Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
çapraz yerleştirilmiş küçük dörtgenlerden oluşan döşeme
unitedly
show yourself
white garland-lily
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
legislature
yasama organı
n.
There is no independence of the judiciary or of the
legislature.
Yargının ya da
yasama organının
bağımsızlığı söz konusu değildir.
Cooperation with the
legislature
is absolutely essential for good financial management.
İyi bir mali yönetim için
yasama organı
ile işbirliği kesinlikle gereklidir.
We have a mutual desire to see the necessary revision of the regulation within this
legislature.
Bu
yasama organı
içerisinde yönetmeliğin gerekli revizyonunu görmek konusunda ortak bir arzumuz var.
In the EU, the
legislature
has been transferred to the executive.
AB'de
yasama organı
yürütme organına devredilmiştir.
Yet in matters concerning commercial law, the
legislature
knows how to be more stringent.
Ancak ticaret hukuku ile ilgili konularda
yasama organı
daha katı olmayı bilir.
Show More (2)
2
legislature
yasama meclisi
n.
For example, in poor provinces such as Misiones, the members of the provincial
legislature
earn more than an MEP.
Örneğin, Misiones gibi yoksul illerde il
yasama meclisi
üyeleri bir AP üyesinden daha fazla kazanmaktadır.
We are the only supranational directly elected
legislative
house in existence.
Var olan tek uluslarüstü doğrudan seçilmiş
yasama meclisi
biziz.
Show More (-1)