|
- Most of the suspects are either Hindus themselves or Hindu sympathisers.
- Şüphelilerin çoğu ya Hinduların kendileri ya da Hindu sempatizanları.
- Most of them, except the Baltic States, are already at levels above those rates.
- Baltık Ülkeleri hariç çoğu zaten bu oranların üzerinde bir seviyede.
- Indeed, if we do not manage to involve most of the representatives of these territories, we will fail in our purpose.
- Gerçekten de, eğer bu bölgelerin temsilcilerinin çoğunu sürece dahil etmeyi başaramazsak, amacımızda başarısız olacağız.
- Most of the children were not even born at the time of the incident.
- Çocukların çoğu olay sırasında henüz doğmamıştı bile.
- Most of those arrested during the two demonstrations have since not been charged with any offence.
- İki gösteri sırasında tutuklananların çoğu o zamandan beri herhangi bir suçla itham edilmemiştir.
- The Commission can accept most of the amendments proposed.
- Komisyon, önerilen değişikliklerin çoğunu kabul edebilir.
- The Council takes account of Parliament's resolutions and endorses most of the principles contained in them.
- Konsey, Parlamentonun kararlarını dikkate alır ve bu kararlarda yer alan ilkelerin çoğunu onaylar.
- It has kidnapped innocent Japanese civilians, most of whom have died in mysterious circumstances.
- Masum Japon sivilleri kaçırmış ve bunların çoğu gizemli bir şekilde ölmüştür.
- We recognise that most of the officials within the Commission are extremely hard-working.
- Komisyon bünyesindeki görevlilerin çoğunun son derece çalışkan olduğunun farkındayız.
- The Council has included most of these amendments in its common position.
- Konsey bu değişikliklerin çoğunu ortak tutumuna dahil etmiştir.
- Most of the intelligence services in the EU Member States engage in strategic communications monitoring.
- AB Üye Devletlerindeki istihbarat servislerinin çoğu stratejik iletişim izleme faaliyetlerinde bulunmaktadır.
- Most of them have gone already, because they do not want to waste their time here on Thursday afternoon.
- Çoğu zaten gitti, çünkü Perşembe öğleden sonra burada zamanlarını boşa harcamak istemiyorlar.
- Most of our States abide by the Stability and Growth Pact.
- Devletlerimizin çoğu İstikrar ve Büyüme Paktı'na uymaktadır.
- The economies of most of those states are weak in comparison with those of the current Member States.
- Bu devletlerin çoğunun ekonomileri, mevcut Üye Devletlerinkine kıyasla zayıftır.
- Most of these fears are groundless.
- Bu korkuların çoğu yersiz.
- Firstly, most of the current provisions can remain intact.
- İlk olarak, mevcut hükümlerin çoğu olduğu gibi kalabilir.
- Most of them have no experience with refugee and asylum policy.
- Çoğunun mülteci ve iltica politikası konusunda hiçbir deneyimi yok.
- I am pleased to note that most of those amendments substantially improve the directive.
- Bu değişikliklerin çoğunun yönergeyi önemli ölçüde iyileştirdiğini belirtmekten memnuniyet duyuyorum.
- There were many bottlenecks, most of which, fortunately, we managed to resolve.
- Birçok darboğaz vardı, neyse ki bunların çoğunu çözmeyi başardık.
- Unofficial figures set the death toll at 2000, most of them Muslims.
- Resmi olmayan rakamlara göre çoğu Müslüman olan ölü sayısı 2000'dir.
- After eight years, most of the projects are still in their infancy.
- Sekiz yılın ardından, projelerin çoğu hâlâ emekleme aşamasında.
- In the future too, the Member States will supply most of the ISAF forces in Kabul.
- Gelecekte de Üye Devletler Kabil'deki ISAF güçlerinin çoğunu tedarik edecektir.
- That is what the law says in most of our Member States.
- Üye Devletlerimizin çoğunda yasalar bunu söylemektedir.
- The Italian radicals support most of the proposals contained in this report.
- İtalyan radikaller bu raporda yer alan önerilerin çoğunu desteklemektedir.
- A few months ago, most of the political leaders quite simply denied the existence of Echelon.
- Birkaç ay önce, siyasi liderlerin çoğu Echelon'un varlığını basitçe inkar etti.
- Most of the suspects are either Hindus themselves or Hindu sympathisers.
- Şüphelilerin çoğu ya Hindu ya da Hindu sempatizanı.
- All the scientists are afraid that we are fishing most of our fish species to extinction.
- Tüm bilim insanları, balık türlerimizin çoğunun neslinin tükenmesinden korkuyor.
- Tobacco is always harmful, whereas alcohol is not, most of the time.
- Tütün her zaman zararlıdır, oysa alkol çoğu zaman zararlı değildir.
- Most of the 60 million people living beneath the poverty line in the EU are women.
- AB'de yoksulluk sınırının altında yaşayan 60 milyon kişinin çoğu kadındır.
- Two hundred thousand children are affected, most of them boys.
- Çoğu erkek olmak üzere iki yüz bin çocuk etkilenmiştir.
- To sum up, the organisation of public authorities in Turkey has most of the basic features of a democratic system.
- Özetle, Türkiye'de kamu otoritelerinin örgütlenişi, demokratik bir sistemin temel özelliklerinin çoğuna sahiptir.
- Most of these fears are groundless.
- Bu korkuların çoğu temelsizdir.
- It also takes into account most of the other Parliament amendments on three important points.
- Ayrıca üç önemli noktada Parlamentonun yaptığı diğer değişikliklerin çoğunu da dikkate almaktadır.
- In the future too, the Member States will supply most of the ISAF forces in Kabul.
- Gelecekte de Üye Devletler Kabil'deki ISAF güçlerinin çoğunu tedarik edecek.
- We must bear in mind that the subject of war has once again become a major concern in most of our countries.
- Savaş konusunun ülkelerimizin çoğunda bir kez daha büyük bir endişe kaynağı haline geldiğini unutmamalıyız.
- Most of the Members in this House from the United Kingdom have put solidarity with the US before solidarity with Europe.
- Bu Meclisteki Birleşik Krallık Üyelerinin çoğu ABD ile dayanışmayı Avrupa ile dayanışmanın önüne koymuştur.
- At the end of April, we met the representatives of most of these movements in Tel Aviv.
- Nisan ayı sonunda Tel Aviv'de bu hareketlerin çoğunun temsilcileriyle bir araya geldik.
- Most of the problems the sector faces are linked to agricultural alcohol and not so much to synthetic alcohol.
- Sektörün karşı karşıya olduğu sorunların çoğu tarımsal alkolle bağlantılı olup sentetik alkolle pek bağlantılı değildir.
- Most of the institutions and bodies have also adopted a code of good administrative behaviour.
- Kurum ve kuruluşların çoğu iyi idari davranış kurallarını da benimsemiştir.
- I welcome much, indeed most, of what has been said in this debate.
- Bu tartışmada söylenenlerin çoğunu, hatta büyük bir kısmını memnuniyetle karşılıyorum.
- I therefore congratulate the committee on rejecting most of these suggestions and on its pro-single-market stance.
- Bu nedenle, komiteyi bu önerilerin çoğunu reddettiği ve tek pazar yanlısı duruşu nedeniyle kutluyorum.
- That was also clear from most of the speeches today.
- Bugünkü konuşmaların çoğunda da bu açıkça görülüyordu.
- Nonetheless, in the case of the , seven seamen are being held, most of whom are Greek.
- Bununla birlikte, söz konusu gemide çoğu Yunan olmak üzere yedi denizci tutulmaktadır.
- He will say he has met us most of the way.
- Yolun çoğunda bizimle buluştuğunu söyleyecektir.
- On 29 September, most of those objections had suddenly evaporated.
- 29 Eylül'de bu itirazların çoğu aniden buharlaştı.
- In the parliamentary elections, the NLD won most of the parliamentary seats.
- Parlamento seçimlerinde NLD parlamentodaki sandalyelerin çoğunu kazandı.
- In my view, this is also the reason why the European Commission funded most of those taking part in the forum.
- Benim görüşüme göre Avrupa Komisyonu'nun foruma katılanların çoğunu finanse etmesinin nedeni de budur.
- Most of the costs will, however, be borne by European institutions.
- Ancak maliyetlerin çoğu Avrupa kurumları tarafından karşılanacaktır.
- This is the central idea of most of the attempts to change the outcome of the Convention.
- Bu, Konvansiyon'un sonucunu değiştirmeye yönelik girişimlerin çoğunun ana fikridir.
- I therefore support most of the amendments aimed at reinstating the original text.
- Bu nedenle orijinal metnin eski haline getirilmesini amaçlayan değişikliklerin çoğunu destekliyorum.
- That is what the law says in most of our Member States.
- Üye Devletlerimizin çoğunda yasalar böyle diyor.
