|
- The majority of Frenchmen are, in general, more intelligent than France.
- Fransızların çoğunluğu genel olarak Fransa'dan daha zekidir.
- He is clearly an exceptionally talented, able and intelligent central banker.
- Kendisinin son derece yetenekli, becerikli ve zeki bir merkez bankacısı olduğu açıktır.
- He really has worked not only very hard, but also in a very open, intelligent and approachable way.
- Sadece çok sıkı çalışmakla kalmadı, aynı zamanda çok açık, zeki ve cana yakın bir şekilde çalıştı.
- I believe that, if intelligent people change their minds, we shall be able to win this battle throughout the world.
- İnanıyorum ki zeki insanlar fikirlerini değiştirirlerse bu savaşı tüm dünyada kazanabiliriz.
- We thought we had in him a liberal, serious, intelligent leader.
- Onda liberal, ciddi ve zeki bir lider bulduğumuzu düşünmüştük.
- We thought we had in him a liberal, serious, intelligent leader.
- Liberal, ciddi ve zeki bir lidere sahip olduğumuzu düşündük.
- Intelligent crooks are always one step ahead of the authorities.
- Zeki dolandırıcılar her zaman yetkililerden bir adım öndedir.
- It is a very cautious, perhaps technocratic and certainly intelligent, and sometimes even clever paper.
- Çok temkinli, belki de teknokratik ve kesinlikle zeki ve hatta yer yer akıllıca bir belgedir.
- People who stay with Hawksin's are more intelligent than when they check out.
- Hawksin'de kalan insanlar çıkış yaptıklarından daha zeki oluyorlar.
- Tom is intelligent and energetic.
- Tom zeki ve enerjiktir.
- Tom is an intelligent boy.
- Tom zeki bir oğlandır.
- She is not only intelligent but beautiful.
- O sadece zeki değil, aynı zamanda güzel.
- Tom isn't very intelligent.
- Tom pek zeki değil.
- Some of my less intelligent friends smoke.
- Bazı az zeki arkadaşlarım sigara içiyor.
- He's sexy and intelligent.
- O seksi ve zeki.
- That boy is intelligent.
- O çocuk zeki.
- Even an intelligent child cannot understand.
- Zeki bir çocuk bile anlayamaz.
- Tom is one of the most intelligent men I've ever met.
- Tom tanıdığım en zeki adamlardan biri.
- You are very intelligent.
- Sen çok zekisin.
- He is intelligent and passionate.
- O zeki ve tutkulu.
- You're highly intelligent.
- Çok zekisin.
- Magpies are very intelligent animals.
- Saksağanlar çok zeki hayvanlardır.
- Mary is more intelligent than her sister.
- Mary kız kardeşinden daha zekidir.
- He's charming, funny and intelligent.
- Çekici, komik ve zeki biri.
- Tom is an intelligent boy.
- Tom zeki bir çocuk.
- He's intelligent.
- Zeki biri.
- It's obvious that you are an intelligent boy.
- Zeki bir çocuk olduğun belli.
- She's beautiful and intelligent.
- Güzel ve zeki biri.
- I've always considered you more intelligent than all our other co-workers.
- Seni her zaman diğer iş arkadaşlarımızdan daha zeki bulmuşumdur.
- She thinks of herself as an intelligent person.
- Kendini zeki bir kişi olarak düşünüyor.
- The dolphin is a very intelligent animal.
- Yunus çok zeki bir hayvandır.
- Tom is both intelligent and handsome.
- Tom hem zeki hem de yakışıklı.
- She was intelligent as well as beautiful.
- O hem zeki hem de güzeldi.
- Bottlenose dolphins are one of the most intelligent animals on Earth.
- Şişe burunlu yunuslar Dünya'daki en zeki hayvanlardan biridir.
- He doesn't seem to be a very intelligent boy.
- Çok zeki bir çocuğa benzemiyor.
- Mary's dog is very intelligent.
- Mary'nin köpeği çok zeki.
- For the intelligent, a hint is sufficient.
