1 |
get angry |
sinirlenmek |
v. |
|
- I shall say no more for now, as I do not want to get angry.
- Sinirlenmek istemediğim için şimdilik daha fazla konuşmayacağım.
- Tom gets angry very easily.
- Tom çok çabuk sinirleniyor.
- I don't get angry as quickly as I used to.
- Eskisi kadar çabuk sinirlenmiyorum.
- I almost never get angry.
- Neredeyse hiç sinirlenmem.
- If you do that, Tom will get angry.
- Eğer bunu yaparsan, Tom sinirlenir.
- Why he got angry is quite clear.
- Onun niçin sinirlendiği gayet açık.
- Don't get angry!
- Sinirlenme!
- It is rare for him to get angry.
- Nadiren sinirlenir.
- Please don't get angry.
- Lütfen sinirlenme.
- He got angry with us.
- O bize sinirlendi.
- He easily gets angry.
- Kolayca sinirleniyor.
- He gets angry very easily.
- Çok çabuk sinirleniyor.
- It is rare for him to get angry.
- Onun sinirlenmesi nadirdir.
- I get angry when my boyfriend talks to other girls.
- Erkek arkadaşım başka kızlarla konuştuğu zaman sinirleniyorum.
- Because the channel was changed he got angry.
- Kanal değiştirildiği için sinirlendi.
- Now I'm getting angry.
- Şimdi sinirlenmeye başladım.
- I'm sure that Tom will get angry.
- Tom'un sinirleneceğine eminim.
- I began to get angry.
- Sinirlenmeye başladım.
- I seldom get angry.
- Nadiren sinirlenirim.
- He heard this and got angry.
- Bunu duyup sinirlendi.
- Tom gets angry at the slightest hint of criticism.
- Tom en ufak bir eleştiri belirtisine sinirlenir.
- I rarely get angry.
- Nadiren sinirlenirim.
- Tom got angry because I wasn't doing what he asked me to do.
- Tom yapmamı istediğini şeyi yapmadığım için sinirlendi.
- I'm sure that you will get angry.
- Senin sinirleneceğinden eminim.
- Feeling himself insulted, he got angry.
- Kendine hakaret edildiğini hissettiğinde o sinirlendi.
- I got angry.
- Sinirlendim.
- He immediately got angry.
- Hemen sinirlendi.
- He tends to get angry if you ask a lot of questions.
- Çok soru sorarsanız sinirlenme eğilimindedir.
- He got angry with me.
- O bana sinirlendi.
- Tom's mother got angry when she saw Tom jumping on his bed.
- Tom'un annesi, Tom'un yatağında zıpladığını görünce çok sinirlendi.
- I get angry easily.
- Çabuk sinirlenirim.
- He rarely gets angry.
- Nadiren sinirlenir.
- Tom is getting angry, isn't he?
- Tom sinirleniyor, değil mi?
- Tom got angry when he found the door locked.
- Kapıyı kilitli bulduğunda Tom sinirlendi.
- Tom got angry with us.
- Tom bize sinirlendi.
- He got angry.
- O sinirlendi.
- Don't get angry, Tom.
- Sinirlenme, Tom.
- It is natural that you should get angry.
- Sinirlenmeniz çok doğal.
- I don't get angry as often as I used to.
- Ben eskisi kadar sık sinirlenmiyorum.
- Tom left the water running and Mary got angry.
- Tom suyu açık bıraktı ve Mary sinirlendi.
- Tom gets angry when people don't do what they say they'll do.
- İnsanlar yapacaklarını söyledikleri şeyleri yapmadıklarında Tom sinirlenir.
- Why was it that she got angry?
- Neden sinirlenmişti?
- You must be careful not to get angry.
- Sinirlenmemeye dikkat etmelisin.
- Why did Tom get angry?
- Tom neden sinirlendi ki?
- He seldom gets angry or irritated.
- Nadiren kızar ya da sinirlenir.
- He uses foul language whenever he gets angry.
- Ne zaman sinirlense küfürlü konuşur.
- Did Tom get angry?
- Tom sinirlendi mi?
- He got angry and hit her.
- Sinirlendi ve ona vurdu.
- Tom gets angry quite easily.
- Tom çok çabuk sinirleniyor.
- He rarely gets angry.
- O, nadiren sinirlenir.
- Tom got angry when he saw what Mary was doing.
- Tom, Mary'nin ne yaptığını görünce sinirlendi.
- She got angry with the naughty boy.
- O, yaramaz çocuğa sinirlendi.
