Tureng - garden - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	garden	bahçe	n.
	The car lobby has led too many people up the garden path. Otomobil lobisi çok fazla insanı bahçe yoluna yönlendirdi. For us the pyres were not on the television screen, they were over the garden fence. Bizim için ateşler televizyon ekranında değil, bahçe çitlerinin üzerindeydi. But that is not to say that we are satisfied, and that everything in the garden is rosy. Ancak bu, memnun olduğumuz ve bahçedeki her şeyin güllük gülistanlık olduğu anlamına gelmiyor. In which case they are leading everybody up the garden path. Bu durumda herkesi bahçe yoluna yönlendiriyorlar. On the contrary, since Nice, each party has retreated within its own private garden. Aksine Nice'den bu yana her bir taraf kendi özel bahçesine çekilmiştir. And that'd be a good place for garden shears, right? Burası da bahçe makası için iyi bir yer, değil mi? On your way home from work, you will see a lush green spot in the garden. İşten eve dönerken bahçede yemyeşil bir alan göreceksiniz. And the sweetest nectar exists in another area of the garden. Ve en tatlı nektar bahçenin başka bir bölgesinde var. On your way home from work, you will see a lush green spot in the garden. İşten eve dönerken bahçede yemyeşil bir yer göreceksiniz. And the sweetest nectar exists in another area of the garden. Ve en tatlı bitki özü bahçenin başka bir yerinde bulunur. When I was a child, I would come down and climb a tree and look in your garden. Çocukken aşağı iner, bir ağaca tırmanır ve bahçenize bakardım. A big garden and swimming pool completes the whole picture. Büyük bir bahçe ve yüzme havuzu tüm görüntüyü tamamlamaktadır. A big garden and swimming pool completes the whole picture. Büyük bir bahçe ve yüzme havuzu tüm resmi tamamlıyor. And the sweetest nectar exists in another area of the garden. Ve en tatlı nektar bahçenin başka bir bölgesinde bulunur. Tom walked across the garden. Tom bahçede yürüdü. The garden is bright with flowers. Bahçe çiçeklerle ışıl ışıl. The roses in the garden smell sweet. Bahçedeki güller mis gibi kokuyor. Tom and Mary took a walk through the garden. Tom ve Mary bahçede yürüyüşe çıktılar. He dug a hole in the garden. Bahçede bir çukur kazdı. This door leads to the garden. Bu kapı bahçeye açılıyor. Mother transplanted the flowers to the garden. Annem çiçekleri bahçeye nakletti. He laid out this garden. Bu bahçeyi o düzenledi. The garden was covered with fallen leaves. Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı. I have to clear the garden. Bahçeyi temizlemeliyim. Tom counted the flowers in the garden. Tom bahçedeki çiçekleri saydı. I'd like you to help me in the garden. Bahçede bana yardım etmeni istiyorum. This garden is open to the public and it's free. Bu bahçe halka açık ve ücretsizdir. What do the kids do in the garden? Çocuklar bahçede ne yapıyorlar? Tom hid the house key under a rock in the garden. Tom evin anahtarını bahçedeki bir taşın altına sakladı. We have just a tiny bit of garden. Küçücük bir bahçemiz var. We picked flowers in the garden. Bahçede çiçekler topladık. They have a large garden. Büyük bir bahçeleri var. Wild boars have dug up my garden. Yaban domuzları bahçemi kazdı. I found a dinosaur fossil in my garden. Bahçemde bir dinozor fosili buldum. The hare is running in the garden. Bahçede tavşan koşuyor. She seeded vegetables in her garden. Bahçesine sebze tohumları ekti. Tom tells me you have a garden. Tom bana bir bahçeniz olduğunu söylüyor. Boys and girls play in the garden. Erkekler ve kızlar bahçede oynarlar. You're playing in the garden. Siz bahçede oynuyorsunuz. Tom watered the garden with the hose. Tom, bahçeyi hortumla suladı. I'm walking with a girl in the garden. Bahçede bir kızla yürüyorum. Is your father in the garden? Babanız bahçede mi? New plants grow in the garden in spring. Baharda bahçede yeni bitkiler büyür. There's a lot of grass in our garden, and there are many pretty flowers and tall trees. Bahçemizde bir sürü çim var, çok güzel çiçekler ve uzun ağaçlar var. This gate allows access to the garden. Kapı bahçeye açılıyor. They both are in the garden. Onların ikisi de bahçede. Tom keeps a spare key hidden in his garden. Tom bahçesinde yedek bir anahtar saklıyor. My aunt grows tomatoes in her garden. Teyzem bahçesinde domates yetiştiriyor. The garden needs to be weeded. Bahçenin otları temizlenmeli. We have a garden in front of our house. Evimizin önünde bir bahçemiz var. This flower is the most beautiful in the garden. Bu çiçek bahçedeki en güzel çiçek. He had his brother help him with the gardening. Bahçede kardeşine kendisine yardım ettirdi. He let the dog loose in the garden. Köpeği bahçede serbest bıraktı. The flowers in the garden smell sweet. Bahçedeki çiçekler güzel kokuyor. There are many fruit trees in this garden. Bahçede birçok meyve ağacı var. Mary helped her mother in the garden. Mary bahçede annesine yardım etti. Tom's house has a large garden. Tom'un evinin geniş bir bahçesi var. Tom puttered around in the garden all morning. Tom sabahtan beri bahçede dolaşıyordu. There is a garden behind my house. Evimin arkasında bir bahçe var. The flowers in the garden bloom in spring. Bahçedeki çiçekler ilkbaharda açar. If it doesn't rain soon, our garden is going to dry up. Yakında yağmur yağmazsa, bahçemiz kuruyacak. Tom planted some flower seeds in his garden. Tom bahçesine birkaç çiçek tohumu ekti. What time do you water the garden? Bahçeyi ne zaman suluyorsun? The children are playing in the garden. Çocuklar bahçede oynuyor. Tom is in the garden, picking flowers. Tom bahçede çiçek topluyor. My father's in the garden. Babam bahçede. I love your garden. Bahçeni seviyorum. You have a pretty garden. Senin güzel bir bahçen var. The dog was busy burying his bone in the garden. Köpek kemiğini bahçeye gömmekle meşguldü. How's your garden doing? Bahçen nasıl? This garden is open to the public. Bu bahçe halka açık. All the flowers in the garden dried up. Bahçedeki tüm çiçekler kurudu. I enjoy gardening. Bahçeyle uğraşmayı severim. It would be fantastic to have a zen garden in front of the house! Evin önünde bir zen bahçesi olması harika olurdu! There's a big cherry tree in the garden. Bahçede büyük bir kiraz ağacı var. She often plays in the garden. Sık sık bahçede oynuyor. I have several statues in my garden. Bahçemde birçok heykelim var. The garden was filled with flowers. Bahçe çiçeklerle doluydu. Let's visit the garden tomorrow. Yarın bahçeyi ziyaret edelim. I wish Tom would help me weed the garden. Keşke Tom bahçenin yabani otlarını temizlememe yardım etse. Tom is out in the garden. Tom bahçede. Do you like this garden? Bu bahçeyi seviyor musun? The cat loves playing in the garden. Kedi bahçede oynamayı sever. He likes taking care of the garden. Bahçe ile ilgilenmeyi seviyor. Tom weeded the garden. Tom bahçeyi otlattı. Tom doesn't like working in the garden. Tom bahçede çalışmayı sevmez. She's playing in the garden. O