- Zeki olanlar için bir ipucu yeterli.
- My dog is very intelligent.
- Köpeğim çok zekidir.
- He doesn't look like an intelligent boy.
- Zeki bir çocuğa benzemiyor.
- He is less intelligent than me.
- Benden daha az zeki.
- Tom is a very intelligent guy.
- Tom çok zeki bir adamdır.
- Tom is an intelligent man.
- Tom zeki bir adam.
- Tom seems to be intelligent.
- Tom zeki gözüküyor.
- I think Tom is intelligent.
- Bence Tom zeki.
- Tom is a very intelligent man.
- Tom çok zeki bir adam.
- He is very intelligent, as is his brother.
- Kardeşi gibi o da çok zeki.
- In my country people cannot stand those who are more intelligent than they are.
- Benim ülkemde insanlar kendilerinden daha zeki olanlara tahammül edemezler.
- Tom is a very intelligent guy.
- Tom çok zeki bir adam.
- Carlos is intelligent and creative.
- Carlos zeki ve yaratıcıdır.
- Some people are really intelligent.
- Bazı insanlar gerçekten zekidir.
- He's young, but he's very intelligent.
- Genç ama çok zeki.
- Mary and Alice are intelligent women.
- Mary ve Alice zeki kadınlar.
- I wish I was more intelligent.
- Keşke daha zeki olsaydım.
- Tom was extremely intelligent.
- Tom son derece zekiydi.
- Mary's dog is very intelligent.
- Mary'nin köpeği çok zekidir.
- Is Tom more intelligent than you are?
- Tom senden daha mı zeki?
- She was intelligent as well as beautiful.
- O güzel olmasının yanı sıra zekiydi.
- The dolphins are very intelligent.
- Yunuslar çok zekidir.
- He is not as intelligent as his older brother.
- Ağabeyi kadar zeki değildir.
- Tom doesn't seem to be very intelligent.
- Tom çok zeki görünmüyor.
- I think he is intelligent because he is learning German.
- Bence o zeki çünkü Almanca öğreniyor.
- I believe he is an intelligent person.
- Onun zeki bir kişi olduğuna inanıyorum.
- You seem intelligent.
- Zeki görünüyorsun.
- He's highly intelligent.
- Çok zeki biri.
- I know you're intelligent.
- Senin zeki olduğunu biliyorum.
- Tom isn't as intelligent as Mary.
- Tom Mary kadar zeki değil.
- John is more intelligent than Bill.
- John Bill'den daha zeki.
- Mary was a very intelligent, but very quiet girl.
- Mary çok zeki ama çok sessiz bir kızdı.
- She's highly intelligent.
- O oldukça zeki.
- Everybody knows you're more intelligent than she is.
- Herkes senin ondan daha zeki olduğunu biliyor.
- Tom certainly is intelligent.
- Tom kesinlikle zeki.
- The man is intelligent and industrious.
- Adam zeki ve çalışkan.
- I think he is intelligent because he is learning German.
- Bence o Almanca öğrendiği için zekidir.
- Tom is highly intelligent.
- Tom oldukça zeki.
- She's beautiful and intelligent.
- O güzel ve zeki.
- He is reputable, intelligent, and above all, good looking.
- Saygın, zeki ve hepsinden önemlisi yakışıklı.
- Thomas didn't consider him very intelligent.
- Thomas onu pek zeki bulmuyordu.
- Tom isn't very intelligent.
- Tom çok zeki değildir.
- I'm not as intelligent as him.
- Ben onun kadar zeki değilim.
- In my country people cannot stand those who are more intelligent than they are.
- Benim ülkemde insanlar kendilerinden daha zeki olanlara katlanamazlar.
- She is very intelligent.
- O çok zeki.
- My mother says I am very intelligent.
- Annem çok zeki olduğumu söylüyor.
- I'm not as intelligent as him.
- Onun kadar zeki değilim.
- He's not the most intelligent of the three.
- Üçü arasında en zekisi o değil.
- Is Tom more intelligent than her?
- Tom ondan daha mı zeki?
