|
- Give me your phone number, just in case.
- Her ihtimale karşı, bana telefon numaranı ver.
- I don't think it will rain, but I'll take an umbrella just in case.
- Yağmur yağacağını sanmıyorum ama her ihtimale karşı bir şemsiye alacağım.
- Tom doesn't think it'll rain, but he plans to carry an umbrella just in case.
- Tom yağmur yağacağını düşünmüyor ama her ihtimale karşı bir şemsiye taşımayı planlıyor.
- You should take this rope with you, just in case you need it.
- Her ihtimale karşı ona ihtiyacınız olur diye, bu ipi yanınıza almalısınız.
- Take your passports with you, just in case.
- Her ihtimale karşı pasaportlarını yanına al.
- Take your passport with you, just in case.
- Her ihtimale karşı pasaportunuzu yanınıza alın.
- Have something to eat just in case.
- Her ihtimale karşı yiyecek bir şey al.
- Take your passport with you, just in case.
- Her ihtimale karşı pasaportunu yanına al.
- I want to ask, just in case - we should wear our uniforms tomorrow, right?
- Her ihtimale karşı sormak istiyorum - yarın üniformalarımızı giymeliyiz, değil mi?
- Tom doesn't think it'll rain, but he plans to carry an umbrella just in case.
- Tom yağmur yağacağını düşünmüyor ama her ihtimale karşı şemsiye taşımayı planlıyor.
- Just in case something happens, here's my telephone number.
- Her ihtimale karşı bir şey olursa, işte telefon numaram.
- I brought one just in case.
- Her ihtimale karşı bir tane getirdim.
- Let's take an X-ray just in case.
- Her ihtimale karşı bir röntgen çektirelim.
- Tom brought his knife just in case he needed it.
- Tom her ihtimale karşı bıçağını getirdi.
- Give me your phone number, just in case.
- Her ihtimale karşı bana telefon numaranı ver.
- Take your passports with you, just in case.
- Her ihtimale karşı pasaportlarınızı yanınıza alın.
- Have something to eat just in case.
- Her ihtimale karşı yiyecek bir şeyler al.
- I don't think it'll rain, but I'll take an umbrella with me, just in case.
- Yağmur yağacağını sanmıyorum ama her ihtimale karşı yanıma bir şemsiye alacağım.
- I don't think it will rain, but I'll take an umbrella just in case.
- Yağmur yağacağını sanmıyorum ama her ihtimale karşı şemsiye alacağım.
- Let's take an X-ray just in case.
- Her ihtimale karşı bir film çekelim.
Show More (17)
|