trene biner binmez, tren istasyondan ayrıldı.

More Sentences
pull out f. çekilmek
Both the US and Japan are pulling out of this research completely.
Hem ABD hem de Japonya bu araştırmadan tamamen çekiliyor.

More Sentences
pull out f. tüymek
pull out f. çıkmak (motorlu taşıt bir yere)
pull out all the stops f. var gücüyle çalışmak
pull out f. kaçmak
pull out f. arabayı sürmek
pull out f. yola çıkmak
pull out f. diş çekmek
pull out f. çekip çıkarmak
pull out of f. bırakmak (bir işi)
pull out a tooth f. diş çekmek
pull out all the stops f. elinden geleni yapmak
pull out f. uzamak
pull out of the market f. piyasadan çekilmek
pull out the nail(s) f. çivi sökmek
pull out the plug f. fişi çıkarmak
pull out the plug f. fiş çekmek
pull out f. yerinden sökmek
pull out a chair f. sandalye çekmek
pull out the shrapnel f. şarapneli çıkarmak
Phrasals
pull out of f. (bir şeyden/yerden) (güç vb kullanarak) çıkarmak
pull out f. geri çekilme yöntemi ile korunmak
Idioms
pull out all the stops f. elinden gelen her şeyi yapmak
pull out all the stops f. elinden geleni yapmak
pull out all the stops f. göbeği çatlamak
pull out the big guns f. elindeki kozları oynamak
pull out the big guns f. elindeki en büyük kozu masaya sürmek/oynamak
pull out all the stops f. tüm şartları zorlamak
pull out all the stops f. tüm olanakları kullanmak
pull out all the stops f. tüm olanaklarını seferber etmek
pull out in front of someone f. (aracı) önüne kırmak
pull out the stops f. tüm kaynaklarını seferber etmek
pull out of a hat f. şapkadan çıkarmak
pull out of a hat f. bir anda ortaya çıkarmak
pull out of a hat f. hiç hesapta yokken ortaya çıkarmak
pull out of a hat f. sürpriz şekilde ortaya çıkarmak
pull out of the fire f. aslanın ağzından kapmak
pull out of the fire f. kurtarmak
pull out of the fire f. zor bir durumdan/tehlikeden/beladan kurtarmak
pull out of the fire f. ipten almak
pull out of the fire f. yaklaşan bir beladan kurtarmak
pull out f. bir şeyi kutudan çıkarmak
pull out f. çekip almak
Technical
pull-out table hinge i. açılır-kapanır masa menteşesi
pull-out table i. açılır-kapanır masa
pull-out resistance i. çekme direnci
pull-out plug i. çekme tıkaç
pull-out table slide i. çekme masa kızağı
grain pull out i. tane dökme
grain pull out i. tane çıkarma
Automotive
pull-out door handle i. çekmeli kapı kolu
Aeronautic
pull out (of) f. (pike yaparken) sabitlemek
pull out (of) f. (pike yaparken) sabit ilerlemek
pull out (of) f. (pike yaparken) dengelemek
pull out (of) f. (pike yaparken) dengelenmek
Medical
withdrawal or pull-out method i. boşalmadan önce penisin geri çekilmesi
withdrawal or pull-out method i. boşalmak üzereyken penisin vajinadan çıkarılması
Military
pull out i. dalıştan çıkış
pull out f. geri çekilmek
pull out f. geri adım atmak
Slang
pull out of one's ass f. kıçından atmak
pull out of one's ass f. kıçından sallamak
pull out of one's ass f. götünden atmak
pull out of one's ass f. götünden sallamak