- To take an example, most of our Member States have strengthened their criminal weaponry.
- Bir örnek vermek gerekirse, Üye Devletlerimizin çoğu cezai silahlarını güçlendirmiştir.
- Most of the fraud against the EU actually comes from money not collected.
- AB'ye karşı yapılan dolandırıcılıkların çoğu aslında toplanmayan paralardan kaynaklanmaktadır.
- To that extent most of the services engage in espionage in the economic domain.
- Bu kapsamda servislerin çoğu ekonomik alanda casusluk faaliyetlerinde bulunmaktadır.
- Alas, most of the authors of these crimes have escaped justice.
- Ne yazık ki, bu suçların faillerinin çoğu adaletten kaçmıştır.
- Most of the stem cell lines listed in the NIH register come from Sweden.
- Ulusal Sağlık Enstitüsü kayıtlarında listelenen kök hücre hatlarının çoğu İsveç'ten gelmektedir.
- But most of the inhabitants of Scotland think it is a nation within a multinational state.
- Ancak İskoçya'da yaşayanların çoğu buranın çok uluslu bir devlet içinde bir ulus olduğunu düşünüyor.
- Besides, most of these countries are not true and fully functioning democracies with properly elected parliaments.
- Ayrıca, bu ülkelerin çoğu doğru seçilmiş parlamentolara sahip, gerçek ve tam anlamıyla işleyen demokrasiler değildir.
- Most of the officials in the EU are diligent and decent people.
- AB'deki yetkililerin çoğu gayretli ve iyi insanlardır.
- Now we have been able to prevent most of these cuts.
- Şimdi bu kesintilerin çoğunu önleyebildik.
- In fact, most of these diseases are diseases related to poverty, even to malnutrition.
- Aslında bu hastalıkların çoğu yoksullukla hatta yetersiz beslenmeyle ilgili hastalıklardır.
- Indeed, if we do not manage to involve most of the representatives of these territories, we will fail in our purpose.
- Gerçekten de, eğer bu bölgelerin temsilcilerinin çoğunu sürece dahil etmeyi başaramazsak, amacımıza ulaşamayız.
- Most of those who died were women.
- Ölenlerin çoğu kadındı.
- I therefore support most of the amendments aimed at reinstating the original text.
- Bu nedenle orijinal metni eski haline getirmeyi amaçlayan değişikliklerin çoğunu destekliyorum.
- The draft budget meets most of the demands of the Group of the European Liberal, Democrat and Reform Party.
- Taslak bütçe Avrupa Liberal, Demokrat ve Reform Partisi Grubunun taleplerinin çoğunu karşılamaktadır.
- It also takes into account most of the other Parliament amendments on three important points.
- Ayrıca üç önemli noktada Parlamento'nun yaptığı diğer değişikliklerin çoğunu da dikkate almaktadır.
- We opposed this, as did most of the right.
- Sağcıların çoğu gibi biz de buna karşı çıktık.
- Most of the proposals are well-founded and necessary, and have our support.
- Önerilerin çoğu sağlam temellere dayanmaktadır, gereklidir ve bizim desteğimize sahiptir.
- Worse still, most of the conventions concluded since Rio, ten years ago, are still not being applied.
- Daha da kötüsü, on yıl önce Rio'dan bu yana imzalanan sözleşmelerin çoğu hala uygulanmıyor.
- Taking the first of these, the economies of most of the Member States are in a crisis situation.
- Bunlardan ilkini ele alırsak Üye Devletlerin çoğunun ekonomileri kriz durumundadır.
- This led to 42 new amendments, which were signed by most of the groups.
- Bu sayede, grupların çoğu tarafından imzalanan 42 yeni değişiklik yapılmıştır.
- Parliament would be well advised to take on board most of these conclusions.
- Parlamento'nun bu sonuçların çoğunu dikkate alması yerinde olacaktır.
- Most of the institutions and bodies have also adopted a code of good administrative behaviour.
- Kurum ve kuruluşların çoğu aynı zamanda iyi idari davranış kurallarını da benimsemiştir.
- Most of the proposed amendments are of a purely technical nature.
- Önerilen değişikliklerin çoğu tamamen teknik niteliktedir.
- Do we accuse most of the last Democratic administration of being anti-American?
- Son Demokrat yönetimin çoğunu Amerikan karşıtı olmakla mı suçluyoruz?
- Much of it, indeed most of it, appears to be well done.
- Bunların büyük bir kısmı, hatta çoğu, iyi yapılmış gibi görünmektedir.
- Most of the proposals are well-founded and necessary and have our support.
- Önerilerin çoğu iyi temellendirilmiş ve gerekli önerilerdir ve bizim desteğimize sahiptir.
- The Commission has already responded to most of the demands in the resolution.
- Komisyon kararda yer alan taleplerin çoğuna zaten yanıt vermiştir.
- Most of those concerns are in the area of health and food legislation, or of public administration.
- Bu endişelerin çoğu sağlık ve gıda mevzuatı ya da kamu yönetimi alanındadır.
- Most of the association agreements are already ratified, signed or initialled.
- Ortaklık anlaşmalarının çoğu halihazırda onaylanmış, imzalanmış veya parafe edilmiştir.
- We have every right to hope that tourism will recover at most of the European tourist destinations.
- Avrupa'daki turistik destinasyonların çoğunda turizmin yeniden canlanacağını ummakta haklıyız.
- Most of the reasons have been well rehearsed before and we have heard some of them again this morning.
- Nedenlerin çoğu daha önce iyi bir şekilde prova edildi ve bazılarını bu sabah tekrar duyduk.
- His contribution was short and sweet but at this stage most of the talking has been done.
- Katkısı kısa ve tatlıydı ancak bu aşamada konuşmanın çoğu yapıldı.
- Two hundred thousand children are affected, most of them boys.
- Çoğu erkek olmak üzere 200 bin çocuk bu durumdan etkilenmektedir.
- Most of the suspects are either Hindus themselves or Hindu sympathisers.
- Şüphelilerin çoğu ya kendileri Hindu ya da Hindu sempatizanı.
- The Commission and the Council adopted most of what Parliament requested at first reading.
- Komisyon ve Konsey, Parlamento'nun ilk aşamada talep ettiği hususların çoğunu kabul etti.
- I support most of what she has said, especially on reform.
- Özellikle reform konusunda söylediklerinin çoğunu destekliyorum.
- For these reasons, I supported most of Parliament's proposals but abstained from the final vote.
- Bu nedenlerle Parlamento'nun önerilerinin çoğunu destekledim ancak son oylamada çekimser kaldım.
- Most of the governments have not given a reaction to these proposals, which aim to sustain fisheries in the future.
- Hükümetlerin çoğu, gelecekte balıkçılığın sürdürülmesini amaçlayan bu önerilere bir tepki vermedi.
- Taking the first of these, the economies of most of the Member States are in a crisis situation.
- Bunlardan ilkini ele alırsak, Üye Devletlerin çoğunun ekonomileri kriz durumundadır.
- The Executive advises us to oppose most of the Socialist amendments.
- Yürütme, Sosyalist değişikliklerin çoğuna karşı çıkmamızı tavsiye etmektedir.
- The Council common position takes on board most of the points made by Parliament at first reading.
- Konsey ortak tutumu, Parlamento tarafından ilk okumada dile getirilen hususların çoğunu dikkate almaktadır.
- If we look at our committee's agenda, most of the work has as its basis the good functioning of the internal market.
- Komitemizin gündemine bakacak olursak, çalışmaların çoğunun temelinde iç pazarın iyi işlemesi yatmaktadır.
- As we know, most of Aceh's 4.2 million people live outside the two main towns.
- Bildiğimiz gibi Açe'nin 4.2 milyonluk nüfusunun çoğu iki ana kentin dışında yaşamaktadır.
- Most of them have gone already, because they do not want to waste their time here on Thursday afternoon.
- Çoğu çoktan gitmiş, çünkü Perşembe öğleden sonra burada vakit kaybetmek istemiyorlar.
- The Executive advises us to oppose most of the Socialist amendments.
- Yürütme, Sosyalist değişikliklerin çoğuna karşı çıkmamızı tavsiye ediyor.
- Most of the victims have still not been compensated.
- Mağdurların çoğu hala tazmin edilmemiştir.
- The report under discussion here today shares most of the objectives of the Commission.
- Bugün burada tartışılan rapor, Komisyonun hedeflerinin çoğunu paylaşmaktadır.
- We must bear in mind that the subject of war has once again become a major concern in most of our countries.
- Savaş konusunun ülkelerimizin çoğunda bir kez daha önemli bir endişe kaynağı haline geldiğini unutmamalıyız.
- Most of the governments have not given a reaction to these proposals, which aim to sustain fisheries in the future.
- Hükümetlerin çoğu, gelecekte balıkçılığın sürdürülmesini amaçlayan bu önerilere bir tepki vermemiştir.
