|
- Love is never without jealousy.
- Kıskançlık olmadan aşk olmaz.
- The jealousy is starting to darken Tom's mind.
- Kıskançlık, Tom'un zihnini karartmaya başlıyor.
- Jealousy is one of the most destructive of all human emotions.
- Kıskançlık, insan duyguları arasında en yıkıcı olanlardan biridir.
- The jealousy is starting to darken Tom's mind.
- Kıskançlık Tom'un zihnini karartmaya başladı.
- She was a bundle of jealousy.
- Bir kıskançlık abidesiydi.
- Her success made her the target of jealousy.
- Başarısı onu kıskançlıkların hedefi haline getirdi.
- She was burning with jealousy.
- Kıskançlıktan yanıyordu.
- Love is never without jealousy.
- Aşk asla kıskançlık olmadan olmaz.
- Jealousy was the motive for the murder.
- Cinayetin sebebi kıskançlıktı.
- Jealousy was the motive for the murder.
- Cinayetin nedeni kıskançlıktı.
- She was burning with jealousy.
- O kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.
- She burned with jealousy.
- Kıskançlıkla yanıp tutuştu.
- Tom was overcome with jealousy.
- Tom kıskançlığa yenik düştü.
- She burned with jealousy.
- Kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.
- Jealousy made him do that.
- Bunu ona kıskançlık yaptırdı.
- Love is blind, but jealousy can see even nonexistent things.
- Aşk kördür ama kıskançlık var olmayan şeyleri bile görebilir.
- She was a bundle of jealousy.
- Bir kıskançlık yumağıydı.
- She was a bundle of jealousy.
- Kıskançlık abidesiydi.
- There's no love without jealousy.
- Kıskançlık olmadan aşk olmaz.
- Love is blind, but jealousy can see even nonexistent things.
- Aşkın gözü kördür, ama kıskançlık var olmayan şeyleri bile görebilir.
- Jealousy and greed are two of the most common motivators of murder.
- Kıskançlık ve açgözlülük, cinayetin en yaygın etkenlerinden ikisidir.
- Jealousy and greed are two of the most common motivators of murder.
- Kıskançlık ve açgözlülük cinayetlerin en yaygın iki nedenidir.
Show More (19)
|