|
- Those photos are hers.
- Şu fotoğraflar onun.
- Those photos are hers.
- O fotoğraflar onun.
- It is hers, is it not?
- Bu onun, değil mi?
- He is a distant relation of hers.
- Onun uzak bir akrabası.
- The dog is hers.
- Köpek onun.
- This is my opinion, not hers.
- Bu onun değil, benim fikrim.
- The problem is hers.
- Sorun onun.
- This book is hers.
- Bu kitap onun.
- You're a friend of hers, aren't you?
- Sen onun bir arkadaşısın değil mi?
- I am hers and she is mine.
- Ben onunum, o da benim.
- Those shoes are hers.
- Bu ayakkabılar onun.
- You're a friend of hers, aren't you?
- Sen onun arkadaşısın, değil mi?
- That white parasol is hers.
- Şu beyaz şemsiye onun.
- This land is hers.
- Bu topraklar onun.
- This umbrella will be hers.
- Bu şemsiye onun olacak.
- I would give up my own life if it would save hers.
- Onun hayatını kurtarmak için kendi hayatımdan vazgeçerim.
- These shoes are hers.
- Bu ayakkabılar onun.
- She said that they were good friends of hers.
- Onun iyi arkadaşları olduklarını söyledi.
- Is this ball yours or hers?
- Bu top senin mi yoksa onun mu?
- Mr Smith is an acquaintance of hers.
- Bay Smith onun bir tanıdığı.
- It wasn't hers.
- Onun değildi.
- That car is hers.
- O araba onun.
- It's mine, not hers.
- Benim, onun değil.
- This is not hers.
- Bu onun değil.
- The new car is hers.
- Yeni araba onun.
- This is my opinion, not hers.
- Bu benim fikrim, onun değil.
Show More (25)
|
|
- Our problems are nothing compared to hers.
- Onunki ile karşılaştırıldığında bizim sorunlarımız hiçbir şey.
- Our problems are nothing compared to hers.
- Bizim sorunlarımız onunkilerin yanında hiçbir şey değil.
- A flash drive like yours, but hers is taken from Abdul Abbas' computer.
- Seninki gibi bir flash bellek, ama onunki Abdul Abbas'ın bilgisayarından alınmış.
- Our problems are nothing compared to hers.
- Onunki ile karşılaştırıldığında bizim sorunlarımız önemsiz.
- His car was blue and hers was red.
- Onun arabası maviydi ve onunki kırmızıydı.
- I would like a sugar bowl like hers!
- Ben de onunki gibi bir şekerlik istiyorum!
- Mary brought hers.
- Mary onunkini getirdi.
- Our problems are nothing compared to hers.
- Bizim sorunlarımız onunkilerle kıyaslanamaz bile.
- Beauty such as hers is rare.
- Onunki gibi güzellik nadirdir.
- Compare your answer with hers.
- Cevabını onunkiyle karşılaştır.
- This is not hers.
- Bu onunki değil.
- This book is hers.
- Bu kitap onunki.
- I would like a sugar bowl like hers!
- Onunki gibi bir şekerlik istiyorum!
- Beauty such as hers is rare.
- Onunki gibi bir güzellik nadir bulunur.
- Is there any difference between your idea and hers?
- Senin düşüncenle onunki arasında bir farklılık var mı?
- It's mine, not hers.
- O benimki, onunki değil.
- Our problems are nothing compared to hers.
- Bizim sorunlarımız onunkine kıyasla hiçbir şey.
- My opinion differs from hers.
- Benim fikrim onunkinden farklıdır.
- Our problems are nothing compared to hers.
- Bizim sorunlarımız onunkilerle karşılaştırılamaz bile.
- Compare your answer with hers.
- Cevabınızı onunkiyle karşılaştırın.
- My opinion differs from hers.
- Benim görüşüm onunkinden farklı.
- My camera is much better than hers.
- Benim kameram onunkinden çok daha iyi.
- It wasn't hers.
- Onunki değildi.
- Is there any difference between your idea and hers?
- Senin fikrinle onunki arasında bir fark var mı?
- My books are in Romanian; hers are in English.
- Benim kitaplarım Rumence, onunkiler ise İngilizce.
- My books are in Romanian; hers are in English.
- Benim kitaplarım Romence, onunkiler İngilizce.
- Compare your answer with hers.
- Yanıtınızı onunkiyle karşılaştırın.
Show More (24)
|
