Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
cigarette butts
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
make peace
barış yapmak
v.
They came to
make peace.
Onlar
barış yapmak
için geldi.
They came to
make peace.
Barış yapmaya
geldiler.
It's easier to make war than to
make peace.
Savaş yapmak,
barış yapmaktan
daha kolaydır.
It's easier to make war than to
make peace.
Savaş yapmak
barış yapmaktan
daha kolaydır.
Show More (1)
2
make peace
barışmak
v.
These people must also be given the benefit of visas, for it takes two to
make peace.
Bu insanlara da vize verilmelidir, çünkü
barışmak
için iki kişi gerekir.
Show More (-2)