- I could accept most of the points made by Thomas Mann and others.
- Thomas Mann ve diğerleri tarafından dile getirilen hususların çoğunu kabul edebilirim.
- Most of it comes from America, Argentina and Brazil in the form of soya cake.
- Çoğu Amerika, Arjantin ve Brezilya'dan soya keki şeklinde gelmektedir.
- Unofficial figures set the death toll at 2000, most of them Muslims.
- Resmi olmayan rakamlara göre çoğu Müslüman olan ölülerin sayısı 2000'dir.
- Most of them have no experience of refugee and asylum policy.
- Çoğunun mülteci ve iltica politikası konusunda hiçbir deneyimi yoktur.
- Most of these objectives are also set out in the Council of Telecommunications Ministers resolution on this subject.
- Bu hedeflerin çoğu Telekomünikasyon Bakanları Konseyinin bu konudaki kararında da belirtilmiştir.
- After eight years, most of the projects are still in their infancy.
- Sekiz yılın ardından, projelerin çoğu hala emekleme aşamasında.
- Parliament would be well advised to take on board most of these conclusions.
- Parlamentonun bu sonuçların çoğunu dikkate alması yerinde olacaktır.
- Admittedly, most of the ideas expressed are more or less along the right lines.
- Kuşkusuz, ifade edilen fikirlerin çoğu aşağı yukarı doğru çizgidedir.
- Most of the technical amendments we put forward were accepted.
- Öne sürdüğümüz teknik değişikliklerin çoğu kabul edildi.
- Most of the suggested amendments strengthen the recommendation.
- Önerilen değişikliklerin çoğu tavsiyeyi güçlendirmektedir.
- Where it did not wipe them out, our so-called civilisation reduced most of them to poverty.
- Onları yok etmediği yerlerde sözde medeniyetimiz çoğunu yoksulluğa düşürdü.
- Most of the amendments proposed can be accepted by the Commission.
- Önerilen değişikliklerin çoğu Komisyon tarafından kabul edilebilir.
- Most of the comments received related to the past situation, before the introduction of the FSMA 2000.
- Alınan yorumların çoğu, FSMA 2000'in yürürlüğe girmesinden önceki geçmiş durumla ilgiliydi.
- It is a concept that is contained within similar laws in most of the Member States.
- Üye Devletlerin çoğunda benzer yasalarda yer alan bir kavramdır.
- I have also supported most of the positions adopted by the rapporteur.
- Raportör tarafından benimsenen tutumların çoğunu ben de destekledim.
- In fact, most of the time, these means belong to NATO.
- Aslında, bu araçlar çoğu zaman NATO'ya aittir.
- The Group of the European Liberal, Democrat and Reform Party will support most of the amendments.
- Avrupa Liberal, Demokrat ve Reform Partisi Grubu değişikliklerin çoğunu destekleyecektir.
- I can accept most of the amendments on this proposal.
- Bu teklif üzerindeki değişikliklerin çoğunu kabul edebilirim.
- We agree with most of his proposals, therefore.
- Bu nedenle önerilerinin çoğuna katılıyoruz.
- E-mail marketing may well be the only form of marketing where the recipient carries most of the cost.
- E-posta ile pazarlama, maliyetin çoğunu alıcının üstlendiği tek pazarlama şekli olabilir.
- Much of it, indeed most of it, appears to be well done.
- Bunların büyük bir kısmı, hatta çoğu, iyi yapılmış gibi görünüyor.
- I am an industrial engineer but have worked most of the time in marketing.
- Endüstri mühendisiyim ama çoğu zaman pazarlama alanında çalıştım.
- We will discuss most of these icons in the lesson "How to open a disk and a flash drive."
- Bu simgelerin çoğunu "Bir disk ve flash sürücü nasıl açılır" dersinde tartışacağız.
- I am an industrial engineer but have worked most of the time in marketing.
- Ben endüstri mühendisiyim ama çoğu zaman pazarlama alanında çalıştım.
- Tom sells most of the vegetables that he grows.
- Tom yetiştirdiği sebzelerin çoğunu satar.
- I spend most of my time with Tom.
- Zamanımın çoğunu Tom'la geçiriyorum.
- Tom lived in Boston most of his life.
- Tom hayatının çoğunu Boston'da yaşadı.
- Books occupy most of his room.
- Kitaplar onun odasının çoğunu meşgul ediyor.
- What do nurses spend most of their time doing?
- Hemşireler zamanlarının çoğunu ne yaparak harcarlar?
- April is the best time to plant most of your vegetable seeds.
- Nisan ayı sebze tohumlarınızın çoğunu ekmek için en iyi zamandır.
- She spends most of her income on books.
- Gelirinin çoğunu kitaplara harcar.
- Tom stores most of his data in the cloud.
- Tom verilerinin çoğunu bulutta saklar.
- We spent most of the day pulling weeds.
- Günün çoğunu yabani otları temizleyerek geçirdik.
- Most of the shops were closed.
- Dükkanların çoğu kapalıydı.
- I was in Boston most of the summer.
- Yazın çoğunu Boston'da geçirdim.
- Most of the houses on this block were built in 2013.
- Bu bloktaki evlerin çoğu 2013 yılında inşa edildi.
- After the war most of the highways were in urgent need of repair.
- Savaştan sonra otoyolların çoğuna acil onarım gerekmişti.
- Most of the Melanesians living in Papua New Guinea have very curly hair, don't they?
- Papua Yeni Gine'de yaşayan Melanezyalıların çoğunun saçları çok kıvırcık, değil mi?
- Most of the Amazon jungle is still wild.
- Amazon ormanının çoğu hâlâ vahşi.
- She spent most of her life taking care of poor people.
- O, hayatının çoğunu yoksul insanlara bakarak geçirdi.
- Work absorbs most of his time.
- İş onun zamanının çoğunu tüketir.
- Most of the students in the class agreed with Tom.
- Sınıftaki öğrencilerin çoğu Tom'la aynı fikirdeydi.
- Tom likes most of his teachers.
- Tom öğretmenlerinin çoğunu seviyor.
- Tom does most of the work by himself.
- Tom işlerin çoğunu kendi başına yapar.
- The mail train lost most of its mail in the fire.
- Posta treni yangında postasının çoğunu kaybetti.
- Most of the bodies were buried where they fell.
- Cesetlerin çoğu düştükleri yerde gömüldü.
- Most of the people I know can speak French.
- Tanıdığım insanların çoğu Fransızca konuşabiliyor.
- Can most of your friends swim?
- Arkadaşlarının çoğu yüzebiliyor mu?
- I pay most of my bills on the first of each month.
- Faturalarımın çoğunu her ayın ilk günü öderim.
- I'll be spending most of my time in Boston the next three months.
- Gelecek üç ay zamanımın çoğunu Boston'da geçireceğim.
- Most of the islands in this area are inhabited.
- Bu alandaki adaların çoğu iskan edilmiş.
- Can most of your friends swim?
- Arkadaşlarının çoğu yüzebilir mi?
- Most of the crimes in this country are committed by them.
- Bu ülkedeki suçların çoğu onlar tarafından işleniyor.
- Most of the food we buy in supermarkets is overpackaged.
- Süpermarketlerden satın aldığımız yiyeceklerin çoğu aşırı ambalajlı.
- Most of the world's cotton is grown in China, India, the United States, and Pakistan.
- Dünyanın pamuğunun çoğu Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Pakistan'da yetiştirilir.
- Most of the revellers are tourists.
- Eğlenenlerin çoğu turist.
- There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
- Çok sayıda davetli vardı, çoğu öğretmenimizin sınıf arkadaşları ve dostlarıydı.
- Most of the buildings were destroyed in World War II.
- Binaların çoğu 2. Dünya Savaşı'nda yıkıldı.
- Most of the people working here are unpaid volunteers.
- Burada çalışan insanların çoğu, ücretsiz gönüllülerdir.
- Tom has eaten most of his pizza.
- Tom pizzasının çoğunu yedi.
- You're smarter than most of Tom's friends.
- Tom'un çoğu arkadaşından daha zekisin.
- I've lived here most of my life.
- Hayatımın çoğunu burada yaşadım.
- I'm the one who has to do most of the work.
- İşin çoğunu yapmak zorunda olan kişi benim.
- Most of the passengers weren't wearing life jackets.
- Yolcuların çoğu can yelekleri giymiyordu.
- I've lived here most of my life.
- Hayatımın çoğunu burada geçirdim.
- I've already made amends to most of the people on my list.
- Listemdeki insanların çoğundan zaten özür diledim.
- Spellchecking will usually catch most of your typos.
- Yazım denetimi genellikle yazım hatalarınızın çoğunu yakalayacaktır.
- Most of a insect's organs are inside its abdomen.
- Bir böceğin organlarının çoğu karnının içindedir.
- When I was a child, I spent most of my time indoors reading.
