|
- He hurried up so that he wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmamak için acele etti.
- Just tell her to hurry up.
- Ona acele etmesini söyle.
- If you don't hurry up, you'll never get to the village.
- Acele etmezsen, asla köye ulaşmazsın.
- Just tell them to hurry up.
- Acele etmelerini söyle.
- Hurry up and get in.
- Acele edin ve içeri girin.
- I wish Tom would hurry up.
- Keşke Tom acele etse.
- Would you, please, hurry up?
- Lütfen acele eder misin?
- You have to hurry up so you'd catch the last train.
- Son trene yetişmek için acele etmelisin.
- Tell them to hurry up.
- Onlara acele etmesini söyle.
- Hurry up, guys, you're going to be late.
- Acele edin arkadaşlar, geç kalacaksınız.
- Tell the others to hurry up.
- Diğerlerine acele etmelerini söyleyin.
- Hurry up, guys, you're going to be late.
- Acele edin çocuklar, geç kalacaksınız.
- Do you really need to hurry up?
- Gerçekten acele etmen gerekiyor mu?
- Can you hurry up?
- Acele eder misin?
- Hurry up in order to catch the train.
- Treni yakalamak için acele edin.
- Hurry up, please.
- Acele edin lütfen.
- We must be there at seven, so hurry up.
- Saat yedide orada olmalıyız, acele edin.
- Let's hurry up.
- Acele edelim.
- Anyhow it will be a good idea to hurry up.
- Her neyse, acele etmek iyi bir fikir olacak.
- You must hurry up, or you will miss the express.
- Acele etmelisin yoksa ekspresi kaçıracaksın.
- Can you hurry up?
- Acele edebilir misin?
- Try and hurry up.
- Acele etmeye çalış.
- Come on, we'll be late if you don't hurry up.
- Hadi, acele etmezsen geç kalacağız.
- Hurry up and you can still catch your train.
- Acele edersen trene yetişebilirsin.
- Hurry up, guys.
- Acele edin çocuklar.
- He's hurrying up.
- Acele ediyor.
- Anyhow it will be a good idea to hurry up.
- Nasıl olsa acele etmek iyi bir fikir olacak.
- I told Tom to hurry up.
- Tom'a acele etmesini söyledim.
- Please hurry up!
- Lütfen acele edin!
- Tell the others to hurry up.
- Diğerlerine acele etmelerini söyle.
- Please tell him to hurry up.
- Lütfen ona acele etmesini söyle.
- Hurry up, girls, you're going to be late.
- Acele edin kızlar, geç kalacaksınız.
- Please tell her to hurry up.
- Lütfen ona acele etmesini söyle.
- Hurry up, the professor will not wait for you.
- Acele edin, profesör sizi beklemeyecek.
- Hurry up, guys.
- Acele edin arkadaşlar.
- He hates being told to hurry up.
- Acele etmesinin söylenmesinden nefret eder.
- Please tell them to hurry up.
- Lütfen onlara acele etmesini söyle.
- You'd better hurry up if you want to get home before dark.
- Hava kararmadan önce eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.
- Tell Tom to hurry up.
- Tom'a acele etmesini söyle.
- Tom told Mary to hurry up.
- Tom, Mary'ye acele etmesini söyledi.
- Do you really need to hurry up?
- Gerçekten acele etmene gerek var mı?
- Just tell them to hurry up.
- Sadece onlara acele etmelerini söyle.
- The train will be leaving in five minutes so you had better hurry up.
- Tren beş dakika içinde kalkacak, bu yüzden acele etseniz iyi olur.
- Come on, we'll be late if you don't hurry up.
- Çabuk ol, acele etmezsen geç kalacağız.
- Hurry up, please!
- Acele edin, lütfen!
- Just tell Tom to hurry up.
- Tom'a acele etmesini söyle.
- Just tell him to hurry up.
- Ona acele etmesini söyle.
- Tom told Mary to hurry up.
- Tom Mary'ye acele etmesini söyledi.
- Please hurry up.
- Lütfen acele edin.
- Hurry up, girls.
- Acele edin, kızlar.
- I wish Tom would hurry up and do what he said he'd do.
- Keşke Tom acele etse ve yapacağını söylediği şeyi yapsa.
- You have to hurry up.
- Acele etmek zorundasın.
- Tell them to hurry up.
- Onlara acele etmelerini söyle.
- Would you, please, hurry up?
- Lütfen acele eder misiniz?
- Please tell him to hurry up.
- Lütfen ona acele etmesini söyleyin.
- You have to hurry up.
- Acele etmelisin.
- Please tell them to hurry up.
- Lütfen acele etmelerini söyle.
- You must hurry up.
- Acele etmelisin.
- You have to hurry up so you'd catch the last train.
- Son treni yakalamak için acele etmek zorundasın.
- Hurry up, or you'll miss your plane.
- Acele edin yoksa uçağınızı kaçıracaksınız.
- Please tell Tom to hurry up.
- Lütfen Tom'a acele etmesini söyle.
- You're going to be late if you don't hurry up.
- Acele etmezsen geç kalacaksın.
- You'd better hurry up if you want to get home before dark.
- Hava kararmadan eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.
- Hurry up, and you'll catch the bus.
- Acele edersen otobüse yetişirsin.
- Hurry up, and you'll catch the bus.
- Acele edersen otobüsü yakalarsın.
- If you don't hurry up, you'll never get to the village.
- Acele etmezsen, köye asla varamazsın.
- Just tell Tom to hurry up and do something.
- Tom'a acele etmesini ve bir şeyler yapmasını söyle.
- You'd better hurry up.
- Acele etsen iyi olur.
- Hurry up in order to catch the train.
- Trene yetişmek için acele edin.
- He's hurrying up.
- O acele ediyor.
- Hurry up, girls.
- Acele edin kızlar.
- Tom asked Mary to hurry up.
- Tom, Mary'den acele etmesini istedi.
Show More (70)
|
