|
- Greater harmony between higher education and researcher training is necessary as well.
- Yükseköğretim ve araştırmacı eğitimi arasında da daha fazla uyum gereklidir.
- Hopefully, we will rapidly achieve harmony between the Council and Parliament.
- Umarım Konsey ve Parlamento arasında uyumu hızlı bir şekilde yakalarız.
- To unite all the citizens of Europe, we must create true harmony between the States and between the peoples.
- Tüm Avrupa vatandaşlarını birleştirmek için, Devletler ve halklar arasında gerçek bir uyum yaratmalıyız.
- I have never before seen more harmony or unanimity in the House.
- Meclis'te daha önce hiç bu kadar uyum ya da oybirliği görmemiştim.
- I have never before seen more harmony or unanimity in the House.
- Meclis'te daha önce hiç bu kadar uyum ve oybirliği görmemiştim.
- We should all be aware that this matter is a key issue for development and for harmony in our societies.
- Hepimiz bu konunun kalkınma ve toplumlarımızda uyum için kilit bir mesele olduğunun farkında olmalıyız.
- There was a sense of great self-confidence and harmony between the institutions.
- Kurumlar arasında büyük bir özgüven ve uyum duygusu vardı.
- Reason alone cannot achieve harmony between infinite truth and universal fact.
- Sonsuz gerçek ile evrensel gerçek arasındaki uyumu tek başına akıl sağlayamaz.
- The people of this village live in harmony with nature.
- Bu köyün insanları doğayla uyum içinde yaşarlar.
- The Japanese live in harmony with nature.
- Japonlar doğayla uyum içinde yaşarlar.
- Ants and bees are examples of industry and harmony.
- Karıncalar ve arılar endüstri ve uyumun örnekleridir.
- The people of this village live in harmony with nature.
- Bu köyün insanları doğayla uyum içinde yaşıyor.
- The sisters lived in harmony with each other.
- Kız kardeşler birbirleriyle uyum içinde yaşadılar.
- The sisters lived in harmony with each other.
- Kız kardeşler birbirleriyle uyum içinde yaşadı.
- At that moment, I felt in complete harmony with the world.
- O anda kendimi dünyayla tam bir uyum içinde hissettim.
- They worked in perfect harmony with each other.
- Birbirleriyle mükemmel bir uyum içinde çalışıyorlardı.
- We must learn to live in harmony with nature.
- Doğayla uyum içinde yaşamayı öğrenmeliyiz.
- He is in harmony with all his classmates.
- Tüm sınıf arkadaşlarıyla uyum içinde.
- My dog and cat live in harmony with each other.
- Köpeğim ve kedim birbirleriyle uyum içinde yaşıyorlar.
- He is in harmony with all his classmates.
- O tüm sınıf arkadaşlarıyla uyum içindedir.
- They worked in perfect harmony with each other.
- Birbirleriyle mükemmel bir uyum içinde çalıştılar.
- The Japanese live in harmony with nature.
- Japonlar doğa ile uyum içinde yaşarlar.
- That guy doesn't know the meaning of the word harmony.
- Bu adam uyum kelimesinin anlamını bilmiyor.
- My dog and cat live in harmony with each other.
- Köpeğim ve kedim birbirleriyle uyum içinde yaşarlar.
- At that moment, I felt in complete harmony with the world.
- O anda dünya ile tam bir uyum içinde olduğumu hissettim.
- He is in harmony with all his classmates.
- Tüm sınıf arkadaşlarıyla uyum içindedir.
- The sisters lived in harmony with each other.
- Kız kardeşler birbirleriyle uyum içinde yaşıyorlardı.
Show More (24)
|