- His wife knows how to manage him when he gets angry.
- Karısı, sinirlendiğinde onu nasıl idare edeceğini biliyor.
- I don't get angry as often as I used to.
- Eskisi kadar sık sinirlenmiyorum.
- Tom tends to get angry when people don't agree with him.
- Tom, insanlar onunla aynı fikirde olmadığında sinirlenme eğilimindedir.
- Tom is getting angry.
- Tom sinirleniyor.
- Don't get angry.
- Sakın sinirlenme.
- Tom is getting angrier.
- Tom daha da sinirleniyor.
- Tom almost never gets angry.
- Tom neredeyse hiç sinirlenmez.
- Tom got angry because of what Mary said.
- Tom Mary'nin söylediklerinden dolayı sinirlendi.
- What are you getting angry for?
- Ne için sinirleniyorsun?
- Tom gets angry quite easily.
- Tom oldukça kolay sinirleniyor.
- When Tom does that, Mary gets angry.
- Tom bunu yaptığında, Mary sinirleniyor.
- The reason Tom got angry was that I didn't say anything.
- Tom'un sinirlenmesinin nedeni benim bir şey söylemememdi.
- Because of his impolite reply, she got angry and slapped his face.
- Kaba cevabı yüzünden sinirlendi ve yüzüne tokat attı.
- Tom rarely gets angry.
- Tom nadiren sinirlenir.
- He gets angry at the slightest thing.
- O en ufak şeye sinirlenir.
- I'm getting angry.
- Sinirleniyorum.
- Tom is going to get angry if you keep doing what you're doing.
- Yaptığın şeyi yapmaya devam edersen, Tom sinirlenir.
- If Katsumi doesn't get his own way, he gets angry right away.
- Katsumi istediğini elde edemezse, hemen sinirlenir.
- Tom heard this and got angry.
- Tom bunu duydu ve sinirlendi.
- Something you should know about me is that when I get angry, I get quiet.
- Benim hakkımda bilmeniz gereken bir şey varsa o da sinirlendiğimde sessizleştiğimdir.
- She got angry.
- O sinirlendi.
- Little by little I'm getting angry.
- Yavaş yavaş sinirleniyorum.
- Tom began to get angry.
- Tom sinirlenmeye başladı.
- Tom gets angry at the slightest hint of criticism.
- Tom en ufak bir eleştiriye sinirleniyor.
- I get angry when my boyfriend talks to other girls.
- Erkek arkadaşım başka kızlarla konuştuğunda sinirleniyorum.
- He gets angry at the slightest thing.
- En ufak bir şeye sinirlenir.
- Tom got angry and hit Mary.
- Tom sinirlendi ve Mary'ye vurdu.
- Please tell me the reason why she got angry.
- Lütfen bana neden sinirlendiğini söyleyin.
- You can't blame Tom for getting angry.
- Sinirlendiği için Tom'u suçlayamazsın.
- Tom seems to be getting angry.
- Tom sinirleniyormuş gibi görünüyor.
- Tom got angry.
- Tom sinirlendi.
- I don't want her to get angry.
- Onun sinirlenmesini istemiyorum.
- I get angry sometimes.
- Bazen sinirlenirim.
- She got angry about my talk.
- O benim konuşmama sinirlendi.
- I've been trying not to get angry.
- Sinirlenmemeye çalışıyorum.
- He almost never gets angry.
- Neredeyse hiç sinirlenmez.
- Tom got angry when he saw Mary kissing John.
- Tom, Mary'nin John'u öptüğünü görünce sinirlendi.
- I don't understand why Tom got angry.
- Tom'un neden sinirlendiğini anlamıyorum.
- I get angry sometimes.
- Bazen sinirleniyorum.
- This is the first time I've ever got angry.
- İlk defa sinirlendim.
- He seldom gets angry.
- Nadiren sinirlenir.
- Tom got angry and yelled at Mary.
- Tom sinirlendi ve Mary'ye bağırdı.
- She may well get angry.
- O sinirlenebilir.
- I got angry when I saw what Tom was doing.
- Tom'un ne yaptığını görünce sinirlendim.
- I don't want them to get angry.
- Onların sinirlenmesini istemiyorum.
- Please tell me the reason why she got angry.
- Lütfen bana onun sinirlenme nedenini söyleyin.
- She got angry about my talk.
- Konuşmama sinirlendi.
- He tends to get angry when people oppose him.
- İnsanlar ona karşı çıktığında sinirlenme eğilimindedir.
- Feeling himself insulted, he got angry.