bahçede oynuyor. Is there a garden in front of the house? Evin önünde bir bahçe var mı? Tom asked Mary to water the flowers in his garden while he was gone. Tom, Mary'den o yokken bahçesindeki çiçekleri sulamasını istedi. Tom worked in the garden for several hours this afternoon. Tom bu öğleden sonra bahçede birkaç saat çalıştı. If it doesn't rain soon, our garden is going to dry up. Yakında yağmur yağmazsa bahçemiz kuruyacak. Tom showed me his garden yesterday. Tom bana dün bahçesini gösterdi. It's his job to pull the weeds in the garden. Onun görevi bahçeden kötü otları temizlemektir. The cat likes to play in the garden. Kedi bahçede oynamaktan hoşlanıyor. Let's go outside and sit in the garden. Dışarıya çıkalım ve bahçede oturalım. It never occurred to me to take a picture of how the garden looked before we started pulling weeds. Yabani otları çekmeye başlamadan önce bahçenin nasıl göründüğüne dair bir resim çekmek hiç aklıma gelmedi. It's his job to pull the weeds in the garden. Bahçedeki yabani otları yolmak onun işi. Tom planted some flowers in the garden this afternoon. Tom bu öğleden sonra bahçeye biraz çiçek ekti. She prefers to sew, and wishes neither to walk nor to sit in the garden. O, dikiş dikmeyi tercih eder ve ne yürümek ne de bahçede oturmak ister. Look what I found in the garden. Bak bahçede ne buldum. There's an apple tree in the garden. Bahçede bir tane elma ağacı var. We've planted the garden. Biz bahçeye bitki diktik. Tom likes to work in the garden before going to work. Tom işe gitmeden önce bahçede çalışmayı seviyor. Tom has a nice garden. Tom'un güzel bir bahçesi var. The cat loves playing in the garden. Kedi bahçede oynamayı seviyor. There are pretty flowers in the garden. Bahçede güzel çiçekler var. There was nobody in the garden. Bahçede kimse yoktu. We are together in the garden. Bahçede birlikteyiz. There are many fruit trees in this garden. Bu bahçede birçok meyve ağacı var. Her sons are in the garden. Oğulları bahçede. I go to the garden. Bahçeye gidiyorum. She counted all of the flowers in the garden. O bahçedeki çiçeklerin hepsini saydı. The hare is running in the garden. Tavşan bahçede koşuyor. What a beautiful garden! Ne güzel bir bahçe! There was a birch tree in our garden, but it died. Bahçemizde bir huş ağacı vardı ama öldü. The flowers in the garden are beautiful. Bahçedeki çiçekler güzel. I'm not looking forward to weeding the garden. Bahçenin otlarını temizlemeye can atmıyorum ben. Tom's garden is really small. Tom'un bahçesi gerçekten çok küçük. These are the first tomatoes from my garden. Bunlar bahçemdeki ilk domatesler. Tom was glad when Mary offered to help him in the garden. Mary bahçede ona yardım etmeyi teklif ettiğinde Tom çok sevindi. I helped her weed the garden. Bahçeyi temizlemesine yardım ettim. Father is in the garden now. Babam şu anda bahçede. This gate allows access to the garden. Bu kapı bahçeye geçiş sağlıyor. I'd like you to help me in the garden. Bahçede bana yardımcı olmanı istiyorum. It's drizzling out in the garden. Bahçede yağmur çiseliyordu. I'd like you to help me in the garden. Bahçede bana yardımcı olmanı rica ediyorum. Can you name all the trees in the garden? Bahçedeki tüm ağaçları sayabilir misin? Tom dug a deep hole in the garden. Tom bahçede derin bir çukur kazdı. Tom and Mary grow leaf lettuce in their garden. Tom ve Mary bahçelerinde marul yetiştiriyorlar. The garden was overgrown with weeds. Bahçe otlarla kaplanmıştı. I planted an apple tree in my garden. Bahçeme elma ağacı diktim. There is a garden behind the house. Evin arkasında bir bahçe var. I take care of the garden. Bahçeyle ilgileniyorum. I take care of the garden. Bahçeyle ben ilgileniyorum. I found a land planarian in the garden. Bahçede bir kara planaryası buldum. He entered the garden secretly. O, gizlice bahçeye girdi. Her garden is a work of art. Onun bahçesi bir sanat eseridir. We were gardening. Bahçeyle uğraşıyorduk. The leaves of the trees in the garden have turned completely red. Bahçedeki ağaçların yaprakları tamamen kırmızıya döndü. The boys do not sit on benches in the garden, but lie on the soft grass. Çocuklar bahçedeki banklara oturmuyor, yumuşak çimlerin üzerine uzanıyorlar. My father put a fence around the garden. Babam bahçenin etrafına çit çekti. Tom is clearing the garden. Tom bahçeyi temizliyor. Tom is watering his garden. Tom bahçesini suluyor. Tom has a hedge maze in his garden. Tom'un bahçesinde bir bahçe labirenti var. There are a lot of flowers in the garden. Bahçede bir sürü çiçek var. There were no roses in the garden. Bahçede hiç gül yoktu. We helped them weed the garden. Bahçeyi ayıklamalarına yardım ettik. The flowers in the garden need watering. Bahçedeki çiçeklerin sulanmaya ihtiyacı var. All the flowers in the garden withered. Bahçedeki tüm çiçekler solmuş. I'd like you to help me in the garden. Bahçede bana yardım etmeni rica ediyorum. I see your cat in the garden. Bahçede kedinizi görüyorum. Tom's house has a large garden. Tom'un evi geniş bir bahçeye sahiptir. Tom likes gardening. Tom bahçeyle uğraşmayı sever. Who destroyed the garden? Bahçeyi kim mahvetti? He permitted them to walk in the garden. Bahçede yürümelerine izin verdi. We found a turtle in the garden. Biz bahçede bir kaplumbağa bulduk. What a beautiful garden you have! Ne güzel bir bahçen var! How do you keep cats out of your garden? Kedileri bahçenizden nasıl uzak tutuyorsunuz? I found this in the garden. Bunu bahçede buldum. I tied my dog to a tree in the garden. Ben köpeğimi bahçedeki bir ağaca bağladım. In the garden, there are apple trees, plums, cherries, raspberries, gooseberries, and currants. Bahçede elma ağaçları, erikler, kirazlar, ahududular, bektaşi üzümleri ve kuş üzümleri var. My mother is busy planting flowers in the garden. Annem bahçeye çiçek dikmekle meşgul. Are there many flowers in the garden? Bahçede çok çiçek var mı? He lands in a garden and knocks at the door. Bir bahçeye iniyor ve kapıyı çalıyor. Tom showed me his garden yesterday. Tom dün bana bahçesini gösterdi. Sami had a garden fit for a king. Sami'nin krallara layık bir bahçesi vardı. Tom grows tomatoes in his garden. Tom bahçesinde domates yetiştirir. She prefers to sew, and wishes neither to walk nor to sit in the garden. Dikiş dikmeyi tercih ediyor ve ne yürümek ne de bahçede oturmak istiyor. He was watering his garden with a hose. Bahçesini hortumla suluyordu. I'll take a shortcut across the garden. Bahçeyi kestirmeden geçeceğim. I wonder what happened to Tom's garden. Tom'un bahçesine ne olduğunu merak ediyorum. Our dog buries bones in the garden. Bizim köpek bahçede kemikleri gömer. My garden is small. Benim bahçem küçüktür. Is Tom in the garden? Tom bahçede mi? Tom got all the vegetables that Mary needs to prepare lunch from the garden. Tom, Mary'nin öğle yemeği hazırlamak için ihtiyaç duyduğu tüm sebzeleri bahçeden aldı. Joseph is in the garden. Joseph bahçede. Do you have a garden? Bir bahçeniz var mı? How many kinds