- Çocukken zamanımın çoğunu içeride kitap okuyarak geçirirdim.
- Tom often stays up most of the night.
- Tom genellikle gecenin çoğunda ayakta kalır.
- Most of our employees are young.
- Çalışanlarımızın çoğu genç.
- This is the bookstore where I buy most of my books.
- Kitaplarımın çoğunu aldığım kitapçı burası.
- Tom is smarter than most of you.
- Tom, çoğunuzdan daha zekidir.
- I spend most of my time with Tom.
- Zamanımın çoğunu Tom ile geçiriyorum.
- Most of Algeria's population is Muslim.
- Cezayir nüfusunun çoğu Müslüman.
- The barking dog kept Tom awake most of the night.
- Havlayan köpek, gecenin çoğunda Tom'u uyutmadı.
- He dismissed most of his men.
- O erkeklerin çoğunu işten kovdu.
- What do you spend most of your time on the computer doing?
- Vaktinin çoğunu bilgisayarda ne yaparak geçiriyorsun?
- Most of our business is derived from architectural competitions.
- İşimizin çoğu, mimari yarışmalardan geliyor.
- Most of it's in French.
- Bunun çoğu Fransızca.
- I think most of it's true.
- Sanırım çoğu doğru.
- Most of the people I chat with on Facebook are students.
- Facebook'ta konuştuğum insanların çoğu öğrenci.
- Most of the clothes that Canadians wear are made outside of Canada.
- Kanadalıların giydikleri giysilerin çoğu Kanada'nın dışında yapılmaktadır.
- I am in agreement with most of what he says.
- Onun söylediklerinin çoğuyla aynı fikirdeyim.
- Most of the people I chat with on WhatsApp are not from Brazil.
- WhatsApp'ta sohbet ettiğim insanların çoğu Brezilya'dan değil.
- Most of the people I chat with on Facebook are not from Brazil.
- Facebook'ta sohbet ettiğim insanların çoğu Brezilya'dan değil.
- Most of Tom's friends are girls.
- Tom'un arkadaşlarının çoğu kız.
- Most of the exiles were killed or captured.
- Sürgünlerin çoğu öldürüldü ya da esir alındı.
- Most of Tom's friends know that he's in the hospital.
- Tom'un arkadaşlarının çoğu hastanede olduğunu biliyor.
- If I had a million dollars, I would give most of it away and retire.
- Eğer bir milyon dolarım olsaydı, çoğunu dağıtır ve emekli olurdum.
- Tom is busy most of the time.
- Tom çoğu zaman meşgul.
- I eat breakfast there, most of the time.
- Çoğu zaman kahvaltımı orada yapıyorum.
- Japan has to import most of its raw materials.
- Japonya hammaddelerinin çoğunu ithal etmek zorundadır.
- Most of the consonants are pronounced like those in English.
- Ünsüzlerin çoğu İngilizcedekiler gibi telaffuz edilir.
- Most of them are Canadians.
- Çoğu Kanadalı.
- You're smarter than most of Tom's friends.
- Tom'un çoğu arkadaşından daha akıllısın.
- Tom's speech was full of double entendres, most of which went over his audience's head.
- Tom'un konuşması çift anlamlı sözlerle doluydu. Bunların çoğunu seyirci anlamadı.
- Books occupy most of his room.
- Kitaplar odasının çoğunu kaplıyor.
- Most of the people celebrating are tourists.
- Kutlama yapanların çoğu turist.
- Tom is richer than most of you.
- Tom çoğunuzdan daha zengindir.
- I've been up most of the night.
- Gecenin çoğunda ayaktaydım.
- In most of the countries in Europe, cars have to keep to the right.
- Avrupa'daki ülkelerin çoğunda arabalar sağdan gitmek zorundadır.
- Next year, the wages do increase, but most of the increase will disappear due to inflation.
- Gelecek yıl ücretler artacak, ancak artışın çoğu enflasyon nedeniyle kaybolacak.
- Tom has lived in Boston for most of his life.
- Tom hayatının çoğu boyunca Boston'da yaşadı.
- Most of an insect's organs are inside its abdomen.
- Böceklerin organlarının çoğu karınlarındadır.
- I've already done most of what needs to be done.
- Yapılması gerekenlerin çoğunu zaten yaptım.
- I've been here for most of my life.
- Hayatımın çoğunu burada geçirdim.
- I leave my windows and doors unlocked most of the time.
- Pencerelerimi ve kapılarımı çoğu zaman açık bırakırım.
- Most of an insect's organs are inside its abdomen.
- Bir böceğin organlarının çoğu karnının içindedir.
- You're more talkative than most of Tom's friends.
- Tom'un çoğu arkadaşından daha konuşkansın.
- Tom taught me most of the French I know.
- Bildiğim Fransızcanın çoğunu bana Tom öğretti.
- Most of them are foreigners.
- Çoğu yabancı.
- She was alone most of the time.
- Çoğu zaman yalnızdı.
- Tom lived in Boston most of his life.
- Tom hayatının çoğunu Boston'da geçirdi.
- Most of the people I chat with on WhatsApp are not from Brazil.
- Benim WhatsApp'ta sohbet ettiğim insanların çoğu Brezilyalı değildir.
- In the United States, 20 million new jobs have been created during the past two decades, most of them in the service sector.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde son yirmi yılda, çoğu hizmet sektöründe olmak üzere 20 milyon yeni iş yaratıldı.
- Tom has lived in Boston most of his life.
- Tom hayatının çoğunu Boston'da geçirdi.
- He spends most of his money on food.
- Parasının çoğunu yemeğe harcar.
- I've spent most of my life here.
- Hayatımın çoğunu burada geçirdim.
- What activity do you spend most of your time doing?
- Zamanınızın çoğunu hangi aktiviteyi yaparak geçiriyorsunuz?
- Most of the world's cotton is grown in China, India, the United States, and Pakistan.
- Dünyadaki pamuğun çoğu Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Pakistan'da yetiştirilmektedir.
- What countries are most of your students from?
- Öğrencilerinizin çoğu hangi ülkelerden?
- Prostitution is legal in most of Nevada.
- Fuhuş Nevada'nın çoğunda yasaldır.
- I agree with most of you.
- Çoğunuza katılıyorum.
- Hiroshi is an otaku who spends most of his free time reading mangas and watching animes.
- Hiroshi boş zamanlarının çoğunu mangalar okuyarak ve animeler izleyerek geçiren bir otakudur.
- Most of the participants are from Australia.
- Katılımcılardan çoğu Avustralyalı.
- This is the bookstore where I buy most of my books.
- Burası kitaplarımın çoğunu aldığım kitapçı.
- Most of them were university students.
- Çoğu üniversite öğrencisiydi.
- Most of my classmates can speak French quite well.
- Sınıf arkadaşlarımın çoğu oldukça iyi Fransızca konuşabiliyor.
- I wasn't at home most of the day.
- Günün çoğunda evde yoktum.
- Tom is busy most of the time.
- Tom çoğu zaman meşguldür.
- That's what most of my friends call me.
- Arkadaşlarımdan çoğunun bana dediği budur.
- This is how I spend most of my time.
- Zamanımın çoğunu böyle geçiriyorum.
- Most of a insect's organs are inside its abdomen.
- Böceklerin organlarının çoğu karınlarındadır.
- Most of the students here go to school on bike.
- Buradaki öğrencilerin çoğu okula bisikletle gidiyor.
- We spent most of the evening talking about our vacation.
- Biz akşamın çoğunu tatilimiz hakkında konuşarak geçirdik.
- Most of the Dutch in New Amsterdam did not leave.
- New Amsterdam'daki Hollandalıların çoğu ülkeyi terk etmedi.
- France has a higher birthrate than most of Europe.
- Fransa'nın Avrupa'nın çoğundan daha yüksek bir doğum oranı var.
- She spends most of her money on clothes.
- Parasının çoğunu elbiselere harcar.
- I've lived in Boston most of my life.
- Hayatımın çoğunu Boston'da geçirdim.
- Most of the plants died.
- Bitkilerin çoğu öldü.
- Most of the Finnish people are very friendly to Chinese people.
- Fin insanlarının çoğu Çinli insanlara karşı çok arkadaş canlısıdır.
- Tom's speech was full of double entendres, most of which went over his audience's head.
- Tom'un konuşması çift anlamlı sözlerle doluydu ve çoğu dinleyicilerin kafasından geçti.
- Most of the people can't learn a word if they don't listen at least once.
- İnsanların çoğu en az bir kez dinlemedikleri bir kelimeyi öğrenemezler.
- I spent most of my time with Tom.
- Zamanımın çoğunu Tom'la geçirdim.
- I was at home most of the day.
- Günün çoğunda evdeydim.
- Tom gave away most of his money before he died.
- Tom ölmeden önce parasının çoğunu dağıttı.