- Kendini hakarete uğramış hissederek sinirlendi.
- My father is always getting angry.
- Babam her zaman sinirlenir.
- Tom got angry when I told him that.
- Bunu ona söylediğimde Tom sinirlendi.
- Tom seems to get angry easily.
- Tom çabuk sinirleniyor gibi görünüyor.
- Tom never seems to get angry.
- Tom hiç sinirlenmiyor gibi görünüyor.
- He got angry at being insulted.
- Hakarete uğrayınca sinirlendi.
- Tom got angry when he found the door locked.
- Tom kapıyı kilitli bulunca sinirlendi.
- He heard this and got angry.
- Bunu duydu ve sinirlendi.
- I don't want him to get angry.
- Onun sinirlenmesini istemiyorum.
- When Tom does that, Mary gets angry.
- Tom onu yaptığında, Mary sinirlenir.
- He easily gets angry nowadays.
- Bugünlerde kolayca sinirleniyor.
- That's why he got angry.
- Bu yüzden sinirlendi.
- I know why Tom got angry.
- Tom'un neden sinirlendiğini biliyorum.
- He seldom gets angry.
- O, nadiren sinirlenir.
- Tom is going to get angry if you keep doing what you're doing.
- Yaptığın şeyi yapmaya devam edersen Tom sinirlenecek.
- John tends to get angry when he doesn't have his own way.
- John kendi istediği olmadığında sinirlenme eğilimindedir.
- I don't know why Tom got angry.
- Tom'un neden sinirlendiğini bilmiyorum.
- I don't want Tom to get angry.
- Tom'un sinirlenmesini istemiyorum.
- Tom seldom gets angry.
- Tom nadiren sinirlenir.
- Tom got angry when he saw Mary kissing John.
- Tom, Mary'nin John'u öptüğünü gördüğünde sinirlendi.
- If you disagree with him, he is liable to get angry.
- Eğer onunla aynı fikirde değilseniz, sinirlenebilir.
- Tom tends to get angry if you ask a lot of questions.
- Tom çok soru sorarsan sinirlenmeye meyillidir.
- That is why he got angry.
- O yüzden sinirlendi.
- Taro gets angry quite quickly.
- Taro çok çabuk sinirleniyor.
- I got angry.
- Ben sinirlendim.
- I don't want to get angry, arguing with that guy on a subject which I don't know thoroughly.
- Detaylıca bilmediğim bir konuda o adamla tartışıp sinirlenmek istemiyorum.
- Why was it that she got angry?
- Sinirlenmesinin nedeni neydi?
- Tom got angry when Mary hung the picture upside down.
- Mary resmi baş aşağı asınca Tom sinirlendi.
- He completely failed to understand why she got angry.
- Onun neden sinirlendiğini hiç anlayamadı.
- Naturally he got angry.
- Doğal olarak sinirlendi.
- Just promise me you won't get angry.
- Sinirlenmeyeceğine söz ver.
Show More (128)
|
2 |
get angry |
kızmak |
v. |
|
- I'm sure that she will get angry.
- Onun kızacağından eminim.
- Why he got angry is quite clear.
- Neden kızdığı gayet açık.
- I began to get angry.
- Kızmaya başladım.
- Tom gets angry very easily.
- Tom çok kolay kızıyor.
- I'm sure that he'll get angry.
- Ben onun kızacağından eminim.
- She got angry with us.
- Bize kızdı.
- Why did Tom get angry?
- Tom neden kızdı?
- Don't get angry with Tom.
- Tom'a kızma.
- Let's not get angry!
- Kızmayalım!
- He got angry and hit her.
- Kızdı ve ona vurdu.
- He heard this and got angry.
- Bunu öğrenince kızdı.
- Tom doesn't want you to get angry with Mary.
- Tom, Mary'ye kızmanı istemiyor.
- I almost never get angry.
- Neredeyse asla kızmam.
- Tom got angry because I wasn't doing what he asked me to do.
- Tom benden yapmamı istediği şeyi yapmadığım için kızdı.
- I got angry with Tom.
- Tom'a kızdım.
- I don't want him to get angry.
- Onun kızmasını istemiyorum.
- Tom got angry with Mary.
- Tom, Mary'ye kızdı.
- If you disagree with him, he is liable to get angry.
- Ona katılmazsan, kızmaya eğilimlidir.
- I don't want them to get angry.
- Onların kızmasını istemiyorum.
- This is why he got angry with you.
- Onun sana kızma nedeni bu.
- Tom didn't get angry with Mary.