of birds are in your garden? Bahçenizde kaç çeşit kuş var? The gate admits to the garden. Kapı bahçeye açılıyor. I am planting beans in my garden. Bahçeme fasulye ekiyorum. This is the most beautiful flower in the garden. Bu, bahçedeki en güzel çiçek. They ran into the garden to save themselves from those blood-thirsty hounds. Kendilerini o kana susamış köpeklerden kurtarmak için bahçeye koştular. His garden is a work of art. Onun bahçesi bir sanat eseridir. She weeded the garden. Bahçeyi yabani otlardan temizledi. Could you water my garden for me while I'm away? Ben yokken benim için bahçemi sular mısın? The garden was larger than I had expected. Bahçe beklediğimden daha büyüktü. How far is the garden from your house? Bahçe evinizden ne kadar uzakta? She came into the garden and looked at the trees for a long time. Bahçeye girdi ve uzun süre ağaçlara baktı. She picked flowers in the garden. Bahçedeki çiçekleri topladı. The garden is behind the house. Bahçe evin arkasında. There is a garden in front of the house. Evin önünde bir bahçe var. The garden is in front of the house. Bahçe, evin önündedir. They turned a desert into a green garden. Çölü yeşil bir bahçeye dönüştürdüler. We're in the garden. Bahçedeyiz. There used to be a big cherry tree in the garden. Eskiden bahçede büyük bir kiraz ağacı vardı. The garden is laid out in the Japanese style. Bahçe Japon tarzında kuruldu. Tom got all the vegetables that Mary needs to prepare lunch from the garden. Tom bahçeden öğle yemeği hazırlamak için Mary'nin ihtiyacı olan tüm sebzeleri aldı. In my garden is a lemon tree. Bahçemde bir limon ağacı var. The dogs are in the garden. Köpekler bahçede. What a lovely garden! Ne güzel bir bahçe! The children are playing in the garden. Çocuklar bahçede oynuyorlar. His garden is a work of art. Bahçesi bir sanat eseri. Tom is in the garden. Tom bahçede. There are beautiful flowers here and there in the garden. Bahçede şurada burada güzel çiçekler var. Is there a lot of flowers in this garden? Bu bahçede çok fazla çiçek var mı? The garden is famous for its irises. Bahçe süsenleriyle ünlüdür. As a child, I loved picking peaches in my grandfather's garden. Bir çocukken dedemin bahçesinde şeftali toplamayı severdim. There weren't any roses in the garden. Bahçede hiç gül yoktu. I'll take a shortcut across the garden. Ben bahçenin içinden kestirmeden gideceğim. I did some work in the garden. Bahçede biraz iş yaptım. How big is your garden? Bahçeniz ne kadar büyük? What are the children doing in the garden? Çocuklar bahçede ne yapıyorlar? In my house, the garden is small. Benim evimde bahçe küçük. Their garden is full of very beautiful flowers all the year round. Onların bahçesi tüm yıl boyunca çok güzel çiçeklerle dolu. He felled a tree in his garden. O, bahçesindeki bir ağacı kesti. I helped him weed the garden. Bahçedeki otları temizlemesine yardımcı oldum. We found a turtle in the garden. Bahçede bir kaplumbağa bulduk. Tom grows tomatoes and lettuce in his garden. Tom bahçesinde domates ve marul yetiştiriyor. He dug a hole in the garden. O, bahçede bir çukur kazdı. I was picking strawberries in the garden. Ben bahçede çilek topluyordum. He keeps a spider in a jar and feeds it with beetles that he catches in the garden. Kavanozda bir örümceğe bakar ve onu bahçede yakaladığı böceklerle besler. She named all the flowers in the garden. O, bahçedeki bütün çiçeklere isim koydu. I used to be able to see the garden from this window. Bu pencereden bahçeyi görebilirdim. Tom was glad when Mary offered to help him in the garden. Mary ona bahçede yardım etmeyi teklif ettiğinde Tom memnun oldu. We helped Tom weed the garden. Tom'a bahçeyi ayıklamasında yardım ettik. They won't allow us to enter the garden. Bahçeye girmemize izin vermiyorlar. She grows tomatoes in her garden. Bahçesinde domates yetiştiriyor. There used to be a big cherry tree in the garden. Bahçede büyük bir kiraz ağacı vardı. I found Tom in the garden. Tom'u bahçede buldum. Do you like this garden? Bu bahçeyi sevdiniz mi? Tom found a very old coin in the garden. Tom bahçede çok eski bir para buldu. Tom picked some flowers from his garden for Mary. Tom, Mary için bahçesinden çiçek topladı. I like to play in the garden. Bahçede oynamayı seviyorum. Our garden is full of colorful flowers. Bizim bahçemiz rengarenk çiçeklerle doludur. I like to play in the garden. Bahçede oynamayı severim. Rocks are beautifully arranged in the Japanese-style garden. Japon tarzı bahçede kayalar çok güzel dizilmiş. He grows tomatoes in his garden. O, bahçesinde domates yetiştirir. They're in the garden. Onlar bahçedeler. I helped them weed the garden. Bahçeyi ayıklamalarına yardım ettim. She planted roses in the garden. O, bahçede güller dikti. She's in the garden planting roses. Bahçede gülleri dikiyor. Mother transplanted the flowers to the garden. Annem çiçekleri bahçeye dikti. She grows tomatoes in her garden. Bahçesinde domates yetiştirir. The garden needs to be weeded. Bahçenin yabani otlardan arındırılması gerekiyor. He likes to work in the garden. Bahçede çalışmayı seviyor. My garden is small. Bahçem küçük. My aunt grows tomatoes in her garden. Teyzem bahçesinde domates yetiştirir. Let's take a rest in the garden instead of indoors. İçeride dinlenmek yerine bahçede dinlenelim. I have to clear the garden. Bahçeyi temizlemek zorundayım. We've planted the garden. Bahçeyi ektik. Tom loved his garden. Tom bahçesini severdi. The garden is in front of the house. Bahçe evin önünde. I have a small vegetable garden on my patio. Avlumda küçük bir meyve bahçem var. Tom's house has a nice garden. Tom'un evinin güzel bir bahçesi var. The kids are picking flowers in the garden. Çocuklar bahçede çiçek topluyor. The children played in the garden. Çocuklar bahçede oynadı. The youth eat in the garden. Gençler bahçede yerler. The flowers in the garden need watering. Bahçedeki çiçekler sulanmalı. This is the garden I laid out last year. Bu geçen sene hazırladığım bahçe. Tom said that he'd be more than happy to help Mary weed the garden. Tom, Mary'nin bahçeyi temizlemesine seve seve yardım edeceğini söyledi. Tom was counting the garden's flowers. Tom bahçedeki çiçekleri sayıyordu. Sami had pictures of Layla's garden. Sami'de Layla'nın bahçesinin resimleri vardı. I have to plant trees in the garden. Bahçeye ağaç dikmeliyim. Our garden has two cherry trees. Bahçemizde iki kiraz ağacı var. The garden was surrounded by a wooden fence. Bahçe ahşap bir çitle çevriliydi. She's playing in the garden. O, bahçede oyun oynuyor. What a beautiful garden they made! Ne kadar da güzel bir bahçe yapmışlar! Let's pick flowers from the garden. Hadi bahçeden çiçek toplayalım. Sami spent about sixty thousand dollars on that garden. Sami o bahçeye yaklaşık altmış bin dolar harcadı. I'm coming from the garden. Bahçeden geliyorum. There are many apple trees in the garden. Bahçede bir sürü elma ağacı var. The roses are in bloom in our garden. Bahçemizdeki güller çiçek