eradicate - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
eradicate ortadan kaldırmak v.
  • Help to eradicate them by making a good Commission proposal.
  • İyi bir Komisyon önerisinde bulunarak bunların ortadan kaldırılmasına yardımcı olun.
  • If we want to give some hope to the Israeli population, we must eradicate the fear.
  • İsrail halkına biraz umut vermek istiyorsak, korkuyu ortadan kaldırmalıyız.
  • Secondly, the belated ban on meal did not serve to eradicate contamination.
  • İkinci olarak, gecikmiş yemek yasağı kirliliğin ortadan kaldırılmasına hizmet etmemiştir.
Show More (11)
eradicate yok etmek v.
  • They tried to eradicate my culture.
  • Benim kültürümü yok etmeye çalıştılar.
  • We must eradicate the drug traffic, root and branch.
  • Uyuşturucu trafiğini kökünden yok etmeliyiz.
  • They tried to eradicate my culture.
  • Onlar kültürümü yok etmeye çalıştı.
Show More (0)
eradicate kökünü kazımak v.
  • The government has made joint efforts to eradicate illiteracy.
  • Hükümet cehaletin kökünü kazımak için ortak çaba sarf etti.
  • A concerted effort is required to eradicate malaria in the country.
  • Ülkede sıtmanın kökünü kazımak için ortak bir çaba gerekiyor.
Show More (-1)