- She was intelligent as well as beautiful.
- Güzel olduğu kadar zekiydi de.
- Tom is so intelligent that he stands out in class.
- Tom, o kadar zeki ki sınıfta kendini gösteriyor.
- She is intelligent.
- O zeki biri.
- Mary is both attractive and intelligent.
- Mary hem çekici hem de zeki.
- He is as intelligent as his brother.
- O çok zekidir, kardeşi gibi.
- One can be intelligent, but ignorant.
- Biri zeki ancak cahil olabilir.
- They are both very intelligent.
- İkisi de çok zeki.
- I'm not as intelligent as he is.
- Onun kadar zeki değilim.
- Your friends aren't very intelligent.
- Arkadaşların pek zeki değil.
- The ideal woman for me would be well-mannered, intelligent and a polyglot.
- Benim için ideal kadın terbiyeli, zeki ve çok dil bilen biri olmalı.
- She's intelligent and good-looking.
- O zeki ve iyi görünümlü.
- Tom isn't as intelligent as you might think.
- Tom düşündüğünüz kadar zeki değil.
- We were incredibly intelligent about some of the hazards that we faced.
- Karşılaştığımız bazı tehlikeler konusunda inanılmaz derecede zekiydik.
- Tom is intelligent.
- Tom zekidir.
- The child was exceptionally intelligent.
- Çocuk son derece zekiydi.
- She thinks of herself as an intelligent person.
- Kendini zeki bir insan olarak görüyor.
- Tom is intelligent, isn't he?
- Tom zeki, değil mi?
- She's a nice and intelligent person.
- O güzel ve zeki bir insan.
- You're intelligent.
- Sen zekisin.
- Tom is an intelligent person.
- Tom zeki bir kişi.
- You are one of the most intelligent people I know.
- Tanıdığım en zeki insanlardan birisin.
- Sami remembers Layla being very outgoing and intelligent.
- Sami, Layla'nın çok dışa dönük ve zeki olduğunu hatırlıyor.
- Tom is quite intelligent.
- Tom oldukça zeki.
- Tom is so intelligent that he stands out in class.
- Tom o kadar zeki ki sınıfta göze çarpıyor.
- Are dogs more intelligent than cats?
- Köpekler kedilerden daha mı zeki?
- He is an intelligent man.
- O zeki bir adam.
- Judy is a very intelligent student.
- Judy çok zeki bir öğrencidir.
- I am not more intelligent than him.
- Ondan daha zeki değilim.
- Tom is very intelligent.
- Tom çok zekidir.
- In my country, people can't stand others who are more intelligent than they are.
- Benim ülkemde insanlar kendilerinden daha zeki olan kişilere katlanamazlar.
- Tom certainly looks intelligent.
- Tom kesinlikle zeki görünüyor.
- Tom is more intelligent and sophisticated than most boys his age.
- Tom onun yaşındaki birçok erkek çocuğundan daha zeki ve bilgili.
- Intelligent people are often arrogant.
- Zeki insanlar genellikle kibirlidir.
- She's intelligent and sophisticated.
- O zeki ve sofistike biri.
- I'm highly intelligent.
- Ben çok zekiyim.
- One can be intelligent, but ignorant.
- Kişi zeki ama cahil olabilir.
- You're one of the most intelligent people I know.
- Sen tanıdığım en zeki insanlardan birisin.
- She is a very intelligent young lady.
- O çok zeki bir genç hanımefendi.
- She was intelligent as well as beautiful.
- Güzel olduğu kadar zekiydi.
- Tom is highly intelligent.
- Tom çok zekidir.
- I know you're intelligent.
- Zeki olduğunu biliyorum.
- Monkeys are intelligent.
- Maymunlar zekidir.
- She is less intelligent than you.
- Senden daha az zeki.
- I think Tom is more intelligent than Mary.
- Tom'un Mary'den daha zeki olduğunu düşünüyorum.
- He's intelligent and good-looking.
- O zeki ve iyi görünümlü.
- Tom is more intelligent than I am.