açmışlar. Have you ever cleared this garden? Bu bahçeyi hiç temizledin mi? On the outside this building is not remarkable, but if you look inside there is a courtyard with a very beautiful garden. Bu bina dışarıdan bakıldığında dikkat çekici değil ama içine bakarsanız çok güzel bir bahçesi olan bir avlusu var. Where are the garden shears? Bahçe makası nerede? She found a ball in the garden. O, bahçede bir top buldu. Why are you clearing the garden? Neden bahçeyi temizliyorsun? The neighbor's cat loves our garden. Komşumuzun kedisi bahçemizi çok seviyor. Has the house got a garden? Evin bir bahçesi var mı? She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on. Yemek pişirmek, örgü örmek, bahçeyle uğraşmak, pul koleksiyonu yapmak gibi pek çok hobisi var. All the flowers in the garden are yellow. Bahçedeki tüm çiçekler sarı. He loves gardening. Bahçeyle uğraşmayı sever. It's drizzling out in the garden. Bahçede yağmur çiseliyor. First we have to carry the barbecue from the cellar out into the garden. Önce barbeküyü kilerden bahçeye taşımalıyız. There was a flower bed in the middle of the garden. Bahçenin ortasında bir çiçeklik vardı. Tom often helps me in the garden. Tom sık sık bahçede bana yardım eder. I want to build a fountain in my garden. Bahçeme bir çeşme yapmak istiyorum. The roses in my garden are beautiful. Bahçemdeki güller çok güzel. The dog was busy burying his bone in the garden. Köpek, kemiğini bahçeye gömmekle meşguldü. I wish Tom would weed the garden. Keşke Tom bahçenin otlarını temizlese. The garden was overgrown with weeds. Bahçe yabani otlarla kaplıydı. This garden is open to the public. Bu bahçe halka açıktır. I sometimes help Tom in the garden. Bazen Tom'a bahçede yardım ediyorum. Thank you for cutting the dead tree in my garden. Bahçemdeki ölü ağacı kestiğin için teşekkür ederim. Overnight the rabbits had obliterated Tom's garden. Tavşanlar bir gecede Tom'un bahçesini yok etmişti. My mother grows flowers in her garden. Annem bahçesinde çiçekler yetiştirir. She's planting flowers in the garden. Bahçeye çiçek ekiyor. If you have a good garden, it will enhance the value of your house. İyi bir bahçeniz varsa, evinizin değerini artıracaktır. Tom and Mary were in the garden. Tom ve Mary bahçede idiler. I helped him weed the garden. Bahçeyi ayıklamasına yardım ettim. My garden is very colourful, because I planted a lot of flowers in it. Bahçem çok renkli, çünkü içine bir sürü çiçek ektim. They both are in the garden. İkisi de bahçede. What a pity I don't have a garden. Ne yazık ki bir bahçem yok. Pochi and Moko are in the kennel, and other dogs are playing in the garden. Pochi ve Moko kulübede, diğer köpekler de bahçede oynuyor. I have gooseberries in my garden. Bahçemde bektaşi üzümüm var. Tom was in the garden when it happened. Bu olduğunda Tom bahçedeydi. The flowers in his garden have withered. Bahçedeki çiçekler soldu. In the summer months Tom has to water his garden early in the morning to keep the plants alive. Yaz aylarında bitkileri canlı tutmak için Tom bahçesini sabahları erkenden sulamak zorunda. The garden is bare and brown. Bahçe çıplak ve kahverengi. Bamboo grows in the garden. Bahçede bambu yetişiyor. I saw a dirty dog enter the garden. Bahçeye kirli bir köpeğin girdiğini gördüm. We don't have a garden. Bahçemiz yok. Tom showed Mary his garden. Tom, Mary'ye bahçesini gösterdi. He keeps a spider in a jar and feeds it with beetles that he catches in the garden. Bir kavanozda örümcek tutuyor ve onu bahçede yakaladığı böceklerle besliyor. Tom was in the garden when it happened. Olay olduğunda Tom bahçedeydi. The roses in the garden are in full bloom. Bahçedeki güller tam çiçek açmış. Are there fireflies in your garden? Bahçenizde ateş böcekleri var mı? Our garden is full of colorful flowers. Bahçemiz rengarenk çiçeklerle doludur. She planted roses in the garden. Bahçeye gül ekti. What do the kids do in the garden? Çocuklar bahçede ne yapıyor? There are dozens of trees in the garden. Bahçede düzinelerce ağaç var. Tom planted some flowers in the garden this afternoon. Tom bu öğleden sonra bahçede bazı çiçekler dikti. They turned a desert into a green garden. Bir çölü yeşil bir bahçeye dönüştürdüler. I was picking strawberries in the garden. Bahçede çilek topluyordum. My wife loves her garden. Karım bahçesini sever. He permitted them to walk in the garden. Onların bahçede dolaşmasına izin verdi. She planted roses in the garden. Bahçeye güller ekti. I don't have a garden. Benim bir bahçem yok. The flowers in the garden smell sweet. Bahçedeki çiçekler mis gibi kokuyor. They grow flowers in the garden. Onlar bahçede çiçekler yetiştirirler. The garden is laid out in the Japanese style. Bahçe Japon tarzında düzenlenmiştir. A gardener was called in to design the garden. Bahçeyi tasarlaması için bir bahçıvan çağırıldı. There are plants of different kinds in this garden. Bu bahçede farklı türlerde bitkiler var. What time do you water the garden? Bahçeyi saat kaçta sularsınız? I don't have enough water for watering my garden. Bahçemi sulamak için yeterli suyum yok. I'm going to plant a bunch of pretty flowers in my garden. Bahçemde bir demet güzel çiçekler ekeceğim. Tom wanted Mary to help him in the garden. Tom, Mary'nin bahçede ona yardım etmesini istedi. These are the first tomatoes from my garden. Bunlar bahçemden çıkan ilk domatesler. Tom is out in the garden. Tom dışarıda bahçede. I have to plant trees in the garden. Bahçeye ağaç dikmek zorundayım. In my house, the garden is small. Benim evimde bahçe küçüktür. Don't forget to water the flowers in the garden twice a day, once in the morning and once in the evening. Bahçedeki çiçekleri günde iki kez sulamayı unutma, bir sabah bir de akşam. He had the impudence to cut across our garden. Bahçemizden geçmeye cüret etti. They put a fence around the garden. Bahçenin etrafına çit çektiler. I tied my dog to a tree in the garden. Köpeğimi bahçedeki bir ağaca bağladım. There's bamboo growing in the garden. Bahçede bambu yetişiyor. Look what I found in the garden. Bahçede bulduğum şeye bak. There was a high wall about the garden. Bahçenin etrafında yüksek bir duvar vardı. Our garden was full of weeds. Bahçemiz yabani otlarla doluydu. Tom had never seen such a beautiful garden before. Tom daha önce hiç bu kadar güzel bir bahçe görmemişti. How many cats are there in the garden? Bahçede kaç tane kedi var? In the summer months Tom has to water his garden early in the morning to keep the plants alive. Yaz aylarında Tom, bitkileri canlı tutmak için sabah erkenden bahçesini sulamak zorundadır. I have to weed the garden. Bahçenin otlarını temizlemeliyim. There are hills, a little museum, a public garden and a big church. Tepeler, küçük bir müze, halka açık bir bahçe ve büyük bir kilise var. All the flowers in the garden died for lack of water. Bahçedeki tüm çiçekler susuzluktan öldü. The garden is common to the two houses. Bahçe, iki eve aittir. I see your cat in the garden. Bahçede