|
- It is a basic consumer right that consumers should be able to breathe fresh air.
- Tüketicilerin temiz hava soluyabilmeleri temel bir tüketici hakkıdır.
- Fresh air, sunshine, and nighttime cold medicine.
- Temiz hava, güneş ışığı ve gece soğuk algınlığı ilacı.
- Fresh air within your climate is also very vital.
- İkliminizdeki temiz hava da çok önemlidir.
- Fresh air, sunshine, and nighttime cold medicine.
- Temiz hava, güneş ışığı ve gece de soğuk algınlığı ilacı.
- Fresh air, sunshine, and nighttime cold medicine.
- Temiz hava, güneş ve gece vakti soğuk algınlığı ilacı.
- Fresh air within your climate is also very vital.
- İçerisinde yaşadığınız ortamda temiz hava olması da çok önemlidir.
- Fresh air within your climate is also very vital.
- İkliminizdeki temiz hava da çok hayati önem taşır.
- Every summer, we come out to the country to get fresh air.
- Her yaz temiz hava almak için kırlara gideriz.
- Let's get some fresh air.
- Biraz temiz hava alalım.
- As we need fresh air, so fish need clean water.
- Bizim temiz havaya ihtiyacımız olduğu gibi, balıkların da temiz suya ihtiyacı vardır.
- Light is as necessary as fresh air is for health.
- Işık, sağlık için temiz hava kadar gereklidir.
- Old Tom could use some fresh air.
- Yaşlı Tom biraz temiz hava alabilir.
- There is nothing like fresh air.
- Temiz hava gibisi yoktur.
- I'm going out for some fresh air.
- Biraz temiz hava için dışarı çıkıyorum.
- We need fresh air.
- Temiz havaya ihtiyacımız var.
- Tom went out for some fresh air.
- Tom temiz hava almak için dışarı çıktı.
- I want to go outside for a breath of fresh air.
- Temiz hava almak için dışarı çıkmak istiyorum.
- He opened the window to get some fresh air.
- Biraz temiz hava almak için pencereyi açtı.
- Here we enjoy mountain walks and fresh air.
- Burada dağ yürüyüşlerinin ve temiz havanın tadını çıkarıyoruz.
- Let this smoky air out of the room and let some fresh air in.
- Bırak bu dumanlı hava odadan çıksın ve temiz hava girsin.
- Let's open a window to get some fresh air.
- Biraz temiz hava almak için pencereyi açalım.
- Maybe you need to go get some fresh air.
- Belki de gidip biraz temiz hava almalısın.
- I think I need some fresh air.
- Sanırım biraz temiz havaya ihtiyacım var.
- Tom opened the door a crack to let in some fresh air.
- Tom biraz temiz hava almak için kapıyı açtı.
- I like fresh air.
- Ben temiz havayı severim.
- I feel like getting some fresh air.
- Biraz temiz hava almak istiyorum.
- I'm opening the window so I can enjoy the fresh air.
- Pencereyi açıyorum, böylece temiz havanın tadını çıkarabilirim.
- Go out and get some fresh air instead of watching TV.
- TV izlemek yerine dışarı çık ve biraz temiz hava al .
- We went out for some fresh air.
- Biraz temiz hava almak için dışarı çıktık.
- Let's open a window to get some fresh air.
- Biraz temiz hava almak için bir pencere açalım.
- I wanted to go outside and get a breath of fresh air.
- Dışarı çıkıp temiz hava almak istedim.
- I like fresh air.
- Temiz havayı severim.
- Fresh air and exercise are good for the health.
- Temiz hava ve egzersiz, sağlık için iyidir.
- Tom said that he needed to get some fresh air.
- Tom biraz temiz hava alması gerektiğini söyledi.
- I'm going out to get some fresh air.
- Biraz temiz hava almak için dışarı çıkıyorum.
- Wouldn't you like to get some fresh air?
- Biraz temiz hava almak istemez misin?
- He opened the window to get some fresh air.
- İçeri temiz hava girmesi için camı açtı.
- Open the window and you'll have fresh air.
- Pencereyi aç ve temiz hava alacaksın.
- Let's go outside for some fresh air.
- Biraz temiz hava almak için dışarı çıkalım.
- Tom opened the window to get some fresh air.
- Tom biraz temiz hava almak için pencereyi açtı.
- Open the window and let some fresh air into the room, please.
- Pencereyi açın ve odaya biraz temiz hava girsin, lütfen.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
- Televizyon izlemek yerine dışarı çık ve biraz temiz hava al.
- Let's go outside for some fresh air.
- Biraz temiz hava için dışarıya çıkalım.
- I feel like getting some fresh air.
- Canım biraz temiz hava almak istiyor.
- Let in some fresh air.
- Biraz temiz hava girsin.
- I opened the windows to let in some fresh air.
- İçeriye temiz hava girmesi için pencereleri açtım.
- I think I'll get a bit of fresh air.
- Sanırım biraz temiz hava alacağım.
