| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | permitting i. | izin verme |
| Genel | permitting s. | müsait |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | (something) permitting expr. | (bir şey) müsait olursa | ||
|
I will come, time permitting. Zamanım müsait olursa, gelirim. More Sentences |
||||
| Konuşma Dili | (something) permitting expr. | (bir şey) izin verirse | ||
|
In Vietnam, permitting freedom of opinion and freedom of religion are of paramount importance to the European Union. Vietnam'da fikir ve din özgürlüğüne izin verilmesi Avrupa Birliği için büyük önem taşımaktadır. More Sentences |
||||
| Speaking | ||||
| Konuşma | weather permitting expr. | havalar müsait olursa | ||
|
Weather permitting, we are going to get to the top of the mountain tomorrow. Hava müsait olursa yarın dağın tepesine varacağız. More Sentences |
||||
| Konuşma | weather permitting expr. | hava iyi olursa | ||
|
We shall leave tomorrow morning, weather permitting. Hava iyi olursa, yarın sabah ayrılacağız. More Sentences |
||||
| Phrases | ||||
| İfadeler | space permitting (if space permits) expr. | yer varsa | ||
| İfadeler | space permitting (if space permits) expr. | yer müsaitse | ||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | (something) permitting expr. | (bir şey) elverişli olursa | ||
| Konuşma Dili | (something) permitting expr. | (bir şey) iyi olursa | ||
| Konuşma Dili | (something) permitting expr. | (bir şey) engel olmazsa | ||
| Marine | ||||
| Denizcilik | all going well weather permitting (agw wp) i. | tüm hava koşulları uygun olduğu takdirdeki teslimat tarihi | ||
| Meteorology | ||||
| Meteoroloji | wp (weather permitting) i. | hava koşulları uygun olursa | ||