- Most of the students are interested in finance more than industry.
- Öğrencilerin çoğu sanayiden çok finansla ilgileniyor.
- Tom is better at French than most of his classmates.
- Tom Fransızcada sınıf arkadaşlarının çoğundan daha iyi.
- He spends most of his money on food.
- Parasının çoğunu yemeğe harcıyor.
- Most of what you just said is true.
- Az önce söylediklerinin çoğu doğru.
- Who do you spend most of your free time with?
- Boş zamanlarının çoğunu kiminle geçiriyorsun?
- Most of the peasants living in this godforsaken village are illiterate.
- Bu Tanrı'nın unuttuğu köyde yaşayan köylülerin çoğu okuma yazma bilmiyor.
- Tom lived most of his life in Australia.
- Tom hayatının çoğunu Avustralya'da yaşadı.
- Most of the people I chat with on Facebook are students.
- Facebook'ta sohbet ettiğim kişilerin çoğu öğrencidir.
- I spend most of my time in Boston.
- Zamanımın çoğunu Boston'da geçiriyorum.
- April is the best time to plant most of your vegetable seeds.
- Nisan, sebze tohumlarının çoğunu ekmek için en iyi zamandır.
- Most of the online users I play poker with have been newbies.
- Poker oynadığım çevrimiçi kullanıcıların çoğu yeniler.
- Most of the passengers on the bus were sleeping.
- Otobüsteki yolcuların çoğu uyuyordu.
- In this country, most of the inhabitants are Sunni Muslims.
- Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslüman'dır.
- He was alone most of the time.
- Çoğu zaman yalnızdı.
- Most of the passengers weren't wearing life jackets.
- Yolcuların çoğu can yeleği giymiyordu.
- Most of her friends are boys.
- Onun arkadaşlarının çoğu erkek.
- What do nurses spend most of their time doing?
- Hemşireler zamanlarının çoğunu ne yaparak geçirir?
- Mary spends most of her time at the library.
- Mary de zamanının çoğunu kütüphanede geçiriyor.
- Tom passed most of the time fishing.
- Tom zamanın çoğunu balık tutarak geçirdi.
- Prostitution is legal in most of Nevada.
- Fuhuş Nevada'nın çoğunda yasal.
- Most of the women credit card holders are judicious in using their cards.
- Kredi kartı sahibi kadınların çoğu kartlarını akıllıca kullanıyor.
- They plan to do away with most of these regulations.
- Onlar bu düzenlemelerin çoğunu kaldırmayı planlıyorlar.
- I was in Boston most of the summer.
- Yaz mevsiminin çoğunda Boston'daydım.
- I gave most of my money away.
- Paramın çoğunu verdim.
- I keep most of my money at the bank near my office.
- Paramın çoğunu ofisimin yakınındaki bankada tutuyorum.
- She spends most of her income on books.
- Gelirinin çoğunu kitaplara harcıyor.
- I can understand most of what Tom says in French.
- Tom'un Fransızca söylediklerinin çoğunu anlayabiliyorum.
- Most of the work is performed by robots.
- İşlerin çoğu robotlar tarafından yapılıyor.
- You're taller than most of Tom's friends.
- Tom'un arkadaşlarının çoğundan daha uzunsun.
- Most of the work has to be done by hand.
- İşin çoğu elle yapılmak zorunda.
- He was unconscious most of the time.
- Çoğu zaman bilinçsizdi.
- Most of Tom's friends know that he's a recovering alcoholic.
- Tom'un arkadaşlarının çoğu onun iyileşmekte olan bir alkolik olduğunu biliyor.
- If I had a million dollars, I would give most of it away and retire.
- Bir milyon dolarım olsaydı onu çoğunu hibe ederdim ve emekli olurdum.
- Most of the clothes that Europeans wear are made outside of Europe.
- Avrupalıların giydiği kıyafetlerin çoğu Avrupa dışında üretilmektedir.
- Tom spent most of the day doing that.
- Tom günün çoğunu bunu yaparak geçirdi.
- I spend most of my time at home.
- Zamanımın çoğunu evde geçiririm.
- Most of the passengers on board were Japanese.
- Gemideki yolcuların çoğu Japondu.
- You're brighter than most of Tom's friends.
- Tom'un arkadaşlarının çoğundan daha akıllısın.
- Most of your answers were wrong.
- Cevaplarınızın çoğu yanlıştı.
- I carry a gun most of the time.
- Çoğu zaman bir silah taşırım.
- I pay most of my bills on the first of each month.
- Her ayın birinde faturalarımın çoğunu öderim.
- Most of the Amazon jungle is still wild.
- Amazon ormanlarının çoğu hala vahşi.
- Slaves did most of the work.
- Köleler işin çoğunu yaptı.
- Most of Algeria's population is Muslim.
- Cezayir'in nüfusunun çoğu Müslüman'dır.
- Most of the Dead Sea Scrolls are in Hebrew.
- Ölüdeniz Parşömenlerinin çoğu İbranice.
- Most of the passengers on board were Japanese.
- Gemideki yolcuların çoğu Japon'du.
- Most of the suspects have been arrested.
- Şüphelilerin çoğu tutuklandı.
- A few were drunk most of the time.
- Birkaçı çoğu zaman sarhoştu.
- I guess most of them went home.
- Sanırım çoğu eve gitti.
- Tom spends most of his salary on food.
- Tom maaşının çoğunu yemeğe harcıyor.
- He fired most of his men.
- O adamlarının çoğunu kovdu.
- I agree with most of you.
- Ben çoğunuzla aynı fikirdeyim.
- Work absorbs most of his time.
- İşi zamanının çoğunu alıyor.
- I spend most of my time thinking about you.
- Zamanımın çoğunu seni düşünerek geçiriyorum.
- Most of the students already understand this.
- Öğrencilerin çoğu bunu zaten anlıyor.
- Tom asked Mary a few questions that she couldn't answer, but she was able to answer most of his questions.
- Tom Mary'ye cevaplayamayacağı birkaç soru sormuştu, ancak o sorularının çoğuna cevap verebildi.
- Tom stores most of his data in the cloud.
- Tom verilerinin çoğunu bulutta saklıyor.
- Most of the people in this town are on vacation.
- Bu kasabadaki insanların çoğu tatilde.
- Tom wrote poison pen letters to most of his neighbors.
- Tom, komşularının çoğuna zehir zemberek mektuplar yazdı.
- Tom was alone most of the time.
- Tom çoğu zaman yalnızdı.
- Judging by that great tan, it looks like you spent most of your vacation on the beach.
- Bu harika bronzluğa bakılırsa, tatilinizin çoğunu plajda geçirmişsiniz.
- I wasn't at home most of the day.
- Günün çoğunda evde değildim.
- What do you spend most of your time doing?
- Zamanınızın çoğunu ne yaparak geçirirsiniz?
- Most of the dogs are alive.
- Köpeklerin çoğu hayatta.
- Most of the participants are from Australia.
- Katılımcıların çoğu Avustralya'dan.
- He draws on his childhood experiences for the material of most of his stories.
- Hikâyelerinin çoğunun malzemesini çocukluk deneyimlerinden alıyor.
- Most of his friends are girls.
- Onun arkadaşlarının çoğu kız.
- Next year, the wages do increase, but most of the increase will disappear due to inflation.
- Gelecek yıl maaşlara zam yapılacak ama enflasyon yüzünden zammın çoğu eriyecek.
- Most of the consonants are pronounced like those in English.
- Sessiz harflerin çoğu İngilizcedeki gibi telaffuz ediliyor.
- Tom likes most of his teachers.
- Tom öğretmenlerinin çoğunu sever.
- I was in London most of the summer.
- Yazın çoğunu Londra'da geçirdim.
- The old man spent most of his time looking back on his youth.
- Yaşlı adam zamanının çoğunu gençliğine bakarak geçirdi.
- Adams spent most of the war years in Europe.
- Adams, savaş yıllarının çoğunu Avrupa'da geçirdi.
- Tom spends most of his time in the library.
- Tom zamanının çoğunu kütüphanede harcar.
- We ended up having to sell most of those below cost.
- Bunların çoğunu maliyetinin altında satmak zorunda kaldık.
- Tom is better at French than most of his classmates.
- Tom Fransızcada sınıf arkadaşlarının çoğundan daha iyidir.
- Tom is really busy most of the time.
- Tom çoğu zaman çok meşguldür.
- Most of the people I know can speak French.
- Tanıdığım insanların çoğu Fransızca konuşabilir.
- Most of them were college students.
- Çoğu üniversite öğrencisiydi.
- Tom slept through most of the movie.
- Tom filmin çoğu boyunca uyudu.
- Most of my cousins live in Madrid.
- Çoğu kuzenim Madrid'de yaşıyor.
- I spend most of my time dancing in my living room.
- Zamanımın çoğunu oturma odamda dans ederek geçiririm.