- Tom Mary'ye kızmadı.
- Tom doesn't understand why Mary got angry with him.
- Tom Mary'nin neden ona kızdığını anlamıyor.
- He didn't tell the truth for fear she should get angry.
- Kızmasından korktuğu için gerçeği söylemedi.
- The teacher will get angry for sure.
- Öğretmen kesin kızacak.
- When Tom does that, Mary gets angry.
- Tom onu ne zaman yapsa Mary kızar.
- He got angry at being insulted.
- O, aşağılanmasına kızdı.
- Tom couldn't help getting angry with Mary.
- Mary'ye kızmamak Tom'un elinde değildi.
- I'm sure that Tom will get angry.
- Tom'un kızacağından eminim.
- I'm sure that you will get angry.
- Eminim kızacaksın.
- Tom doesn't want you to get angry with Mary.
- Tom Mary'ye kızmanızı istemiyor.
- There's no reason to get angry.
- Kızmak için hiçbir neden yok.
- Tell me the reason why she got angry.
- Bana onun kızma nedenini söyle.
- Tom got angry with the high school students.
- Tom lise öğrencilerine kızdı.
- Have you ever gotten angry with Tom?
- Sen hiç Tom'a kızdın mı?
- This is why he got angry with you.
- Bu yüzden sana kızdı.
- Don't get angry with them.
- Onlara kızma.
- Tom got angry with Mary.
- Tom Mary'ye kızdı.
- He had good reasons for getting angry.
- Kızmak için iyi sebepleri vardı.
- Tom got angry with me.
- Tom bana kızdı.
- Tom can't really blame Mary for getting angry.
- Tom kızdığı için Mary'yi suçlayamaz.
- I don't want Tom to get angry.
- Tom'un kızmasını istemiyorum.
- Tom almost never gets angry.
- Tom neredeyse hiç kızmaz.
- Don't get angry with him.
- Ona kızma.
- There's no reason to get angry.
- Kızmak için bir sebep yok.
- Tom couldn't help getting angry with Mary.
- Tom, Mary'ye kızmaktan kendini alamıyordu.
- Tell me the reason why she got angry.
- Bana neden kızdığını söyle.
- Tom doesn't want you to get angry with him.
- Tom ona kızmanı istemiyor.
- If you don't do what Tom says, he'll get angry.
- Tom'un dediğini yapmazsan kızar.
- What are you getting angry for?
- Neye kızıyorsun?
- Tom got angry at the children.
- Tom çocuklara kızdı.
- If you do that, Tom will get angry.
- Onu yaparsan Tom kızar.
- Tom heard this and got angry.
- Tom, bunu duydu ve kızdı.
- Did you get angry?
- Kızdın mı?
- Tom knows that getting angry won't do any good.
- Tom kızmanın bir işe yaramayacağını biliyor.
- It is no use getting angry at him.
- Ona kızmanın bir yararı yok.
- Have you ever got angry with Marika?
- Hiç Marika'ya kızdın mı?
- Did you get angry, too?
- Sen de mi kızdın?
- It is quite natural for her to get angry.
- Kızması çok doğal.
- I almost never get angry at anyone.
- Neredeyse hiç kimseye kızmam.
- I've been trying not to get angry.
- Kızmamaya çalışıyorum.
- Tom doesn't understand why Mary got angry with him.
- Tom, Mary'nin ona neden kızdığını anlamıyor.
- He got angry with his brother.
- Kardeşine kızdı.
- Have you ever gotten angry with Tom?
- Tom'a hiç kızdın mı?
- He got angry with me.
- Bana kızdı.
- It is no use getting angry at him.
- Ona kızmanın bir faydası yok.
- I should've said something before, but I was afraid you'd get angry.
- Daha önce bir şey söylemeliydim ama kızacağından korktum.
- Tom rarely gets angry.
- Tom nadiren kızar.
- I didn't know whether to get angry or to laugh.
- Kızsam mı gülsem mi bilemedim.
- It is quite natural that she should get angry with him.
- Ona kızması gayet doğal.
- I'm sure Tom will get angry.
- Eminim Tom kızacaktır.
- Have you ever got angry with Marika?
- Hiç Marika'ya kızdınız mı?
- I don't know why Tom got angry.
- Tom'un neden kızdığını bilmiyorum.
- Now I'm getting angry.
- Şimdi kızıyorum.
- I know why Tom got angry.
- Tom'un neden kızdığını biliyorum.
- Tom seems to be getting angry.
- Tom kızıyor gibi görünüyor.
- He almost never gets angry.