- Tom benden daha zeki.
- Tom and John are intelligent men.
- Tom ve John zeki adamlar.
- She is not only beautiful but also intelligent.
- Sadece güzel değil aynı zamanda zeki.
- John is more intelligent than Bill.
- John, Bill'den daha zeki.
- I am highly intelligent.
- Ben çok zekiyim.
- Sami was very intelligent.
- Sami çok zekiydi.
- She is very intelligent and passionate.
- O çok zeki ve tutkulu.
- Judy is a very intelligent student.
- Judy çok zeki bir öğrenci.
- He's an intelligent man.
- Zeki bir adam.
- She's intelligent and sophisticated.
- O zeki ve sofistike.
- One was beautiful, intelligent and funny, and the other ugly, stupid and depressing.
- Biri güzel, zeki ve komikti, diğeri ise çirkin, aptal ve iç karartıcıydı.
- She is not as intelligent as you.
- O, senin kadar zeki değildir.
- She is less intelligent than you.
- O, senden daha az zeki.
- Tom is intelligent, isn't he?
- Tom zeki biri, değil mi?
- You're highly intelligent.
- Sen oldukça zekisin.
- Tom is an intelligent student.
- Tom zeki bir öğrenci.
- I find that he is intelligent because he is learning German.
- Almanca öğrendiği için onu zeki buluyorum.
- The male ape is intelligent by nature.
- Erkek maymun, doğası gereği zekidir.
- In my country, people can't stand others who are more intelligent than they are.
- Benim ülkemde insanlar kendilerinden daha zeki olanlara tahammül edemezler.
- Deer are fairly intelligent.
- Geyikler oldukça zekidir.
- Bottlenose dolphins are one of the most intelligent animals on Earth.
- Şişe burunlu yunuslar dünyadaki en zeki hayvanlardan biridir.
- Tom and Mary are intelligent people.
- Tom ve Mary zeki insanlar.
- Mary is a beautiful and intelligent young woman.
- Mary güzel ve zeki bir genç kadın.
- Mary is a really intelligent child.
- Mary gerçekten zeki bir çocuk.
- He is so intelligent that he stands out in class.
- Çok zeki ve sınıfta dikkat çeken biri.
- She's highly intelligent.
- Oldukça zeki biri.
- Tom is more intelligent and sophisticated than most boys his age.
- Tom, yaşıtı olan çoğu erkekten daha zeki ve sofistike.
- He is an intelligent man.
- O zeki bir adamdır.
- She is not only beautiful, but also gentle and, furthermore, intelligent.
- O sadece güzel değil, aynı zamanda nazik ve dahası zeki.
- She is intelligent.
- O zekidir.
- It is often the case that people who brag about their intelligence are actually not very intelligent.
- Zekalarıyla övünen insanların aslında pek de zeki olmadıkları sıkça görülen bir durumdur.
- You are the most intelligent person I know.
- Sen tanıdığım en zeki insansın.
- He's charming, funny and intelligent.
- O, çekici, komik ve zekidir.
- He's young, but he's very intelligent.
- O genç ama çok zekidir.
- I am unintelligent, but at least I am intelligent enough to know it.
- Zeki değilim ama en azından bunu bilecek kadar zekiyim.
- I think Tom is more intelligent than Mary.
- Bence Tom, Mary'den daha zeki.
- I'm not as intelligent as he is.
- Ben onun kadar zeki değilim.
- Susan, Juan's sister, is very intelligent.
- Juan'ın kız kardeşi Susan çok zekidir.
- He is so intelligent that he stands out in class.
- O kadar zeki ki sınıfta göze çarpıyor.
- He's an intelligent young man.
- O zeki bir genç adam.
- She is very intelligent.
- O çok zeki biri.
- Mary is intelligent and kind.
- Mary zeki ve nazik biri.
- He is very intelligent, as is his brother.
- O, erkek kardeşi gibi çok zekidir.
- Tom is an intelligent young man.
- Tom zeki bir genç adam.
- Tom seems intelligent.