- Tom spends most of his time on the road.
- Tom vaktinin çoğunu yolda geçiriyor.
- Most of my children live in Boston.
- Çocuklarımın çoğu Boston'da yaşıyor.
- Are you at home most of the day?
- Günün çoğunu evde mi geçiriyorsun?
- Most of the students here are diligent.
- Buradaki öğrencilerin çoğu çalışkandır.
- Most of the buildings were destroyed in World War II.
- Binaların çoğu İkinci Dünya Savaşı'nda yıkıldı.
- We have counted most of the votes.
- Oyların çoğunu saydık.
- The neighbor's dog kept Tom awake most of the night.
- Komşunun köpeği, Tom'u gecenin çoğunda uyanık tuttu.
- He was a brave warrior who had spent most of his life fighting his enemies.
- Hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak geçirmiş cesur bir savaşçıydı.
- What activity do you spend most of your time doing?
- Zamanının çoğunu hangi etkinliği yaparak geçirirsin?
- I spent most of my time with Tom when I was in Boston.
- Boston'dayken zamanımın çoğunu Tom'la geçirirdim.
- Tom spends most of his time reading books.
- Tom zamanının çoğunu kitap okuyarak geçiriyor.
- Most of my friends are college graduates.
- Arkadaşlarımın çoğu üniversite mezunu.
- Most of the students here are diligent.
- Burada öğrencilerin çoğu çalışkan.
- I eat breakfast there, most of the time.
- Ben çoğu zaman orada kahvaltı yerim.
- You should make the most of your time while you are young.
- Gençken vaktinizi çoğunu en iyi şekilde değerlendirmelisiniz.
- Tom spends most of his time surfing.
- Tom zamanının çoğunu sörf yaparak geçiriyor.
- Most of this building's tenants are artists.
- Bu binadaki kiracıların çoğu sanatçıdır.
- What do you spend most of your time doing?
- Siz zamanınızın çoğunu ne yaparak geçiriyorsunuz?
- Are you at home most of the day?
- Günün çoğunda evde misin?
- Have you ever felt depressed for most of the day for 14 consecutive days?
- On dört gün boyunca günlerinizin çoğunu depresif geçirdiğiniz bir dönem oldu mu?
- I know most of those people pretty well.
- Bu insanların çoğunu çok iyi tanıyorum.
- Most of the students in the class agreed with Tom.
- Sınıftaki öğrencilerin çoğu Tom'la aynı görüşteydiler.
- Tom is smarter than most of you.
- Tom çoğunuzdan daha zeki.
- Most of it's in French.
- Çoğu Fransızca.
- I've spent most of my life in Boston.
- Hayatımın çoğunu Boston'da geçirdim.
- Most of them are decent people.
- Çoğu iyi insanlardır.
- If only her husband helped her, most of her problems at home would disappear.
- Kocası ona yardım etse, evdeki sorunlarının çoğu ortadan kalkar.
- He fired most of his men.
- Adamlarının çoğunu işten attı.
- Most of the victims were small children.
- Kurbanların çoğu küçük çocuklardı.
- The mail train lost most of its mail in the fire.
- Posta treni yangında postalarının çoğunu kaybetti.
- Mary spends most of her time at the library.
- Mary zamanının çoğunu kütüphanede harcar.
- Most of the clothes that Americans wear are made outside of America.
- Amerikalıların giydikleri giysilerin çoğu Amerika'nın dışında yapılmaktadır.
- I keep most of my money at the bank near my office.
- Paramın çoğunu ofisimin yanındaki bankada tutarım.
- Most of the people I chat with on Facebook are students.
- Facebook'ta muhabbet ettiğim insanların çoğu öğrenci.
- Tom lived most of his life in Australia.
- Tom hayatının çoğunu Avustralya'da geçirdi.
- Susan eats like a bird and leaves most of the food on her plate.
- Susan bir kuş gibi yer ve yemeğin çoğunu tabağında bırakır.
- We spent most of the evening talking about our vacation.
- Gecenin çoğunu tatilimizi konuşarak geçirdik.
- Most of the leaves have fallen.
- Yaprakların çoğu döküldü.
- You're smarter than most of Tom's friends.
- Tom'un arkadaşlarının çoğundan daha zekisin.
- Most of the town was sleeping.
- Kasabanın çoğu uyuyordu.
- Most of my cousins live in Madrid.
- Kuzenlerimin çoğu Madrid'de yaşıyor.
- Tom is richer than most of you.
- Tom çoğunuzdan daha zengin.
- Tom sells most of the vegetables that he grows.
- Tom yetiştirdiği sebzelerin çoğunu satıyor.
- Most of the clothes that Canadians wear are made outside of Canada.
- Kanadalıların giydiği kıyafetlerin çoğu Kanada dışında üretilmektedir.
- Tom has lived in Boston for most of his life.
- Tom hayatının çoğunu Boston'da geçirdi.
- Tom did most of the work.
- İşin çoğunu Tom yaptı.
- Most of the war damage was there.
- Savaşın zararlarının çoğu oradaydı.
- He spent most of the time at his summer home.
- Zamanının çoğunu yazlık evinde geçirirdi.
- Most of the adults there were swimming with their children.
- Oradaki yetişkinlerin çoğu çocuklarıyla birlikte yüzüyorlardı.
- In this country, most of the inhabitants are Sunni Muslims.
- Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslümandır.
- Tom taught me most of the French I know.
- Bildiğim Fransızca'nın çoğunu bana Tom öğretti.
- Tom lived most of his life in Boston.
- Tom hayatının çoğunu Boston'da geçirdi.
- Tom worked most of his life.
- Tom hayatının çoğunda çalıştı.
- Most of my friends are guys.
- Arkadaşlarımın çoğu erkek.
- Most of the policemen lost their jobs.
- Polislerin çoğu işini kaybetti.
- Sami has lived most of his adult life in Cairo.
- Sami yetişkin hayatının çoğunu Kahire'de geçirdi.
- The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
- Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.
- I had to throw most of my things away.
- Eşyalarımın çoğunu atmak zorunda kaldım.
- Tom is going to be busy most of the afternoon.
- Tom öğleden sonranın çoğunda meşgul olacak.
- Tom does most of the work by himself.
- Tom işin çoğunu kendi başına yapar.
- Most of the town lies on the right bank of the river.
- Kentin çoğu nehrin sağ kıyısında yer alıyor.
- Most of our money goes for food.
- Paramızın çoğu yemeğe gidiyor.
- School is where we spend most of our time every day.
- Okul, her gün zamanımızın çoğunu geçirdiğimiz yerdir.
- Spellchecking will usually catch most of your typos.
- Yazım denetimi genellikle yazım hatalarınızın çoğunu yakalar.
- Until quite recently, most of the things we needed were made by hand.
- Yakın zamana kadar, ihtiyacımız olan şeylerin çoğu elle yapılırdı.
- Most of the passengers were Canadians.
- Yolcuların çoğu Kanadalıydı.
- I know most of those people pretty well.
- Bu insanların çoğunu oldukça iyi tanıyorum.
- Most of the people I know live in Boston.
- Tanıdığım insanların çoğu Boston'da yaşıyor.
- Most of the hotels are open all year round.
- Otellerin çoğu tüm yıl boyunca açık.
- I've spent most of my life here in Boston.
- Hayatımın çoğunu Boston'da burada geçirdim.
- Most of Tom's friends know that he's in the hospital.
- Tom'un arkadaşlarının çoğu onun hastanede olduğunu biliyor.
- Tom lost most of his belongings in the fire.
- Tom eşyalarının çoğunu yangında kaybetti.
- My father's little library consisted chiefly of books on polemic divinity, most of which I read.
- Babamın küçük kütüphanesi çoğunlukla polemik ilahiyat kitaplarından oluşuyordu ve ben bunların çoğunu okudum.
- Tom spent most of the day studying French.
- Tom günün çoğunu Fransızca çalışarak geçirdi.
- You're more talkative than most of Tom's other friends, aren't you?
- Sen Tom'un diğer arkadaşlarının çoğundan daha konuşkansın, değil mi?
- Nobody knew that Tom was the person who contributed most of the money.
- Kimse Tom'un paranın çoğunda katkısı olan kişi olduğunu bilmiyordu.
- This politician spends most of his time raising funds.
- Bu politikacı zamanının çoğunu para toplamakla geçiriyor.
- Brazil fulfills most of our demand for coffee.
- Brezilya kahve talebimizin çoğunu yerine getirir.
- I've turned off most of the lights to save power.
- Güç tasarrufu için ışıkların çoğunu kapattım.
- Most of the work is already done.
- İşin çoğu zaten yapıldı.
- This is where I spend most of the day.
- Günümün çoğunu burada geçiriyorum.
- Most of the town was sleeping.
- Şehrin çoğu uyuyordu.
- Sami has lived most of his adult life in Cairo.
