1 |
optimum |
optimum |
adj., n. |
|
- Ultimately we are going to have to work towards each country finding and fulfilling its own optimum.
- Nihayetinde her ülkenin kendi optimumunu bulması ve gerçekleştirmesi için çalışmamız gerekecek.
- You have to find the optimum balance, to put it one way.
- Bir başka deyişle optimum dengeyi bulmak zorundasınız.
- But optimum efficiency does not necessarily come about of its own accord.
- Ancak optimum verimliliğin kendiliğinden ortaya çıkması gerekmez.
- What is apparent though is that our own market economy is not yet performing to optimum effect.
- Ancak görünen o ki, kendi piyasa ekonomimiz henüz optimum düzeyde performans göstermiyor.
- What is apparent though is that our own market economy is not yet performing to optimum effect.
- Ancak görünen o ki, kendi pazar ekonomimiz henüz optimum düzeyde performans göstermiyor.
- You have to find the optimum balance, to put it one way.
- Bir başka deyişle, optimum dengeyi bulmak zorundasınız.
- I believe that optimum associations must be proposed for this group.
- Bu grup için optimum birlikteliklerin önerilmesi gerektiğine inanıyorum.
- Optimum food safety standards and falling consumer protection standards cannot be reconciled.
- Optimum gıda güvenliği standartları ile düşen tüketici koruma standartları uzlaştırılamaz.
- In this way, each country develops its optimum recycling capacity.
- Bu şekilde her ülke kendi optimum geri dönüşüm kapasitesini geliştirir.
- Competition should balance supply and demand and provide for the optimum distribution of economic resources and facts.
- Rekabet, arz ve talebi dengelemeli ve ekonomik kaynakların ve olguların optimum dağılımını sağlamalıdır.
- Natural cotton fibers create the optimum sleeping climate for you to enjoy a comfortable and healthy sleep.
- Doğal pamuk lifleri, rahat ve sağlıklı bir uykunun keyfini çıkarmanız için optimum uyku ortamı yaratır.
- A new USB flash drive is recommended to ensure optimum performance.
- Optimum performans için yeni bir USB bellek tavsiye edilir.
Show More (9)
|
2 |
optimum |
ideal |
adj. |
|
- Natural cotton fibers create the optimum sleeping climate for you to enjoy a comfortable and healthy sleep.
- Doğal pamuk lifleri, size rahat ve sağlıklı bir uykunun keyfini çıkarmanız için ideal bir ortam sağlar.
- The data suggest that the optimum length of a lecture may be 30 instead of 60 minutes.
- Veriler, bir dersin ideal uzunluğunun 60 dakika yerine 30 olabileceğini öneriyor.
- The data suggest that the optimum length of a lecture may be 30 instead of 60 minutes.
- Veri bir dersin ideal uzunluğunun 60 dakika yerine 30 olabileceğini öneriyor.
Show More (0)
|
3 |
optimum |
en iyi |
adj. |
|
- Public tendering was devised to ensure optimum use of public monies.
- Kamu ihalesi, kamu parasının en iyi şekilde kullanılmasını sağlamak üzere tasarlanmıştır.
- Public tendering was devised to ensure optimum use of public monies.
- Kamu ihalesi, kamu kaynaklarının en iyi şekilde kullanılmasını sağlamak üzere tasarlanmıştır.
Show More (-1)
|
4 |
optimum |
en uygun |
adj. |
|
- That is, however, the optimum option ahead of any military engagement in the Gulf.
- Ancak bu, Körfez'de herhangi bir askeri angajman öncesinde en uygun seçenektir.
- Natural cotton fibers create the optimum sleeping climate for you to enjoy a comfortable and healthy sleep.
- Doğal pamuk elyafları, rahat ve sağlıklı bir uyku çekmeniz için en uygun uyku ortamını yaratır.
Show More (-1)
|