|
- These events are occurring every day, every hour and perhaps every minute.
- Bu olaylar her gün, her saat ve belki de her dakika meydana gelmektedir.
- In Europe, it claims 548 000 victims a year, or one every minute.
- Avrupa'da yılda 548.000 ya da her dakikada bir kurban veriliyor.
- I enjoyed every minute of the party.
- Ben partinin her dakikasından keyif aldım.
- Every minute is a gift.
- Her dakika bir hediyedir.
- There's one born every minute.
- Her dakika doğan biri var.
- There's one born every minute.
- Her dakika biri doğuyor.
- Tom is loving every minute of it.
- Tom her dakikasını seviyor.
- We enjoyed every minute of the party.
- Partinin her dakikasından zevk aldık.
- There's a sucker born every minute.
- Her dakika bir enayi doğar.
- I hated every minute of it.
- Her dakikasından nefret ettim.
- I'm in pain every minute of every day.
- Her gün her dakika acı çekiyorum.
- I'm enjoying every minute of it.
- Her dakikasından zevk alıyorum.
- Every minute is a gift.
- Her dakika bir hediye.
- We enjoyed every minute of the party.
- Partinin her dakikasından keyif aldık.
- I loved every minute of it.
- Onun her dakikasını sevdim.
- Behind every minute of concert time there is one hour of hard practice.
- Konser zamanının her dakikasının arkasında bir saatlik sıkı bir çalışma vardır.
- Tom is loving every minute of it.
- Tom bunun her dakikasını seviyor.
- Every minute of delay costs lives.
- Her dakika gecikme hayatlara mal oluyor.
- I enjoyed every minute of the party.
- Partinin her dakikasından zevk aldım.
- I enjoyed every minute of it.
- Her dakikasından keyif aldım.
- I loved every minute of it.
- Her dakikasını sevdim.
- The world is changing every minute.
- Dünya her dakika değişiyor.
- Every minute of delay costs lives.
- Gecikilen her dakika canlara mal oluyor.
Show More (20)
|