kedini görüyorum. Do you mind if we cross your garden? Bahçenizden geçebilir miyiz? I'm walking with a girl in the garden. Bahçede bir kızla birlikte yürüyorum. You sure have a beautiful garden! Çok güzel bir bahçeniz var! We have planted the garden. Bahçeyi ektik. I like your garden. Bahçeni severim. There's no one in the garden. Bahçede kimse yok. There is a glass sculpture in the garden. Bahçede camdan bir heykel var. In the garden, there are apple trees, plums, cherries, raspberries, gooseberries, and currants. Bahçede, elma ağaçları, erikler, kirazlar, ahududu, bektaşi üzümü ve kuş üzümü vardır. Tom walked across the garden. Tom bahçeden geçti. Tom doesn't like working in the garden. Tom bahçede çalışmayı sevmiyor. He grew potatoes in his garden. Bahçesinde patates yetiştirdi. I wish Tom would weed the garden. Keşke Tom bahçede otları temizlese. Tom took a walk through the garden. Tom bahçede yürüyüş yaptı. What is still better is that the house has a beautiful garden. Daha da iyisi, evin güzel bir bahçesi var. This is a fertile garden. Bu verimli bir bahçe. The roses in my garden are beautiful. Bahçemdeki güller güzeldir. A public garden lies in the middle of the city. Şehrin ortasında halka açık bir bahçe var. Tom let his chooks out so they could roam free in the garden. Tom, bahçede serbestçe dolaşabilsinler diye tavuklarını dışarı salıverdi. The scent of lilacs is pervading the garden. Leylak kokusu bahçeyi kaplıyordu. Tom showed Mary his garden. Tom, Mary'ye kendi bahçesini gösterdi. There are beautiful flowers in the garden. Bahçede güzel çiçekler var. The garden is still in shadow. Bahçe hâlâ gölgede. You sure have a beautiful garden! Kesinlikle güzel bir bahçeniz var! There's an old cherry tree in the garden. Bahçede yaşlı bir kiraz ağacı var. Tom grows strawberries in his garden. Tom bahçesinde çilek yetiştirir. My father is out in the garden now. Babam şu anda bahçede. She found a ball in the garden. Bahçede bir top buldu. I sometimes help Tom in the garden. Bazen bahçede Tom'a yardım ederim. Has the flat got a garden? Dairenin bahçesi var mı? We are having lunch in the garden. Öğle yemeğini bahçede yiyoruz. She planted the flower bulb in the garden. Çiçek soğanını bahçeye dikti. Tom was the one who planted the roses in our garden. Bahçemize gülleri diken Tom'du. The pear tree in the garden bears a lot of fruit. Bahçedeki armut ağacı çok meyve verir. Tom is in the garden, isn't he? Tom bahçede, değil mi? Tom's house has a large garden. Tom'un evinin büyük bir bahçesi var. As soon as he felt his house shake, he rushed out into the garden. O, evinin sarsıldığını hisseder etmez bahçeye koştu. She showed me her garden. Bana bahçesini gösterdi. I found my father neither in his room nor in the garden. Babamı ne odasında ne de bahçede bulabildim. Tom is sitting in the garden, reading the newspaper. Tom bahçede oturmuş gazete okuyor. Tom planted some flowers in the garden this afternoon. Tom bu öğleden sonra bahçeye çiçek dikti. We are together in the garden. Biz bahçede beraberiz. This beautiful garden owes more to art than to nature. Bu güzel bahçe doğadan çok sanat sayesinde böyledir. My father is in the garden. Babam bahçede. I am in the garden. Bahçedeyim. I'm sure Tom will help you in the garden. Tom'un sana bahçede yardım edeceğinden eminim. The roses in the garden are blooming. Bahçedeki güller açıyor. Tom likes to work in the garden before going to work. Tom işe gitmeden önce bahçede çalışmayı sever. Tom is sitting on a bench in the garden. Tom bahçede bir bankta oturuyor. The flowers in the garden died from the absence of rain. Yağış yokluğu nedeniyle bahçedeki çiçekler öldü. Where are the garden shears? Bahçe makasları nerede? Our garden was full of weeds. Bahçemiz otlarla dolu. I was in the garden all afternoon. Ben bütün öğleden sonra bahçedeydim. She seeded vegetables in her garden. Bahçesine sebze ekti. The roses are in bloom in our garden. Bahçemizde güller açmış. Do you see the garden? Bahçeyi görüyor musun? I saw a dirty dog coming into the garden. Bahçeye giren kirli bir köpek gördüm. Tom planted some flowers in the garden this afternoon. Tom bu öğleden sonra bahçede bazı çiçekler ekti. We picked flowers in the garden. Bahçeden çiçek topladık. He found a ball in the garden. Bahçede bir top buldu. Every house had a garden. Her evin bir bahçesi vardı. There is a small pond in our garden. Bahçemizde küçük bir gölet var. Tom likes to spend time in the garden. Tom bahçede vakit geçirmekten hoşlanıyor. There are beautiful flowers here and there in the garden. Bahçede orada burada güzel çiçekler vardır. He cut down a tree in his garden. Bahçesindeki bir ağacı kesti. I asked Tom to help me pull weeds in the garden. Tom'dan bahçedeki yabani otları çekmeme yardım etmesini istedim. As a child, I loved picking peaches in my grandfather's garden. Çocukken büyükbabamın bahçesinde şeftali toplamaya bayılırdım. We cleaned up our garden. Bahçemizi toparladık. You ran in the garden. Bahçede koştun. The garden can't be seen from the outside. Bahçe dışarıdan görülemiyor. New plants grow in the garden in spring. İlkbaharda bahçede yeni bitkiler yetişir. The youth eat in the garden. Gençler bahçede yemek yer. The boys and girls play in the garden. Erkekler ve kızlar bahçede oynuyor. Helen is playing in the garden. Bahçede Helen oynuyor. There is a garden at the back of my house. Evimin arka tarafında bir bahçe var. Tom and Mary were in the garden. Tom ve Mary bahçedeydi. The boys and girls are playing in the garden. Oğlanlar ve kızlar bahçede oynuyorlar. Tom tells me you have a garden. Tom bana bir bahçen olduğunu söyledi. He felled a tree in his garden. Bahçesindeki bir ağacı kesti. Tom is standing in the garden. Tom bahçede ayakta duruyor. This is a fertile garden. Burası verimli bir bahçe. Stay in the garden, then! Öyleyse bahçede kal! A fence separates the garden from the lane. Bahçeyi yoldan ayıran bir çit var. Could you water my garden for me while I'm away? Ben yokken bahçemi benim yerime sular mısın? I water their garden. Ben onların bahçesini sularım. Do you mind if we cross your garden? Bahçenizden geçmemizin bir sakıncası var mı? We have two cherry trees growing in the garden. Bahçede büyüyen iki kiraz ağacımız var. She named all the flowers in the garden. Bahçedeki bütün çiçeklere isim verdi. Tom took off his gardening gloves. Tom bahçe eldivenlerini çıkardı. You should help Tom in the garden. Bahçede Tom'a yardım etmelisin. Tom lost his glasses somewhere in the garden. Tom gözlüğünü bahçede bir yerlerde kaybetti. They are out in the garden. Onlar dışarıda bahçedeler. Can't you keep your dog from coming into my garden? Köpeğinizin bahçeme girmesini engelleyemez misiniz? We grow vegetables in our garden. Bahçemizde sebze yetiştiriyoruz. A high wall stands all about the garden. Tüm bahçenin etrafında yüksek bir duvar duruyor. The flowers in his garden have withered. Bahçesindeki çiçekler soldu. I need a tool for pulling weeds in