|
- Port State Control cannot operate unless it is independent and impartial.
- Liman Devleti Kontrolü bağımsız ve tarafsız olmadığı sürece faaliyet gösteremez.
- Regulators already practise excellent, impartial cooperation.
- Düzenleyiciler halihazırda mükemmel ve tarafsız bir işbirliği uygulamaktadır.
- Secondly, we must clearly insist on the mission of impartial observers from the European Union.
- İkinci olarak Avrupa Birliği'nden tarafsız gözlemcilerin misyonu konusunda açıkça ısrarcı olmalıyız.
- Port State Control cannot operate unless it is independent and impartial.
- Liman Devleti Kontrolü bağımsız ve tarafsız olmadığı sürece işleyemez.
- We can only deal, however, with a sovereign State, a peaceful, honest and impartial State.
- Ancak biz sadece egemen bir Devletle, barışçıl, dürüst ve tarafsız bir Devletle ilgilenebiliriz.
- The Presidency’s position has been totally impartial.
- Başkanlığın tutumu tamamen tarafsız olmuştur.
- Difficult working conditions, including low salaries, are not conducive to the impartial administration of justice.
- Düşük maaşlar dahil zor çalışma şartları, adaletin tarafsız biçimde yürütülmesine elverişli değildir.
- It would be appropriate if the impartial Ombudsman were also to look into that person's punishment.
- Tarafsız Ombudsmanın bu kişinin cezasını da incelemesi uygun olacaktır.
- We can only deal, however, with a sovereign State, a peaceful, honest and impartial State.
- Ancak egemen bir devletle, barışçıl, dürüst ve tarafsız bir devletle muhatap olabiliriz.
- There must be a swift, impartial, effective inquiry into these massacres.
- Bu katliamlarla ilgili olarak hızlı, tarafsız ve etkili bir soruşturma yürütülmelidir.
- For harsh criticism to be justified it must be based on fair play and impartial treatment.
- Sert eleştirilerin haklı olabilmesi için adil oyun ve tarafsız muameleye dayanması gerekir.
- There must be a swift, impartial, effective inquiry into these massacres.
- Bu katliamlara ilişkin hızlı, tarafsız ve etkili bir soruşturma yürütülmelidir.
- This certainly shows that the President of this sitting is utterly impartial.
- Bu durum, bu oturumun Başkanının tamamen tarafsız olduğunu kesinlikle göstermektedir.
- I would also like to stress the need for statistics to be as comparable and as impartial as possible.
- Ayrıca istatistiklerin mümkün olduğunca karşılaştırılabilir ve tarafsız olması gerektiğini vurgulamak isterim.
- I can be impartial.
- Tarafsız olabilirim.
- Tom was impartial.
- Tom tarafsızdı.
- Are you impartial?
- Tarafsız mısınız?
- I'm impartial.
- Ben tarafsızım.
- Tom told me that he thought Mary would be impartial.
- Tom bana Mary'nin tarafsız olacağını düşündüğünü söyledi.
- Tom is impartial.
- Tom tarafsız.
- Are you impartial?
- Sen tarafsız mısın?
- The journalists who write for this publisher are not impartial.
- Bu yayıncı için yazan gazeteciler tarafsız değil.
- The journalists who write for this publisher are not impartial.
- Bu yayıncı için yazan gazeteciler tarafsız değiller.
- He puts on a show of being impartial and unbiased, but I think he's just a guy with no opinion of his own.
- Tarafsız ve önyargısızmış gibi şov yapıyor ama bana göre sadece kendi fikri olmayan bir adam.
- She is quite impartial.
- O oldukça tarafsız.
- We're impartial.
- Biz tarafsızız.
- Tom is impartial.
- Tom tarafsızdır.
- I have to be impartial.
- Tarafsız olmak zorundayım.
Show More (25)
|