|
- It can result in very serious illnesses such as lung fibrosis, pleural fibrosis or mesothelioma.
- Akciğer fibrozu, plevral fibroz veya mezotelyoma gibi çok ciddi hastalıklara yol açabilir.
- The din can cause permanent damage to the ear bones, and brain and lung haemorrhage.
- Gürültü kulak kemiklerinde kalıcı hasara, beyin ve akciğer kanamasına neden olabilir.
- The din can cause permanent damage to the ear bones, and brain and lung haemorrhage.
- Dinleme, kulak kemiklerinde kalıcı hasara, beyin ve akciğer kanamasına neden olabilir.
- A study shows air pollution from forest fires exacerbates existing lung problems.
- Bir araştırma, orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliğinin mevcut akciğer sorunlarını daha da kötüleştirdiğini gösteriyor.
- It was as if I only used half of my lung capacity.
- Sanki akciğer kapasitemin sadece yarısını kullanıyordum.
- Tom suffered from a collapsed lung.
- Tom'un akciğeri çökmüş.
- I need a lung transplant.
- Akciğer nakline ihtiyacım var.
- The knife punctured his lung.
- Bıçak, onun akciğerini delmiş.
- Tom has had one lung removed.
- Tom'un bir akciğeri alındı.
- He broke two ribs and punctured his lung.
- İki kaburgası kırıldı ve akciğeri delindi.
- The knife punctured his lung.
- Bıçak akciğerini delmiş.
- It was as if I only used half of my lung capacity.
- Akcığerimin kapasitesinin sadece yarısını kullanıyormuşum gibiydi.
Show More (9)
|