locked - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
locked kilitli adj.
  • Fillory has no rulers, and the only people from Earth left here now not locked in a dungeon.
  • Fillory'nin hükümdarı yok ve Dünya'dan burada kalan tek insanlar da artık bir zindanda kilitli değil.
  • I've worked real hard to keep him locked up.
  • Onu orada kilitli tutmak için çok çalıştım.
  • Keep these locked up if you hold sensitive information on an external hard drive and flash drive.
  • Hassas bilgilerinizi harici bir sabit diskte ve flash bellekte saklıyorsanız bunları kilitli tutun.
Show More (133)
locked kilitlemek v.
  • I was locked out of my house.
  • Evimin kapısı kilitliyken dışarıda kaldım.
Show More (-2)