- Tom zeki görünüyor.
- She is a very intelligent young lady.
- Çok zeki genç bir hanımdır.
- Dolphins are very intelligent animals.
- Yunuslar çok zeki hayvanlardır.
- Tom isn't as intelligent as you think.
- Tom düşündüğün kadar zeki değil.
- He is less intelligent than me.
- O benden daha az zeki.
- Tom isn't as intelligent as you.
- Tom senin kadar zeki değil.
- Your friends aren't very intelligent.
- Arkadaşların çok zeki.
- Adams was an intelligent man.
- Adams zeki bir adamdı.
- Tom is a very intelligent person.
- Tom çok zeki birisidir.
- I think Tom is intelligent.
- Sanırım Tom zeki.
- He is as intelligent as any student in the class.
- O, sınıftaki herhangi bir öğrenci kadar zekidir.
- You are the most intelligent person I know.
- Sen tanıdığım en zeki kişisin.
- Luca is more intelligent than you.
- Luca senden daha zeki.
- They're intelligent and voracious.
- Zeki ve oburdurlar.
- Tom is more intelligent than most people think he is.
- Tom çoğu insanın düşündüğünden daha zeki.
- Jack is the most intelligent boy in the class.
- Jack sınıftaki en zeki çocuktur.
- Men are generally not as intelligent as women.
- Erkekler genellikle kadınlar kadar zeki değildir.
- He is as intelligent as any student in the class.
- Sınıftaki herhangi bir öğrenci kadar zekidir.
- He is as intelligent as his brother.
- O da kardeşi kadar zeki.
- It is not the strongest of the species that survives, not the most intelligent, but the one most responsive to change.
- Türler arasında en güçlü olan değil, en zeki olan değil, değişime en duyarlı olan hayatta kalır.
- He is intelligent.
- O, zekidir.
- You seem like a very intelligent person.
- Çok zeki birine benziyorsun.
- Mary is a beautiful and intelligent young woman.
- Mary güzel ve zeki genç bir kadındır.
- I find that he is intelligent because he is learning German.
- O Almanca öğrendiği için onu zeki buluyorum.
- You're very intelligent.
- Çok zekisin.
- Men are generally not as intelligent as women.
- Erkekler genellikle kadınlar kadar zeki değil.
- Mary is beautiful and intelligent.
- Mary güzel ve zeki.
- He is intelligent.
- O zeki biri.
- She's an intelligent young woman.
- O zeki genç bir kadın.
- Even intelligent people are sometimes absent-minded.
- Zeki insanlar bile bazen dalgındırlar.
- Is Tom more intelligent than she is?
- Tom ondan daha mı zeki?
- I believe he is an intelligent person.
- Onun zeki bir insan olduğuna inanıyorum.
- Is Tom more intelligent than you?
- Tom senden daha mı zeki?
- Tom is a very intelligent student.
- Tom çok zeki bir öğrenci.
- He's very intelligent.
- O çok zeki.
- You are so intelligent.
- Çok zekisin.
- My ideal woman is shapely, intelligent and a polyglot.
- Benim ideal kadınım düzgün, zeki ve çok dilli.
- Tom is an intelligent person.
- Tom zeki bir insandır.
- I'm highly intelligent.
- Hayli zekiyim.
- Is Tom more intelligent than her?
- Tom ondan daha zeki midir?
- Tom said that Mary was intelligent.
- Tom, Mary'nin zeki olduğunu söyledi.
- Tom isn't as intelligent as I am.
- Tom benim kadar zeki değil.
- Tassaadit is an intelligent student.
- Tassaadit zeki bir öğrencidir.
- Tom is an intelligent guy.
- Tom zeki bir adam.
- Biddle was an extremely intelligent man.
- Biddle son derece zeki bir adamdı.
- Tom is extremely intelligent.
- Tom son derece zeki.
- He's intelligent, but I still don't like him.
- O, zekidir ama yine de onu sevmiyorum.
- Tom seemed intelligent.
- Tom zeki görünüyordu.
- Tassaadit is an intelligent student.