- Sami yetişkin hayatının çoğunu Kahire'de yaşadı.
- School is where we spend most of our time every day.
- Okul, her gün vaktimizin çoğunu geçirdiğimiz yerdir.
- You're more talkative than most of Tom's friends.
- Tom'un arkadaşlarının çoğundan daha gevezesin.
- Most of the war damage was there.
- Savaş hasarının çoğu oradaydı.
- Most of Alexander Pichushkin's killings took place in Moscow's Bitsa Park between 1992 and 2006.
- Aleksandr Piçuşkin'in cinayetlerinin çoğu 1992 ve 2006 yılları arasında Moskova'daki Bitsa Parkı'nda gerçekleşti.
- Most of them just don't care.
- Çoğu umursamıyor.
- Tom spends most of his money on food.
- Tom parasının çoğunu yemeğe harcar.
- Most of my friends are girls.
- Arkadaşlarımın çoğu kız.
- Tom spends most of his time in the library.
- Tom zamanının çoğunu kütüphanede geçiriyor.
- You slept through most of the movie.
- Filmin çoğunda uyudun.
- They commit most of the crimes in this country.
- Bu ülkedeki suçların çoğunu onlar işliyor.
- Most of what Dan is saying is true so far.
- Dan'in söylediklerinin çoğu şu ana kadar doğru.
- Most of the islands in this area are inhabited.
- Bu bölgedeki adaların çoğunda yerleşim var.
- He was unconscious most of the time.
- Çoğu zaman bilinci yerinde değildi.
- I spent most of my time with Tom when I was in Boston.
- Boston'dayken zamanımın çoğunu Tom'la geçirdim.
- The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died.
- Tekstil fabrikasının pencereleri demir parmaklıklarla donatılmıştı, bu nedenle fabrikanın içinde yangın çıktığında işçilerin çoğu öldü.
- Tom passed most of the time fishing.
- Tom zamanının çoğunu balık tutarak geçirirdi.
- Most of his friends are girls.
- Arkadaşlarının çoğu kız.
- Most of the farmers had large families.
- Çiftçilerin çoğunun geniş aileleri vardı.
- You should try spending most of your time doing something you enjoy.
- Zamanının çoğunu zevk aldığın bir şey yaparak geçirmeyi denemelisin.
- Most of the work has already been done.
- İşin çoğu zaten yapıldı.
- I spend most of my time in Boston.
- Vaktimin çoğunu Boston'da geçiriyorum.
- Tom asked Mary a few questions that she couldn't answer, but she was able to answer most of his questions.
- Tom, Mary'ye cevaplayamayacağı birkaç soru sordu, ancak Mary Tom'un sorularının çoğuna cevap verebildi.
- I spend most of my time at home.
- Zamanımın çoğunu evde geçiriyorum.
- Most of these products are domestic.
- Bu ürünlerin çoğu yerli.
- My opinion differs from most of the other students in my class.
- Benim görüşüm sınıftaki diğer öğrencilerin çoğundan farklı.
- I spend most of my time dancing in my living room.
- Zamanımın çoğunu oturma odamda dans ederek geçiriyorum.
- She spent most of her life taking care of poor people.
- Hayatının çoğunu fakir insanlara bakarak geçirdi.
- That's what most of my friends call me.
- Arkadaşlarımın çoğu bana böyle seslenir.
- He dismissed most of his men.
- Adamlarının çoğunu işten çıkardı.
- Tom spends most of his salary on food.
- Tom maaşının çoğunu boğazına harcıyor.
- Most of Tom's children became teachers.
- Tom'un çocuklarının çoğu öğretmen oldu.
- Do you believe most of what you read and see in the news?
- Haberlerde okuduklarınızın ve gördüklerinizin çoğuna inanıyor musunuz?
- You're smarter than most of Tom's friends.
- Tom'un arkadaşlarının çoğundan daha akıllısın.
- Most of the online users I play poker with have been newbies.
- Poker oynadığım online kullanıcıların çoğu acemi.
- Most of the people I chat with on Facebook are not from Brazil.
- Benim Facebook'ta sohbet ettiğim insanların çoğu Brezilyalı değildir.
- The assembly is really easy because most of the parts just snap into place.
- Parçaların çoğu yerine oturduğu için montaj gerçekten kolaydı.
- I carry a gun most of the time.
- Çoğu zaman silah taşırım.
- Most of the clothes that Europeans wear are made outside of Europe.
- Avrupalıların giydikleri giysilerin çoğu Avrupa'nın dışında yapılmaktadır.
- Most of the injured are expected to survive.
- Yaralıların çoğunun hayatta kalması bekleniyor.
- Judging by that great tan, it looks like you spent most of your vacation on the beach.
- Harika bronzluğa bakarsak, tatilinizin çoğunu sahilde geçirmişsiniz gibi görünüyor.
- Most of my pain is gone.
- Ağrılarımın çoğu geçti.
- Most of the Dutch in New Amsterdam did not leave.
- Yeni Amsterdam'daki Hollandalıların çoğu gitmedi.
- Tom spends most of his time on the road.
- Tom zamanının çoğunu yolda geçirir.
- Most of the people celebrating are tourists.
- Kutlama yapan insanların çoğu turistler.
- Tom did most of the talking.
- Konuşmanın çoğunu Tom yaptı.
- After the war most of the highways were in urgent need of repair.
- Savaştan sonra, karayollarının çoğu acilen tamir ihtiyacı duydu.
- The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
- Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişman ya da en azından kesinlikle tombul olmuştur.
- When I was a child, I spent most of my time indoors reading.
- Ben çocukken, zamanımın çoğunu evde okuyarak geçirdim.
- What do you spend most of your time on the computer doing?
- Zamanınızın çoğunu bilgisayar başında ne yaparak geçiriyorsunuz?
- Tom is really busy most of the time.
- Tom çoğu zaman gerçekten meşgul.
- I was awake most of last night.
- Dün gecenin çoğunda uyanıktım.
- He often stays up most of the night.
- Sıklıkla gecenin çoğunda ayakta kalır.
- Most of the clothes that Americans wear are made outside of America.
- Amerikalıların giydiği kıyafetlerin çoğu Amerika dışında üretilmektedir.
- Most of the bodies were buried where they fell.
- Cesetlerin çoğu düştükleri yere gömüldü.
- Most of my traveling companions were nice.
- Seyahat arkadaşlarımın çoğu iyiydi.
- Sami is gonna be spending most of his life in prison.
- Sami hayatının çoğunu hapiste geçirecekti.
- Most of the Dead Sea Scrolls are in Hebrew.
- Ölü Deniz Parşömenlerinin çoğu İbranicedir.
- Hiroshi is an otaku who spends most of his free time reading mangas and watching animes.
- Hiroşi boş zamanının çoğunu anime izleyip manga okuyarak geçiren bir otaku.
- I will not be home most of the day tomorrow.
- Yarın günün çoğunda evde olmayacağım.
- Most of the adults there were swimming with their children.
- Oradaki yetişkinlerin çoğu çocuklarıyla birlikte yüzüyordu.
- Most of the work is performed by robots.
- İşin çoğu robotlar tarafından görülmektedir.
- You're brighter than most of Tom's friends.
- Tom'un arkadaşlarının çoğundan daha zekisin.
- Most of the women credit card holders are judicious in using their cards.
- Kadın kredi kartı sahiplerinin çoğu, kartlarını akıllıca kullanır.
- Most of what Dan is saying is true so far.
- Şimdiye kadar Dan'ın söylediğinin çoğu doğru.
- Most of the staff has left.
- Çalışanların çoğu gitti.
- Most of the exiles were killed or captured.
- Sürgünlerin çoğu öldürüldü veya esir alındı .
- Within a week, most of Europe was at war.
- Bir hafta içinde Avrupa'nın çoğu savaştaydı.
- Do you spend most of your time worrying about things that don't matter so much?
- O kadar önemli olmayan şeyler hakkında endişelenerek zamanının çoğunu harcar mısın?
- Tom is the one who's been doing most of the work around here.
- Tom buradaki işlerin çoğunu yapan kişi.
- I'll be spending most of my time in Boston the next three months.
- Önümüzdeki üç ay boyunca zamanımın çoğunu Boston'da geçireceğim.
- Tom has been up most of the night.
- Tom gecenin çoğunda ayaktaydı.
- I fear this work will take up most of my time.
- Bu işin zamanımın çoğunu alacağından korkuyorum.
- She spends most of her money on clothes.
- Parasının çoğunu kıyafetlere harcıyor.
- Most of the dogs are alive.
- Köpeklerin çoğu yaşıyor.
- Water makes up most of the earth's surface.
- Dünya yüzeyinin çoğunu su oluşturur.
- Japan has to import most of its raw materials.
- Japonya ham maddelerinin çoğunu ithal etmek zorunda.
