|
- During the Nazi era, he carried out experiments on children with serious mental handicaps.
- Nazi döneminde, ciddi zihinsel engelleri olan çocuklar üzerinde deneyler yapmıştır.
- More knowledge about the mental legacy of these terrorists is a primary requirement in this respect.
- Bu teröristlerin zihinsel mirası hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak bu açıdan öncelikli bir gerekliliktir.
- In fact, as stated previously, we were under the complete mental domination of an Earth villain named Vandal Savage.
- Doğrusu, başlangıçta da söylediğimiz gibi tamamen Vandal Savage adlı dünyalı bir suçlunun zihinsel kontrolü altındaydık.
- In fact, as stated previously, we were under the complete mental domination of an Earth villain named Vandal Savage.
- Aslında, daha önce de belirttiğimiz gibi, Vandal Savage adlı Dünyalı bir kötü adamın zihnen hakimiyeti altındaydık.
- Legally, we call these mental or emotional damages.
- Hukukta buna genelde zihinsel veya duygusal zararlar diyoruz.
- Air traffic controllers are under severe mental strain.
- Hava trafik kontrolörleri ağır zihinsel yük altındadırlar.
- Tom has no history of any mental disorder.
- Tom'un herhangi bir zihinsel bozukluk geçmişi yok.
- His mental level is higher than the average boy's.
- Zihinsel seviyesi ortalama bir çocuğunkinden daha yüksek.
- The emigrants have endured physical and mental pain.
- Göçmenler fiziksel ve zihinsel acılara katlandılar.
- Do you have a mental problem?
- Senin zihinsel bir problemin var mı?
- Tom has mental problems.
- Tom'un zihinsel problemleri var.
- Fadil's children went to live with their grandparents because of the mental state of their mother.
- Fadıl'ın çocukları, annelerinin zihinsel durumu nedeniyle büyükanne ve büyükbabaları ile birlikte yaşamaya başladılar.
- Mental strength is crucial for success in any sports.
- Zihinsel güç herhangi bir sporda başarı için çok önemlidir.
- Does Tom have mental problems?
- Tom'un zihinsel sorunları mı var?
- Sami had lots of mental and emotional problems and he treated them with alcohol.
- Sami'nin birçok zihinsel ve duygusal sorunu vardı ve bunları alkolle tedavi ediyordu.
- Tom has mental problems.
- Tom'un zihinsel sorunları var.
- Have you ever been treated for a mental disorder?
- Hiç zihinsel bir bozukluk için tedavi gördün mü?
- Sami has beed diagnosed with a mental disorder.
- Sami'ye zihinsel bozukluk teşhisi kondu.
- I need some mental stimulation.
- Biraz zihinsel uyarıma ihtiyacım var.
- Air traffic controllers are under severe mental strain.
- Hava trafik kontrolörleri ciddi zihinsel baskı altındadır.
- Layla's mental state went out of control.
- Leyla'nın zihinsel durumu kontrolden çıktı.
- Mental strength is crucial for success in any sports.
- Herhangi bir sporda başarı için zihinsel güç çok önemlidir.
- Fadil was suffering from a serious mental disorder.
- Fadıl ciddi bir zihinsel rahatsızlıktan muzdaripti.
- The boy's problems are physical, not mental.
- Çocuğun sorunları fiziksel, zihinsel değil.
- Fadil was suffering from a serious mental disorder.
- Fadıl ciddi bir zihinsel bozukluktan muzdaripti.
- I love you in spite of your many, but so many, infinite mental problems.
- Seni birçok, ama birçok, sonsuz zihinsel problemine rağmen seviyorum.
- Mental exercise is particularly important for young children.
- Zihin egzersizleri özellikle genç çocuklar için önemlidir.
- Tom had a mental breakdown.
- Tom zihinsel bir çöküş yaşadı.
- Do you have a mental problem?
- Zihinsel bir sorunun mu var?
- Sami had lots of mental and emotional problems and he treated them with alcohol.
- Sami'nin birçok zihinsel ve duygusal sorunu vardı ve bunları alkolle iyileştirmeye çalıştı.
- Your mental age is too low.
- Zihin yaşınız çok düşük.
- Mental exercise is particularly important for young children.
- Zihinsel egzersiz özellikle küçük çocuklar için önemlidir.
Show More (29)
|
|
- However, in this report, we look in vain for essential information which promotes both physical and mental health.
- Bununla birlikte, bu raporda hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı teşvik eden temel bilgileri boşuna aramıyoruz.
- I had a mental breakdown.
- Ruhsal bir çöküntü yaşadım.
- Fadil's children went to live with their grandparents because of the mental state of their mother.
- Fadıl'ın çocukları annelerinin ruhsal durumu nedeniyle büyükanne ve büyükbabalarının yanına gitti.
- Layla's mental state went out of control.
- Layla'nın ruhsal durumu kontrolden çıktı.
- The boy's problems are physical, not mental.
- Çocuğun problemleri fiziksel, ruhsal değil.
Show More (2)
|