- Tassaadit zeki bir öğrenci.
- Tom is clearly intelligent.
- Tom'un zeki olduğu açık.
- She was intelligent as well as beautiful.
- Güzel olduğu kadar da zekiydi.
- Tom didn't seem to be as intelligent as Mary seemed to be.
- Tom, Mary kadar zeki görünmüyordu.
- He's intelligent, but I still don't like him.
- Zeki biri ama yine de ondan hoşlanmıyorum.
- He is not as intelligent as his older brother.
- Ağabeyi kadar zeki değil.
- They are more intelligent.
- Onlar daha zeki.
- He's intelligent, but not wise.
- Zeki ama bilge değil.
- She's intelligent and sexy.
- Zeki ve seksi.
- He is an intelligent boy.
- O zeki bir çocuk.
- She's a nice and intelligent person.
- O iyi ve zeki bir insan.
- Tom may be very intelligent.
- Tom çok zeki olabilir.
- She's a very intelligent woman.
- O çok zeki bir kadın.
- Tom seems to be intelligent.
- Tom zeki görünüyor.
- Tom is a very intelligent person.
- Tom çok zeki bir insandır.
- Mary is an intelligent and highly articulate young woman.
- Mary zeki ve konuşkan bir genç kadın.
- He's highly intelligent.
- O son derece zeki.
- Tom is very intelligent.
- Tom çok zeki.
- She is not as intelligent as you.
- O senin kadar zeki değil.
- Tom is more intelligent than Mary.
- Tom, Mary'den daha zekidir.
- Even intelligent people are sometimes absent-minded.
- Zeki insanlar bile bazen dalgın olabiliyor.
- He may be intelligent, but he is not wise.
- Zeki olabilir ama bilge değil.
- In my country, people can't stand others who are more intelligent than them.
- Benim ülkemde insanlar kendilerinden daha zeki olanlara tahammül edemiyor.
- Tom is really intelligent.
- Tom gerçekten zeki.
- Tom is the most intelligent guy I've ever met.
- Tom tanıdığım en zeki adam.
- Tom isn't as intelligent as Mary.
- Tom, Mary kadar zeki değil.
- Tom is really intelligent.
- Tom gerçekten zeki biri.
- Mary is more intelligent than her sister.
- Mary kız kardeşinden daha zeki.
- Tom told me that he thought Mary was intelligent.
- Tom bana Mary'nin zeki olduğunu düşündüğünü söyledi.
- I can't believe that people think Tom is intelligent.
- İnsanların Tom'un zeki olduğunu düşündüklerine inanamıyorum.
- You are so intelligent.
- Sen çok zekisin.
Show More (250)
|
|
- We must at least try to do so in an intelligent way.
- En azından bunu akıllı bir şekilde yapmaya çalışmalıyız.
- It is a very cautious, perhaps technocratic and certainly intelligent, and sometimes even clever paper.
- Çok temkinli, belki de teknokratik ve kesinlikle akıllı ve hatta bazen zeki bir belgedir.
- I believe that intelligent energy also includes intelligent transparency about the use of resources.
- Akıllı enerjinin aynı zamanda kaynakların kullanımı konusunda akıllı bir şeffaflığı da içerdiğine inanıyorum.
- Indeed, only an intelligent Constitution will merit the approval and respect of the citizens of Europe.
- Şüphesiz, sadece akıllı bir Anayasa Avrupa vatandaşlarının onayını ve saygısını hak edecektir.
- My fourth and final point has to do with intelligent energy.
- Değinmek istediğim dördüncü ve son nokta, akıllı enerji ile ilgilidir.
- My fourth and final point has to do with intelligent energy.
- Dördüncü ve son noktam akıllı enerji ile ilgilidir.
- Having said that, I am and have always been in favour of an intelligent and flexible interpretation.
- Bununla birlikte, ben her zaman akıllı ve esnek bir yorumdan yana oldum.
- We need a more intelligent policy in this sphere.
- Bu alanda daha akıllı bir politikaya ihtiyacımız var.