- I've lived in Australia most of my life.
- Hayatımın çoğunu Avustralya’da yaşadım.
- Do you spend most of your time worrying about things that don't matter so much?
- Zamanınızın çoğunu çok da önemli olmayan şeyler hakkında endişelenerek mi geçiriyorsunuz?
- They plan to do away with most of these regulations.
- Bu düzenlemelerin çoğunu ortadan kaldırmayı planlıyorlar.
- Most of the students here go to school on bike.
- Buradaki öğrencilerin çoğu okula bisikletle gider.
- Most of the people can't learn a word if they don't listen at least once.
- Çoğu insan, bir kelimeyi en az bir kere duymadan öğrenemez.
- Most of them are decent people.
- Çoğu iyi insanlar.
- Most of the Finnish people are very friendly to Chinese people.
- Finlandiyalıların çoğu Çinlilere karşı çok dostça davranıyor.
- Why do you spend most of your spare time with Tatoeba?
- Neden boş zamanlarınızın çoğunu Tatoeba ile geçiriyorsunuz?
- He taught me most of the things I know.
- Bildiğim çoğu şeyi bana o öğretti.
- He made the most of his opportunity.
- O fırsatlarının çoğunu kendi yarattı.
- I think most of them took part in the plot.
- Sanırım çoğu komploda yer aldı.
- Tom spends most of his spare time practising the guitar.
- Tom boş zamanlarının çoğunu gitar çalışarak geçirir.
- Tom stays in his room most of the time.
- Tom çoğu zaman odasında durur.
- Tom ignored most of Mary's advice.
- Tom, Mary'nin tavsiyelerinin çoğunu görmezden geldi.
- I am in agreement with most of what he says.
- Söylediklerinin çoğuna katılıyorum.
- My parents said they have already purchased most of their Christmas presents online.
- Annemle babam Noel hediyelerinin çoğunu internetten aldıklarını söylediler.
- Tom doesn't believe most of what Mary says.
- Tom, Mary'nin söylediklerinin çoğuna inanmıyor.
- Most of the town lies on the right bank of the river.
- Kasabanın çoğu nehrin sağ kıyısında yer alıyor.
- Drinking alcohol on the street or in parks is illegal in most of the United States.
- Sokakta ya da parklarda alkol içmek Amerika'nın çoğunda yasadışıdır.
- Most of our business is derived from architectural competitions.
- İşimizin çoğu mimari yarışmalardan geliyor.
- I spent most of the day in bed.
- Günün çoğunu yatakta geçirdim.
- Most of the surface of the Sun has a temperature of about 5400 degrees C, but in a big sunspot the temperature can drop to about 4000 degrees C.
- Güneş'in yüzeyinin çoğu yaklaşık 5400 C derecelik bir sıcaklığa sahiptir, ancak büyük bir güneş lekesinde sıcaklık yaklaşık 4000 C dereceye kadar düşebilir.
- Most of Alexander Pichushkin's killings took place in Moscow's Bitsa Park between 1992 and 2006.
- Alexander Pichushkin'in cinayetlerinin çoğu 1992 ve 2006 yılları arasında Moskova'daki Bitsa Park'ta gerçekleşti.
- Tom wrote poison pen letters to most of his neighbors.
- Tom komşularının çoğuna iftira niteliğinde mektup yazdı.
- My opinions differ from those of most of the students in the class.
- Benim fikirlerim sınıftaki çoğu öğrenciden farklı.
- France has a higher birthrate than most of Europe.
- Fransa, Avrupa'nın çoğundan daha yüksek bir doğum oranına sahip.
- Most of the peasants living in this godforsaken village are illiterate.
- Tanrı'nın unuttuğu bu köyde yaşayan köylülerin çoğu okuma yazma bilmiyor.
- We ended up having to sell most of those below cost.
- Bunların çoğunu zararına satmak zorunda kaldık.
- I'm the one who has to do most of the work.
- İşin çoğunu yapmak zorunda olan benim.
- Most of the students already understand this.
- Öğrencilerin çoğu zaten bunu anlıyor.
- Tom spends most of his time surfing.
- Tom zamanının çoğunu sörf yaparak geçirir.
- Most of your answers were wrong.
- Cevaplarının çoğu yanlıştı.
- Most of the farmers had large families.
- Çiftçilerin çoğunun büyük aileleri vardı.
- Most of the injured are expected to survive.
- Yaralıların çoğunun hayati tehlikesi yok.
- He was a brave warrior who had spent most of his life fighting his enemies.
- O hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak harcamış cesur bir savaşçıydı.
- Most of the crimes in this country are committed by them.
- Bu ülkedeki suçların çoğu onlar tarafından işlenir.
- Tom spends most of his spare time practicing the guitar.
- Tom boş zamanlarının çoğunu gitar çalışarak geçirir.
- This is the supermarket where we usually do most of our shopping.
- Bu genellikle alışverişlerimizin çoğunu yaptığımız süpermarket.
- I've lived in Australia most of my life.
- Hayatımın çoğunu Avustralya'da geçirdim.
- The assembly is really easy because most of the parts just snap into place.
- Montaj gerçekten çok kolay çünkü parçaların çoğu yerine oturuyor.
- I've been here for most of my life.
- Hayatımın çoğunda buradaydım.
- Tom doesn't believe most of what Mary says.
- Tom Mary'nin söylediklerinin çoğuna inanmıyor.
- He taught me most of the things I know.
- Bildiğim şeylerin çoğunu o bana öğretti.
- Tom is happy most of the time.
- Tom çoğu zaman mutludur.
- My parents said they have already purchased most of their Christmas presents online.
- Ailem, Noel hediyelerinin çoğunu internet üzerinden satın aldıklarını söyledi.
- My opinion differs from most of the other students in my class.
- Benim görüşüm sınıfımdaki diğer öğrencilerin çoğundan farklıdır.
- Most of this building's tenants are artists.
- Bu binanın kiracılarının çoğu sanatçı.
- Tom gave away most of his money before he died.
- Tom ölmeden önce parasının çoğunu bağışladı.
- Most of the hotels are open all year round.
- Otellerin çoğu tüm yıl boyunca açıktır.
- He has spent most of his working life as a diplomat.
- Çalışma hayatının çoğunu diplomat olarak geçirmiştir.
- I've spent most of my life here in Boston.
- Hayatımın çoğunu burada, Boston'da geçirdim.
- Tom lived most of his life in Boston.
- Tom hayatının çoğunu Boston'da yaşadı.
- I've already read most of this book.
- Bu kitabın çoğunu okudum bile.
- Tom stays in his room most of the time.
- Tom çoğu zaman odasında kalıyor.
- Most of the people working here are unpaid volunteers.
- Burada çalışan insanların çoğu ücretsiz gönüllüler.
- In most of the countries in Europe, cars have to keep to the right.
- Avrupa'nın çoğu ülkesinde arabalar sağdan gitmek zorundadır.
- Most of my traveling companions were nice.
- Seyahat arkadaşlarımın çoğu hoştu.
- Tom spends most of his money on food.
- Tom parasının çoğunu yiyeceğe harcıyor.
- Slaves did most of the work.
- İşin çoğunu köleler yapıyordu.
- I was in London most of the summer.
- Yaz mevsiminin çoğunda Londra'da idim.
- She spent most of the day at the hospital.
- Günün çoğunu hastanede geçirdi.
- He spent most of the time at his summer home.
- O, zamanın çoğunu yazlık evinde geçirdi.
- Susan eats like a bird and leaves most of the food on her plate.
- Susan bir kuş kadar yer ve yemeğinin çoğunu tabakta bırakır.
- I left most of my stuff in my locker.
- Eşyalarımın çoğunu dolabımda bıraktım.
- Adams spent most of the war years in Europe.
- Adams savaş yıllarının çoğunu Avrupa'da geçirdi.
- Tom seems to prefer spending most of his time alone.
- Tom zamanının çoğunu yalnız geçirmeyi tercih ediyor gibi görünüyor.
- Tom is the one who's been doing most of the work around here.
- Tom burada işin çoğunu yapan kişidir.
- Most of the work is already done.
- İşin çoğu zaten bitti.
- Tom was on the phone most of the day.
- Tom günün çoğunda telefondaydı.
- Most of the staff has left.
- Personelin çoğu terk etti.
- I know most of the guys here.
- Buradaki adamların çoğunu tanıyorum.
- Tom spent most of his time reading books.
- Tom zamanının çoğunu kitap okuyarak geçirdi.
- Most of the Internet uses unfriendly language.
- İnternetin çoğu dostça olmayan bir dil kullanıyor.
- Most of the policemen lost their jobs.
- Polislerin çoğu işlerini kaybetti.
- Do you believe most of what you read and see in the news?
- Haberlerde okuduğunuz ve gördüğünüz şeylerin çoğuna inanıyor musunuz?
Show More (560)
|
