|
- The committee adopted the decision to request further information from the Spanish judiciary on the case.
- Komite, dava ile ilgili olarak İspanyol yargısından daha fazla bilgi talep edilmesi kararını benimsemiştir.
- In particular, reforms are needed in the fields of the mass media and the judiciary.
- Özellikle kitle iletişim araçları ve yargı alanlarında reformlara ihtiyaç vardır.
- Iranian society is, however, one step ahead of the conservative judiciary and clerics.
- Ancak İran toplumu muhafazakar yargı ve din adamlarından bir adım önde.
- The Turkish Constitution lays down the basic principle of the independence of the judiciary.
- Türk Anayasası, yargının bağımsızlığı temel ilkesini öngörmektedir.
- We have enough trouble at the moment with the normal judiciary.
- Şu anda normal yargı ile yeterince sorunumuz var.
- The committee adopted the decision to request further information from the Spanish judiciary on the case.
- Komite, dava ile ilgili olarak İspanyol yargısından daha fazla bilgi talep etme kararını kabul etmiştir.
- Despite the fact that the judiciary has branded these activities as illegal, the pillaging goes on undeterred.
- Yargının bu faaliyetleri yasa dışı olarak damgalamasına rağmen, yağma hız kesmeden devam ediyor.
- The Spanish judiciary has banned them too.
- İspanyol yargısı da onları yasakladı.
- Instead, you are hiding behind a hesitant judiciary in Belgium and Luxembourg.
- Bunun yerine, Belçika ve Lüksemburg'da tereddütlü bir yargının arkasına saklanıyorsunuz.
- The issue here is one of the government and the judiciary, but of the government and the security services.
- Burada söz konusu olan hükümet ve yargı değil, hükümet ve güvenlik servisleridir.
- It is also very important to make the judiciary really independent.
- Yargının gerçekten bağımsız hale getirilmesi de çok önemlidir.
- There is no independence of the judiciary or of the legislature.
- Yargının ya da yasama organının bağımsızlığı söz konusu değildir.
- The appointment of a new government or cabinet reshuffle can lead to major changes within the judiciary.
- Yeni bir hükümet atanması veya bakanlar kurulunda bir değişiklik olması yargıda önemli değişmelere yol açabilmektedir.
- Iranian society is, however, one step ahead of the conservative judiciary and clerics.
- Ancak İran toplumu muhafazakar yargı ve din adamlarından bir adım öndedir.
- In addition, the campaign of intimidation has now also turned against the judiciary itself.
- Buna ek olarak yıldırma kampanyası artık yargının kendisine de yönelmiştir.
- An independent judiciary is one of the key pillars of a functional democracy.
- Bağımsız bir yargı, işleyen bir demokrasinin temel direklerinden biridir.
Show More (13)
|