- Are the measures for the implementation of intelligent sanctions now in place?
- Akıllı yaptırımların uygulanmasına yönelik tedbirler şu anda yürürlükte mi?
- My fourth and final point has to do with intelligent energy.
- Dördüncü ve son olarak da akıllı enerji konusuna değinmek istiyorum.
- I believe our objective should be to make this policy simpler, more intelligent and more generous.
- Hedefimizin bu politikayı daha basit, daha akıllı ve daha cömert hale getirmek olması gerektiğine inanıyorum.
- Indeed, only an intelligent Constitution will merit the approval and respect of the citizens of Europe.
- Gerçekten de sadece akıllı bir Anayasa Avrupa vatandaşlarının onayını ve saygısını hak edecektir.
- We need intelligent sanctions, intelligent measures, because it is such a poor country.
- Akıllı yaptırımlara, akıllı tedbirlere ihtiyacımız var çünkü burası çok fakir bir ülke.
- However, the Council has not accepted the creation of a European Intelligent Energy Agency.
- Ancak Konsey, bir Avrupa Akıllı Enerji Ajansı kurulmasını kabul etmemiştir.
- Even if an intelligent man loves a woman deeply, he will never show his love to her, but merely keep it in his heart.
- Akıllı bir erkek bir kadını derinden sevse bile, sevgisini ona asla göstermez, sadece kalbinde saklar.
- Mary is both intelligent and kind.
- Mary, hem akıllı hem de nazik.
- Tom may be very intelligent.
- Tom çok akıllı olabilir.
- Tom seemed intelligent.
- Tom akıllı görünüyordu.
- Tom is the most intelligent guy I've ever met.
- Tom şu ana kadar tanıdığım en akıllı adam.
- Tom certainly is intelligent.
- Tom kesinlikle akıllı.
- Tom is more intelligent than Mary.
- Tom, Mary'den daha akıllıdır.
- He's sexy and intelligent.
- O seksi ve akıllı.
- She's intelligent and sexy.
- O akıllı ve seksi.
- You're one of the most intelligent people I know.
- Tanıdığım en akıllı insanlardan birisin.
- Tom is an intelligent student.
- Tom akıllı bir öğrencidir.
- I wish I was more intelligent.
- Keşke daha akıllı olsaydım.
- Worse than a simple fool is a fool believing himself intelligent.
- Basit bir aptaldan daha kötüsü, kendini akıllı sanan bir aptaldır.
- In my country, people can't stand others who are more intelligent than them.
- Benim ülkemde, insanlar kendilerinden daha akıllı olan başkalarına katlanamazlar.
- He may be intelligent, but he is not wise.
- O zeki olabilir ama akıllı değil.
- There are three intelligent species on the planet.
- Gezegende üç akıllı tür vardır.
- No intelligent person drinks and then drives.
- Hiçbir akıllı kişi içki içip sonra araba sürmez.
- She is not only intelligent but beautiful.
- O sadece akıllı değil aynı zamanda güzel.
- My dog is very intelligent.
- Köpeğim çok akıllıdır.
- The child was exceptionally intelligent.
- Çocuk son derece akıllıydı.
- He is an intelligent boy.
- O akıllı bir çocuk.
- The benefit of being intelligent is that you can pretend to be a fool, but the reverse is not possible.
- Akıllı olmanın yararı bir aptalmış gibi davranabilirsin, ancak tersi mümkün değildir.
- No intelligent person drinks and then drives.
- Hiçbir akıllı kişi içkiliyken araba sürmez.
- Tom is intelligent.
- Tom akıllı.
- Is Tom more intelligent than you?
- Tom senden daha mı akıllı?
- Tom isn't as intelligent as you.
- Tom senin kadar akıllı değil.
- He doesn't look like an intelligent boy.
- O akıllı bir erkek çocuğuna benzemiyor.
- Tom is an intelligent man.
- Tom akıllı bir adamdır.
- Mary is intelligent and kind.
- Mary, akıllı ve nazik.
- Tom isn't as intelligent as I am.