my garden. Bahçemdeki yabani otları temizlemek için bir alete ihtiyacım var. Sami had pictures of Layla's garden. Sami, Leyla'nın bahçesinin resimlerine sahipti. The garden was full of yellow flowers. Bahçe sarı çiçeklerle doluydu. There are many red flowers in the garden. Bahçede bir sürü kırmızı çiçek var. It would be fantastic to have a zen garden in front of the house! Evin önünde bir zen bahçesi olsa harika olurdu! Tom watered the garden with the hose. Tom bahçeyi hortumla suladı. The garden was covered with fallen leaves. Bahçe dökülmüş yapraklarla kaplıydı. He had the impudence to cut across our garden. Bahçemizden geçme terbiyesizliğini gösterdi. Tom grows strawberries in his garden. Tom bahçesinde çilek yetiştiriyor. He makes it a rule to work in the garden for two hours every day. O, her gün bahçede iki saat çalışmayı bir kural haline getiriyor. She planted the flower bulb in the garden. O, bahçeye bir çiçek soğanı ekti. On the outside this building is not remarkable, but if you look inside there is a courtyard with a very beautiful garden. Bu bina dışarıdan dikkat çekici değildir ama içine bakarsanız çok güzel bahçeli bir iç avlu vardır. There's a sculpture garden inside the park. Parkın içinde bir heykel bahçesi var. The boys and girls are playing in the garden. Kız ve erkek çocuklar bahçede oynuyorlar. Weeds sprang up in the garden. Bahçede yabani otlar çıktı. You have a pretty garden. Güzel bir bahçeniz var. There's an apple tree in the garden. Bahçede bir elma ağacı var. There are many apple trees in the garden. Bahçede birçok elma ağacı var. Tom is standing in the garden. Tom bahçede duruyor. Come and see my garden tomorrow. Yarın bahçemi görmeye gel. Let's take a rest in the garden instead of indoors. Ev yerine bahçede dinlenelim. I'm going to plant a bunch of pretty flowers in my garden. Bahçeme bir sürü güzel çiçek ekeceğim. The children played in the garden. Çocuklar bahçede oynadılar. Their garden is full of very beautiful flowers all the year round. Bahçeleri tüm yıl boyunca çok güzel çiçeklerle dolu. I have gooseberries in my garden. Bahçemde bektaşi üzümü var. I think I'll ask Tom to help us weed the garden. Sanırım Tom'dan bahçedeki otları temizlememize yardım etmesini isteyeceğim. There are no roses in the garden. Bahçede hiç gül yok. What a beautiful garden they made! Ne güzel bir bahçe yapmışlar! I planted an apple tree in my garden. Bahçeme bir elma ağacı diktim. There are scarcely any flowers in our garden. Bahçemizde yok denecek kadar az çiçek var. Mother and I were in the garden. Annem ve ben bahçedeydik. You ran in the garden. Sen bahçede koştun. This beautiful garden owes more to art than to nature. Bu güzel bahçe doğadan çok sanata borçludur. He grows tomatoes in his garden. Bahçesinde domates yetiştiriyor. The garden is common to the two houses. Bahçe iki evin ortak bahçesi. We're playing in the garden. Biz bahçede oynuyoruz. My room faces the garden. Odam bahçeye bakar. A gardener was called in to design the garden. Bahçeyi düzenlemesi için bir bahçıvan çağrıldı. This flower is the most beautiful in the garden. Bahçedeki en güzel çiçek budur. How's your garden doing? Bahçeniz nasıl? The weeds have completely overtaken the garden bed. Yabani otlar bahçeyi tamamen kaplamış. I'd like a room facing the garden. Bahçeye bakan bir oda istiyorum. I'm weeding the garden. Bahçede yabani otları temizliyorum. My father is in the garden now. Babam şu an bahçede. Do you have any beans in your garden? Bahçenizde hiç fasulye var mı? There are a lot of earthworms in the garden. Bahçede bir sürü solucan var. They are out in the garden. Bahçeye çıktılar. A two-meter-long live crocodile has been found in a garden greenhouse in Sweden's third largest city, Malmö. İsveç'in üçüncü büyük şehri Malmö'de bir bahçe serasında iki metre uzunluğunda canlı bir timsah bulundu. I want to build a fountain in my garden. Bahçemde bir çeşme yapmak istiyorum. He lands in a garden and knocks at the door. Bir bahçeye iner ve kapıyı çalar. She planted roses in the garden. Bahçeye gül dikti. There used to be a garden in our yard. Avlumuzda bir bahçe vardı. This is the garden I laid out last year. Bu geçen yıl tasarladığım bahçedir. Sami had pictures of Layla's garden. Sami'de Leyla'nın bahçesinin resimleri vardı. Our garden is full of colorful flowers. Bahçemiz rengarenk çiçeklerle dolu. The neighbor's cat loves our garden. Komşunun kedisi bizim bahçeyi seviyor. He likes to work in the garden. O, bahçede çalışmayı sever. Is your father in the garden? Baban bahçede mi? She counted all of the flowers in the garden. Bahçedeki tüm çiçekleri saydı. Thank you for cutting the dead tree in my garden. Bahçemdeki ölü ağacı kestiğin için teşekkürler. The garden is laid out in the Japanese style. Bahçe Japon tarzında düzenlenmiş. The big window looks out on a garden. Büyük pencere bahçeye bakıyor. Stay in the garden, then! Bahçede kal o zaman! You're playing in the garden. Sen bahçede oynuyorsun. The door to the garden is very narrow. Bahçeye açılan kapı çok dar. He walked across the garden. O, bahçeden yürüyerek geçti. Tom found a very old coin in the garden. Tom bahçede çok eski bir sikke buldu. The roses in the garden smell sweet. Bahçedeki güllerin tatlı bir kokusu var. There are dozens of trees in the garden. Bahçede onlarca ağaç var. Your garden needs some attention. Bahçenizin biraz ilgiye ihtiyacı var. There are scarcely any flowers in our garden. Bahçemizde neredeyse hiç çiçek yok. I'm weeding the garden. Bahçeyi otlardan temizliyorum. There is a garden at the back of my house. Evimin arkasında bir bahçe var. I have several statues in my garden. Bahçemde birkaç heykel var. I saw my neighbor's dog running in my garden. Benim komşunun köpeğinin bahçemde koştuğunu gördüm. There are many red flowers in the garden. Bahçede birçok kırmızı çiçek var. There is a large garden at the back of his house. Evinin arkasında büyük bir bahçe var. I am gardening these days just to kill time. Bugünlerde sadece zaman öldürmek için bahçeyle uğraşıyorum. He let the dog loose in the garden. O, köpeği bahçede serbest bıraktı. Tom has a beautiful garden. Tom'un çok güzel bir bahçesi var. Hydrangea grows in their garden. Bahçelerinde ortanca çiçeği var. Tell her that I am clearing the garden. Ona bahçeyi temizlediğimi söyle. What kinds of plants are you growing in your garden? Bahçende ne tür bitkiler yetiştiriyorsun? My father put a fence around the garden. Babam bahçenin etrafını bir çitle çevirdi. Grandmother mows the grass in the garden. Büyükannem bahçedeki çimleri biçiyor. There are many flowers in the garden. Bahçede bir sürü çiçek var. We helped them weed the garden. Bahçede otları temizlemelerine yardım ettik. Let's pick flowers from the garden. Bahçeden çiçekler toplayalım. Tom lost his glasses somewhere in the garden. Tom gözlüklerini bahçede bir yerde kaybetti. We're playing in the garden. Bahçede oynuyoruz. I helped her weed the garden. Bahçeyi ayıklamasına