|
- In other words, we are potentially giving preferential access to flags of convenience.
- Başka bir deyişle, elverişli bayraklara potansiyel olarak ayrıcalıklı erişim sağlıyoruz.
- Nigeria is one of the largest and, potentially, richest countries in sub-Saharan Africa.
- Nijerya, Sahra altı Afrika'nın en büyük ve potansiyel olarak en zengin ülkelerinden biridir.
- This could potentially lead to tensions in the border regions.
- Bu durum sınır bölgelerinde potansiyel olarak gerginliklere yol açabilir.
- This is potentially a much more serious conflict than that in Iraq.
- Bu potansiyel olarak Irak'takinden çok daha ciddi bir çatışmadır.
- It prevents them from benefiting from a broader choice of DVD titles and potentially cheaper prices.
- Daha geniş DVD başlık seçeneklerinden ve potansiyel olarak daha ucuz fiyatlardan yararlanmalarını engeller.
- Seldom have we encountered such a brief proposal with such potentially far-reaching effects.
- Potansiyel olarak bu kadar geniş kapsamlı etkileri olan bu kadar kısa bir teklifle nadiren karşılaşıyoruz.
- The inclusion of category is unnecessary, costly and potentially confusing to consumers.
- Kategorilerin dahil edilmesi gereksiz, maliyetli ve potansiyel olarak tüketiciler için kafa karıştırıcıdır.
- The more people there are, the more sophisticated they become, the worse that pollution potentially gets.
- Ne kadar çok insan olursa, ne kadar sofistike hale gelirlerse, kirlilik potansiyel olarak o kadar kötüleşir.
- The European Union is the only example of potentially innovative governance.
- Avrupa Birliği potansiyel olarak yenilikçi yönetimin tek örneğidir.
- The Commission then noted that a wide variety of equipment could potentially be used for the purpose of torture.
- Komisyon daha sonra çok çeşitli ekipmanların potansiyel olarak işkence amacıyla kullanılabileceğini belirtmiştir.
- The European Union is the only example of potentially innovative governance.
- Avrupa Birliği, potansiyel olarak yenilikçi yönetimin tek örneğidir.
- The situation on the Korean peninsula is potentially far more dangerous than in Iraq.
- Kore yarımadasındaki durum potansiyel olarak Irak'takinden çok daha tehlikelidir.
- This can potentially lead to employment and assist economic growth throughout the Union.
- Bu da potansiyel olarak istihdama yol açabilir ve Birlik genelinde ekonomik büyümeye yardımcı olabilir.
- Yet the consequences of war are potentially so serious that, for my group, it should be only a last resort.
- Ancak savaşın sonuçları potansiyel olarak o kadar ciddidir ki, benim grubuma göre bu sadece son çare olmalıdır.
- In other words, we are potentially giving preferential access to flags of convenience.
- Başka bir deyişle elverişli bayraklara potansiyel olarak ayrıcalıklı erişim sağlıyoruz.
- Yet the consequences of war are potentially so serious that, for my group, it should be only a last resort.
- Yine de savaşın sonuçları potansiyel olarak o kadar ciddidir ki, benim grubum için savaş sadece son çare olmalıdır.
- Turkey's relatively young population is potentially a great economic asset.
- Türkiye'nin nisbeten genç nüfusu, potansiyel olarak büyük bir ekonomik avantajdır.
- Notably, many of these medications could potentially effect mood and his decision making ability.
- Özellikle, bu ilaçların çoğu ruh halini ve karar verme yeteneğini potansiyel olarak etkileyebilir.
- Variants can also lead to binding at new sites that could potentially cause harm.
- Varyantlar, potansiyel olarak zarar verebilecek yeni bölgelerde bağlanmaya da yol açabilir.
- Variants can also lead to binding at new sites that could potentially cause harm.
- Varyantlar ayrıca potansiyel olarak zarar verebilecek yeni bölgelerde bağlanmaya da yol açabilir.
- Notably, many of these medications could potentially effect mood and his decision making ability.
- Özellikle, bu ilaçların çoğu potansiyel olarak ruh halini ve karar verme yeteneğini etkileyebilir.
- Variants can also lead to binding at new sites that could potentially cause harm.
- Varyantlar, potansiyel olarak zarara neden olabilecek yeni bölgelerde bağlanmaya da yol açabilir.
- That is potentially our problem.
- O, potansiyel olarak bizim sorunumuzdur.
- Potentially, this disease could kill thousands.
- Potansiyel olarak, bu hastalık binlerce kişiyi öldürebilir.
- This is potentially your problem.
- Bu potansiyel olarak sizin sorununuz.
- European scientists have discovered a potentially habitable planet orbiting Proxima Centauri, the closest star to our solar system.
- Avrupalı bilim adamları, güneş sistemimize en yakın yıldız olan Proxima Centauri'nin çevresinde dolanan potansiyel olarak yaşanabilir bir gezegen keşfettiler.
- European scientists have discovered a potentially habitable planet orbiting Proxima Centauri, the closest star to our solar system.
- Avrupalı bilim adamları, güneş sistemimize en yakın yıldız olan Proxima Centauri'nin yörüngesinde potansiyel olarak yaşanabilir bir gezegen keşfettiler.
- Layla understood that her boyfriend was potentially dangerous.
- Leyla erkek arkadaşının potansiyel olarak tehlikeli olduğunu anlamıştı.
- Layla understood that her boyfriend was potentially dangerous.
- Leyla erkek arkadaşının potansiyel olarak tehlikeli olduğunu anladı.
- That is potentially our problem.
- Bu potansiyel olarak bizim sorunumuz.
- Potentially, that could happen again.
- Potansiyel olarak, bu tekrar olabilir.
- This is potentially your problem.
- Bu potansiyel olarak senin sorunun.
Show More (29)
|