- Tom benim kadar akıllı değil.
- Tom certainly looks intelligent.
- Tom kesinlikle akıllı görünüyor.
- He is reputable, intelligent, and above all, good looking.
- O saygın, akıllı ve her şeyden önemlisi yakışıklıdır.
- Tom and John are intelligent men.
- Tom ve John akıllı insanlardır.
- You seem intelligent.
- Akıllı görünüyorsun.
- Intelligent people are often arrogant.
- Akıllı insanlar genellikle kibirlidir.
- Tom is a very intelligent man.
- Tom çok akıllı bir adam.
- One was beautiful, intelligent and funny, and the other ugly, stupid and depressing.
- Biri güzel, akıllı ve komikti, diğeri çirkin, aptal ve iç karartıcıydı.
- A very brief warning or explanation is enough for an intelligent person.
- Akıllı bir insan için çok kısa bir uyarı veya açıklama yeterlidir.
- Monkeys are intelligent.
- Maymunlar akıllı.
- Is Tom more intelligent than she is?
- Tom ondan daha akıllı mı?
- Tom is an intelligent young man.
- Tom akıllı bir genç adam.
- They are both very intelligent.
- İkisi de çok akıllı.
- Is Tom more intelligent than you are?
- Tom senden daha akıllı mı?
- A very brief warning or explanation is enough for an intelligent person.
- Çok kısa bir uyarı veya açıklama akıllı bir kişi için yeterlidir.
- A man with an intelligent enemy is better off than someone with a stupid friend.
- Akıllı bir düşmanı olan bir adam, aptal bir dostu olan birinden daha iyidir.
- Carlos is intelligent and creative.
- Carlos akıllı ve yaratıcıdır.
- My mother says I am very intelligent.
- Annem çok akıllı olduğumu söylüyor.
- Biddle was an extremely intelligent man.
- Biddle son derece akıllı bir adamdı.
- I am highly intelligent.
- Hayli akıllıyım.
- The man is intelligent and industrious.
- Adam akıllı ve çalışkan.
- They are more intelligent.
- Onlar daha akıllı.
- Tom is intelligent and energetic.
- Tom akıllı ve enerjiktir.
- Adams was an intelligent man.
- Adams, akıllı bir adamdı.
- He's an intelligent man.
- O akıllı bir adamdır.
- He is a creative, intelligent and thoughtful individual.
- O yaratıcı, akıllı ve düşünceli bir bireydir.
- Tom is an intelligent boy.
- Tom akıllı bir çocuktur.
- Tom told me that he thought Mary was intelligent.
- Tom bana Mary'nin akıllı olduğunu düşündüğünü söyledi.
- This girl is the most intelligent.
- Bu kız en akıllısı.
- Intelligent animals can help people.
- Akıllı hayvanlar insanlara yardım edebilir.
- A man with an intelligent enemy is better off than someone with a stupid friend.
- Akıllı bir düşman aptal bir arkadaştan daha iyidir.
- There are three intelligent species on the planet.
- Gezegende üç akıllı tür var.
- I am unintelligent, but at least I am intelligent enough to know it.
- Akılsızım ama en azından onu bilecek kadar akıllıyım.
- Mary is beautiful and intelligent.
- Mary güzel ve akıllıdır.
- Susan, Juan's sister, is very intelligent.
- Juan'ın kız kardeşi Susan çok akıllı.
- Mary is an intelligent and highly articulate young woman.
- Mary akıllı ve son derece konuşkan genç bir kadın.
- Mary and Alice are intelligent women.
- Mary ve Alice akıllı kadınlardır.
- No intelligent person drinks and then drives.
- Hiçbir akıllı insan içki içip araba kullanmaz.
- You are one of the most intelligent people I know.
- Sen tanıdığım en akıllı insanlardan birisin.
- The benefit of being intelligent is that you can pretend to be a fool, but the reverse is not possible.
- Akıllı olmanın faydası, aptal gibi davranabilmenizdir, ancak tersi mümkün değildir.
Show More (80)
|