yardım ettim. The garden can't be seen from the outside. Bahçe dışarıdan görülemez. My father is in the garden now. Babam şimdi bahçede. Let my beloved come into his garden, and eat the fruit of his apple trees. Sevgilim bahçesine gelsin ve elma ağaçlarının meyvesini yesin. The leaves of the trees in the garden have turned completely red. Bahçedeki ağaçların yaprakları tamamen kızardı. I used to be able to see the garden from this window. Eskiden bu pencereden bahçeyi görebiliyordum. In my garden many trees are bearing fruit. Bahçemde birçok ağaç meyve veriyor. A flower in the garden is wilting. Bahçedeki bir çiçek soluyor. I was in the garden all afternoon. Bütün öğleden sonra bahçedeydim. I saw a dirty dog coming into the garden. Bahçeye gelen kirli bir köpek gördüm. I'm playing in the garden. Bahçede oynuyorum. When was the last time you watered the garden? Bahçeyi en son ne zaman suladın? There's a little pond in the garden. Bahçede küçük bir gölet var. Tom often helps me in the garden. Tom bana sık sık bahçede yardım eder. Tom and Mary took a walk through the garden. Tom ve Mary bahçede yürüyüş yaptılar. Is there a lot of flowers in this garden? Bu bahçede çok çiçek var mı? Let's go into the garden. Bahçeye gidelim. A high wall stands all about the garden. Bahçenin etrafında yüksek bir duvar var. Hydrangea grows in their garden. Bahçelerinde ortanca yetişiyor. The cat likes to play in the garden. Kedi bahçede oynamayı seviyor. If only we had a garden! Keşke bir bahçemiz olsaydı! There are all kinds of flowers in that garden. O bahçede her türde çiçek vardır. He found a ball in the garden. O, bahçede bir top buldu. Tom's garden is really small. Tom'un bahçesi gerçekten küçük. They won't allow us to enter the garden. Onlar bizim bahçeye girmemize izin vermeyecek. Do you like this garden? Bu bahçeyi sever misin? I'm sure Tom will help you in the garden. Eminim Tom bahçede sana yardım edecektir. How many kinds of vegetables do you grow in your garden? Bahçende kaç çeşit sebze yetiştirirsin? Tom planted roses in the garden. Tom bahçeye güller dikti. Tom is spraying his garden. Tom bahçesini ilaçlıyor. The spider spun her delicate web in the garden. Örümcek bahçede narin ağını ördü. The flowers in the garden are very beautiful. Bahçedeki çiçekler çok güzeller. Tom helped Mary in the garden. Tom, Mary'ye bahçede yardımcı oldu. Grandmother mows the grass in the garden. Büyükanne, bahçedeki çimi biçer. A public garden lies in the middle of the city. Şehrin ortasında bir kamu bahçesi var. I have to weed the garden. Bahçeyi ayıklamalıyım. Tom raked up the leaves in the garden. Tom bahçedeki yaprakları topladı. We walked around the garden. Biz bahçede dolaştık. There was a cherry tree growing in the garden. Bahçede büyüyen bir kiraz ağacı vardı. Let my beloved come into his garden, and eat his pleasant fruits. Sevgilim bahçesine gelsin ve güzel meyvelerinden yesin. This garden is open to the public and it's free. Bu bahçe halka açık ve ücretsiz. I found this in the garden. Ben bunu bahçede buldum. He likes taking care of the garden. Bahçeye bakmayı sever. Tom showed me his garden. Tom bana bahçesini gösterdi. I planted a peach tree in my garden. Bahçeme bir şeftali ağacı diktim. I shoot the rabbits in my garden with a squirt gun to keep them away from the vegetables. Bahçemdeki tavşanları sebzelerden uzak tutmak için su tabancasıyla vuruyorum. There's a sculpture garden inside the park. Park içinde bir heykel bahçesi var. There are some pretty flowers in the garden. Bahçede bazı güzel çiçekler var. The boys and girls play in the garden. Erkekler ve kızlar bahçede oynuyorlar. What are the children doing in the garden? Çocuklar bahçede ne yapıyor? Has the flat got a garden? Apartman dairesinin bir bahçesi var mı? These flowers are from our garden. Bu çiçekler bizim bahçeden. Tom is planting flowers in the garden. Tom bahçeye çiçek ekiyor. There are beautiful flowers in the garden. Bahçede çok güzel çiçekler var. We helped Tom weed the garden. Tom'un bahçeyi yabani otlardan temizlemesine yardım ettik. He cut down a tree in the garden. O bahçede bir ağaç kesti. Boys and girls play in the garden. Oğlanlar ve kızlar bahçede oynuyorlar. The pear tree in the garden bears a lot of fruit. Bahçedeki armut ağacı çok meyve veriyor. It never occurred to me to take a picture of how the garden looked before we started pulling weeds. Yabani otları temizlemeye başlamadan önce bahçenin nasıl göründüğünün fotoğrafını çekmek hiç aklıma gelmedi. There is a garden at the back of our house. Evimizin arkasında bir bahçe var. I helped Tom weed the garden. Tom'a bahçeyi ayıklamasında yardım ettim. A rabbit is running in the garden. Bahçede bir tavşan koşuyor. What a lovely garden! Ne sevimli bir bahçe! The garden is laid out in the Japanese style. Bahçe, Japon tarzında tasarlandı. There is a glass sculpture in the garden. Bahçede cam bir heykel var. I'm playing in the garden. Ben bahçede oyun oynuyorum. My mother is busy planting flowers in the garden. Annem bahçeye çiçek ekmekle meşgul. He cut down a tree in the garden. Bahçedeki bir ağacı kesti. This big gate is disproportionate to the small garden. Bu büyük kapı küçük bahçeye göre oransızdır. There was a large garden behind the house. Evin arkasında büyük bir bahçe vardı. What is in the garden? Bahçede ne var? We have planted the garden. Biz bahçeye bitki diktik. I think Tom is in the garden. Bence Tom bahçede. She weeded the garden. Bahçenin yabani otlarını temizledi. Our dog buries bones in the garden. Köpeğimiz bahçeye kemik gömüyor. They grow flowers in the garden. Bahçede çiçek yetiştiriyorlar. Tom and Mary sat at a small table in the garden playing chess. Tom ve Mary bahçedeki küçük masada oturmuş satranç oynuyorlardı. Tom grows tomatoes and lettuce in his garden. Tom bahçesinde domates ve marul yetiştirir. Can't you keep your dog from coming into my garden? Köpeğinin benim bahçeme gelmesini engelleyemez misin? The flowers in the garden died from the absence of rain. Bahçedeki çiçekler yağmur yağmadığı için öldü. The scent of lilacs is pervading the garden. Leylakların kokusu bahçeye yayılıyor. Tom spends his mornings in the garden. Tom sabahlarını bahçede geçirir. The flowers in the garden are very beautiful. Bahçedeki çiçekler çok güzel. Helen is playing in the garden. Helen bahçede oynuyor. Has the house got a garden? Evin bahçesi var mı? I wish Tom would help me weed the garden. Keşke Tom bahçeyi temizlememe yardım etse. There is a kitchen garden behind my house. Evimin arkasında bir mutfak bahçesi var. My garden is very colourful, because I planted a lot of flowers in it. Bahçem çok renkli, çünkü içine çok fazla çiçek diktim. The garden was full of purple lilies. Bahçe mor zambaklarla doluydu. The garden was destroyed after the rain. Yağmurdan sonra bahçe harap oldu. Who destroyed the garden? Bahçeyi kim tahrip etti? Tom spends a lot of time in the garden. Tom bahçede çok zaman geçirir. Our garden is full of colorful flowers. Bahçemiz renk renk çiçeklerle dolu. Santa Claus was standing in the garden. Noel Baba bahçede duruyordu. The flowers in the garden bloom in spring. Bahçedeki çiçekler baharda açar. Do you have a garden? Bahçeniz var mı? She's in the garden planting roses. Bahçede gül dikiyor. My room faces the garden. Benim odam bahçeye bakıyor. She helped her father with the work in the garden. O, bahçedeki işte babasına yardım etti. I need a tool for pulling weeds in my garden. Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var. Tom was in the garden. Tom bahçedeydi. How do you keep cats out of your garden? Kedileri bahçenden nasıl uzak tutuyorsun? The roses in the garden are in full bloom. Bahçedeki güller tam çiçeklenmişti. He grows vegetables in his garden. Bahçesinde sebze yetiştiriyor. She sowed vegetables in her garden. Bahçesine sebze ekti. A fence separates the garden from the lane. Çit bahçeyi kulvardan ayırır. I found Tom in the garden. Ben Tom'u bahçede buldum. I don't have enough water for watering my garden. Bahçemi sulamak için yeterince suyum yok. I asked Tom to help me pull weeds in the garden. Tom'dan bahçedeki yabani otları temizlememe yardım etmesini istedim. Tom was the one who helped me pull weeds in the garden. Tom bahçedeki yabani otları temizlememe yardım eden kişiydi. Tom is sitting in the garden, reading the newspaper. Tom gazeteyi okuyarak bahçede oturuyor. Tom has a beautiful garden. Tom'un güzel bir bahçesi var. There are all kinds of flowers in that garden. O bahçede her çeşit çiçek var. How big is your garden? Bahçen ne kadar büyük? The cat is running in the garden. Kedi bahçede koşuyor. Tom likes to spend time in the garden. Tom bahçede vakit geçirmeyi seviyor. As soon as he felt his house shake, he rushed out into the garden. Evin sallandığını hisseder hissetmez bahçeye koştu. I think I'll ask Tom to help us weed the garden. Sanırım Tom'un bahçenin otlarını temizlememize yardım etmesini isteyeceğim. Fadil's house has a back garden. Fadıl'ın evinin bir arka bahçesi var. She often plays in the garden. O sık sık bahçede oynar. There is a garden at the back of our house. Evimizin arka tarafında bir bahçe var. The dog jumped over the fence into the garden. Köpek çitin üzerinden bahçeye atladı. Tom grows tomatoes in his garden. Tom bahçesinde domates yetiştiriyor. The flower you picked from the garden is very ugly. Bahçeden topladığın çiçek çok çirkin. We could have our tea in the garden, were it a little warmer. Biraz daha sıcak olsaydı çayımızı bahçede içebilirdik. The flowers in the garden are beautiful. Bahçedeki çiçekler çok güzel. I take care of the garden. Bahçeyle ben ilgilenirim. I think Tom is in the garden. Sanırım Tom bahçede. The garden is bright with flowers. Bahçe çiçekleri ile görkemli. She came into the garden and looked at the trees for a long time. Bahçeye geldi ve uzun uzun ağaçlara baktı. Children played in the garden. Çocuklar bahçede oynadı. My father is out in the garden now. Babam şimdi bahçede dışarıda. Tom is in the garden planting corn. Tom bahçede mısır ekiyor. We are growing lilacs in our garden. Bahçemizde leylak yetiştiriyoruz. Tom took a walk through the garden. Tom bahçede yürüyüşe çıktı. The garden has a wooden fence. Bahçede tahta bir çit var. I like your garden. Bahçeni seviyorum. He entered the garden secretly. Bahçeye gizlice girdi. He's playing in the garden. O bahçede oynuyor. Tom weeded the garden. Tom bahçeyi yabancı otlardan temizledi. All the flowers in the garden withered. Bahçedeki bütün çiçekler solmuş. Why don't I try to do something about the garden? Neden bahçeyle ilgili bir şeyler yapmaya çalışmıyorum ki? The gardener planted a rose tree in the middle of the garden. Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti. An ugly wife is a good fence around the garden. Çirkin bir eş, bahçenin etrafında iyi bir çittir. I water their garden. Bahçelerini suluyorum. Have you ever cleared this garden? Hiç bu bahçeyi temizledin mi? What is in the garden? Bahçedeki nedir? The garden was full of beautiful yellow flowers. Bahçe güzel sarı çiçeklerle doluydu. My wife loves her garden. Karım bahçesini çok sever. You're playing in the garden. Bahçede oynuyorsun. How many kinds of vegetables do you grow in your garden? Bahçenizde kaç çeşit sebze yetiştiriyorsunuz? We walked around the garden. Bahçede dolaştık. I saw my neighbor's dog running in my garden. Komşumun köpeğini bahçemde koşarken gördüm. Józsika is in the garden. Józsika bahçede. Yesterday we were in your garden. Dün senin bahçendeydik. I helped Tom weed the garden. Tom'un bahçeyi otlardan temizlemesine yardım ettim. Tom found a golf ball in the garden. Tom bahçede bir golf topu buldu. You should help Tom in the garden. Tom'a bahçede yardım etmelisin. My mother grows flowers in her garden. Annem bahçesinde çiçek yetiştirir. They are having lunch in the garden. Bahçede öğle yemeği yiyorlar. The garden was full of beautiful flowers. Bahçe güzel çiçeklerle doluydu. Is Mary in the garden? Mary bahçede mi? My mother planted daffodils in the garden. Annem bahçeye nergis ekti. There's a garden in front of our house. Evimizin önünde bir bahçe var. All the flowers in the garden are yellow. Bahçedeki bütün çiçekler sarı. Spring is a good time to clean up in the garden. Bahar, bahçeyi temizlemek için iyi bir zamandır. They're in the garden. Bahçedeler. She picked flowers in the garden. Bahçede çiçekler topladı. Tom asked Mary to water the flowers in his garden while he was gone. Tom uzaktayken, Mary'den bahçesindeki çiçekleri sulamasını istedi. What a beautiful garden you have! Ne güzel bir bahçeniz var! This big gate is disproportionate to the small garden. Bu büyük kapı küçük bahçeyle orantısız. There are a lot of roses in this garden. Bu bahçede bir sürü gül var. There are many flowers in the garden. Bahçede çok çiçek var. Do you have any beans in your garden? Bahçende hiç fasulye var mı? Tom picked some flowers from his garden for Mary. Tom Mary için bahçesinden birkaç çiçek topladı. Where are the garden shears? Bahçe makasım nerede? We've found a dead dog in the garden. Bahçede ölü bir köpek bulduk. Let's go outside and sit in the garden. Dışarı çıkıp bahçede oturalım. Tom let his chooks out so they could roam free in the garden. Tom, bahçede özgürce dolaşabilsinler diye tavuklarını dışarı saldı. We are having lunch in the garden. Bahçede öğle yemeği yiyoruz. The garden was destroyed after the rain. Bahçe yağmurdan sonra harap oldu. I don't have a garden. Bir bahçem yok. We cleaned up our garden. Bahçemizi temizledik. Tom helped Mary in the garden. Tom bahçede Mary'ye yardım etti. These flowers are from our garden. Bu çiçekler bizim bahçemizden. The artistic beauty of the garden is truly amazing. Bahçenin sanatsal güzelliği gerçekten şaşırtıcı. Show More (725)
2	garden	bahçe işiyle uğraşmak	v.
	I am gardening these days just to kill time. Bu günlerde zaman geçirmek için bahçe işleriyle uğraşıyorum. Show More (-2)