- O, neredeyse hiç kızmaz.
- I don't want you to get angry.
- Kızmanı istemiyorum.
- I don't want her to get angry.
- Onun kızmasını istemiyorum.
- Nothing will be gained by getting angry.
- Kızarak hiçbir şey kazanamazsın.
- The teacher will get angry for sure.
- Öğretmen kesinlikle kızacak.
- I didn't know whether to get angry or to laugh.
- Kızayım mı yoksa güleyim mi bilmiyordum.
- Don't get angry!
- Sakın kızma!
- Little by little I'm getting angry.
- Yavaş yavaş kızmaya başlıyorum.
- I didn't tell him the truth for fear he would get angry.
- Kızacağından korktuğum için ona gerçeği söylemedim.
- I rarely get angry.
- Ben nadiren kızarım.
- Don't get angry at me!
- Bana kızma!
- It is quite natural that she should get angry with him.
- Ona kızması çok doğal.
- He immediately got angry.
- O hemen kızdı.
- He got angry at the children.
- Çocuklara kızdı.
- Did you get angry, too?
- Sen de kızdın mı?
- He got angry with us.
- Bize kızdı.
- Tom got angry with us.
- Tom bize kızdı.
- I'm getting angry.
- Kızıyorum.
- Tom got angry because of what Mary said.
- Tom, Mary'nin söyledikleri yüzünden kızdı.
- It is quite natural for her to get angry.
- Onun kızması oldukça doğal.
- Tom doesn't blame Mary for getting angry.
- Tom kızdığı için Mary'yi suçlamıyor.
- That's no reason to get angry.
- Bu kızmak için bir sebep değil.
- Several men got angry with Tom in the bar and Tom told them he wasn't afraid to take them on.
- Barda birkaç adam Tom'a kızdı ve Tom onlara onlarla dövüşmekten korkmadığını söyledi.
- Tom can't really blame Mary for getting angry.
- Tom kızdığı için gerçekten Mary'yi suçlayamıyor.
- He got angry with his brother.
- O, erkek kardeşine kızdı.
- He got angry with the high school students.
- Lise öğrencilerine kızdı.
- Don't get angry, Tom.
- Kızma, Tom.
- Don't get angry with her.
- Ona kızma.
- Tom got angry when he saw what Mary was doing.
- Tom, Mary'nin ne yaptığını gördüğünde kızdı.
- I didn't tell him the truth for fear he would get angry.
- Ben ona kızacak diye gerçeği söylemedim.
- She may well get angry.
- Kızabilir.
- He got angry with the high school students.
- Liselilere kızdı.
- She got angry with the naughty boy.
- Yaramaz çocuğa kızdı.
- I seldom get angry.
- Nadiren kızarım.
- Did Tom get angry?
- Tom kızdı mı?
- I'm sure that he'll get angry.
- Kızacağından eminim.
- Tom's mother got angry when she saw Tom jumping on his bed.
- Tom'un annesi, Tom'u yatağında zıplarken görünce kızdı.
Show More (112)
|
3 |
get angry |
öfkelenmek |
v. |
|
- Tom never seems to get angry.
- Tom hiç öfkeleniyor gibi görünmüyor.
- Tom would get angry if I did that.
- Eğer onu yapsaydık Tom öfkelenirdi.
- Did you get angry?
- Öfkelendin mi?
- I'm sure Tom will get angry.
- Tom'un öfkeleneceğine eminim.
- Let's not get angry!
- Öfkelenmeyelim!
- I don't understand why Tom got angry.
- Tom'un neden öfkelendiğini anlamıyorum.
- Getting excited is not at all the same as getting angry.
- Heyecanlanmak, öfkelenmekle aynı şey değildir.
- Tom got angry at the children.
- Tom, çocuklara öfkelendi.
- If you don't do what Tom says, he'll get angry.
- Tom'un söylediği şeyi yapmazsan o öfkelenir.
- He easily gets angry.
- O, kolayca öfkelenir.
- Tom got angry.
- Tom öfkelendi.
- My father is always getting angry.
- Babam her zaman öfkeleniyor.
- He gets angry very easily.
- O çok kolay öfkelenir.
- I don't like people who get angry easily.
- Kolay öfkelenen insanlardan hoşlanmam.
- He had good reasons for getting angry.
- Öfkelenmek için iyi sebepleri vardı.
- Something you should know about me is that when I get angry, I get quiet.
- Hakkımda bilmen gereken şey öfkelendiğim zaman sessizliğe bürünmemdir.
Show More (13)
|