- Tom said that he needed to get some fresh air.
- Tom biraz temiz hava almaya ihtiyacı olduğunu söyledi.
- Let in some fresh air.
- İçeriye biraz temiz hava girmesine izin ver.
- Please let in some fresh air.
- Lütfen içeri biraz temiz hava girsin.
- Fresh air and exercise are good for the health.
- Temiz hava ve egzersiz sağlığa iyi gelir.
- I opened the windows to let in some fresh air.
- Biraz temiz hava girsin diye camları açtım.
- I just want to get a little fresh air.
- Biraz temiz hava almak istiyorum.
- As we need fresh air, so fish need clean water.
- Bizim temiz havaya ihtiyacımız olduğu gibi, balıkların da temiz suya ihtiyacı var.
- She opened the window to let in fresh air.
- İçeriye temiz hava girmesi için pencereyi açtı.
- He went outside for a breath of fresh air.
- Temiz hava almak için dışarı çıktı.
- Go out and get some fresh air instead of watching TV.
- Televizyon izlemek yerine dışarı çık ve biraz temiz hava al.
- Let some fresh air in.
- Biraz temiz hava alalım.
- I really need to go outside and get some fresh air.
- Dışarı çıkıp temiz hava almaya gerçekten ihtiyacım var.
- Tom wanted some fresh air.
- Tom biraz temiz hava almak istedi.
- We need fresh air.
- Bizim temiz havaya ihtiyacımız var.
- She went outside to get a breath of fresh air.
- Temiz hava almak için dışarı çıktı.
- Tom enjoys the fresh air.
- Tom temiz havanın tadını çıkarıyor.
- Please let in some fresh air.
- Lütfen içeriye biraz temiz hava girmesine izin ver.
- Tom opened the door a crack to let in some fresh air.
- Tom içeriye biraz temiz hava girmesi için kapıyı biraz açtı.
- Let this smoky air out of the room and let some fresh air in.
- Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
- She opened the window to let in fresh air.
- Temiz hava girsin diye pencereyi açtı.
- I just needed some fresh air.
- Sadece biraz temiz havaya ihtiyacım vardı.
- Wouldn't you like to get some fresh air?
- Biraz temiz hava almak istemez misiniz?
- I need fresh air.
- Temiz havaya ihtiyacım var.
- John is sure, that fresh air is a good thing.
- John temiz havanın iyi bir şey olduğundan emin.
- I need some fresh air.
- Biraz temiz havaya ihtiyacım var.
- In this harsh, petty world where money does the talking, his way of life is like a breath of fresh air.
- Paranın konuştuğu bu sert, küçük dünyada, onun hayat tarzı derin bir nefes temiz hava gibi.
- Here we enjoy mountain walks and fresh air.
- Burada dağ yürüyüşleri ve temiz havanın tadını çıkarıyoruz.
- Why don't we go out and get a little fresh air?
- Neden dışarı çıkıp biraz temiz hava almıyoruz?
- Open the window and you'll have fresh air.
- Pencereyi açarsan temiz hava alırsın.
- Tom opened the window a crack to let in a bit of fresh air.
- Tom biraz temiz hava almak için pencereyi birazcık açtı.
- Let some fresh air in.
- İçeriye biraz temiz hava girsin.
- I like the fresh air.
- Temiz havayı severim.
- He enjoys the fresh air.
- Temiz havanın tadını çıkarıyor.
- You just need some fresh air.
- Sadece biraz temiz havaya ihtiyacın var.
- Open the window and let some fresh air into the room, please.
- Pencereyi aç ve odaya biraz temiz hava girsin, lütfen.
- I'm going out for some fresh air.
- Biraz temiz hava almak için dışarı çıkıyorum.
- I like the fresh air.
- Temiz havayı seviyorum.
- Open the window and let in some fresh air.
- Pencereyi aç da içeri biraz temiz hava girsin.
- I really need to go outside and get some fresh air.
- Gerçekten dışarı çıkıp biraz temiz hava almalıyım.
- You need some fresh air.
- Biraz temiz havaya ihtiyacın var.
- I opened the window to let in some fresh air.
- Biraz temiz hava almak için pencereyi açtım.
- Fresh air is necessary to good health.
- İyi bir sağlık için temiz hava gereklidir.
- I want to breathe some fresh air.
- Biraz temiz hava almak istiyorum.
- I went out for a walk to get some fresh air.
- Biraz temiz hava almak için yürüyüşe çıktım.
- We went out for some fresh air.
- Biraz temiz hava için dışarı çıktık.
- Why don't we go out and get a little fresh air?
- Niçin dışarı çıkıp biraz temiz hava almıyoruz?
- Tom opened the window to let in some fresh air.
- Tom biraz temiz hava almak için pencereyi açtı.
- Tom went out for a breath of fresh air.
- Tom temiz hava almak için dışarı çıktı.
- Open the window and let in some fresh air.
- Pencereyi aç ve içeri biraz temiz hava girsin.
Show More (93)
|