|
- Tom drowned in the river.
- Tom nehirde boğuldu.
- He drowned in a quarry.
- O bir taş ocağında boğuldu.
- I'm drowning in the details.
- Ayrıntılarda boğuluyorum.
- Tom drowned in his bathtub.
- Tom küvette boğulmuş.
- The child knows how to swim, so she won't drown in the water.
- Çocuk yüzmeyi biliyor, bu yüzden suda boğulmayacaktır.
- I almost drowned in the river.
- Neredeyse nehirde boğuluyordum.
- They drowned in the ocean.
- Okyanusta boğuldular.
- He drowned in a quarry.
- Bir taş ocağında boğuldu.
- Tom almost drowned in his neighbor's swimming pool.
- Tom komşusunun yüzme havuzunda neredeyse boğuluyordu.
- Sami drowned in his pool.
- Sami havuzunda boğuldu.
- He drowned in the ocean.
- O okyanusta boğuldu.
- Tom drowned in his neighbor's pool.
- Tom komşusunun havuzunda boğuldu.
- It was a close call when the little girl almost drowned in the lake.
- Küçük kız gölde boğulmaktan neredeyse kıl payı kurtuldu.
- She drowned in a river.
- Nehirde boğuldu.
- We drowned in the ocean.
- Biz okyanusta boğulduk.
- The child knows how to swim, so she won't drown in the water.
- Çocuk nasıl yüzeceğini biliyor bu yüzden suda boğulmayacak.
- Sami drowned in a swimming pool.
- Sami yüzme havuzunda boğuldu.
- I drowned in the ocean.
- Ben okyanusta boğuldum.
- Sami drowned in a swimming pool.
- Sami bir yüzme havuzunda boğuldu.
- Tom drowned in his bathtub.
- Tom küvette boğuldu.
- He drowned in the river.
- Nehirde boğuldu.
- Tom almost drowned in the river.
- Tom neredeyse nehirde boğuluyordu.
- He drowned in the ocean.
- O, okyanusta boğuldu.
- It was a close call when the little girl almost drowned in the lake.
- Küçük kızın gölde boğulmasına ramak kalmıştı.
- Tom drowned in his own swimming pool.
- Tom kendi yüzme havuzunda boğuldu.
- The unhappy woman, drowned in tears, told her story.
- Gözyaşlarına boğulan mutsuz kadın, hikayesini anlattı.
- Tom drowned in Lake Superior three years ago.
- Tom üç yıl önce Superior Gölü'nde boğuldu.
- He almost drowned in the river.
- O neredeyse nehirde boğuluyordu.
- He saved a child from drowning in a pond.
- Bir çocuğu gölette boğulmaktan kurtardı.
- I'm drowning in the details.
- Detaylarda boğuluyorum.
- There are people drowning in debt.
- Borca boğulan insanlar var.
- Tom drowned in the ocean.
- Tom okyanusta boğuldu.
- She drowned in the ocean.
- Okyanusta boğuldu.
- A girl drowned in the pond yesterday.
- Dün gölette bir kız boğuldu.
- I drowned in the ocean.
- Okyanusta boğuldum.
- We drown in information but thirst for knowledge.
- Bilgi içinde boğuluyoruz ama bilgiye susamışız.
- We drowned in the ocean.
- Okyanusta boğulduk.
- Tom almost drowned in his neighbor's swimming pool.
- Tom neredeyse komşusunun yüzme havuzunda boğuluyordu.
- He drowned in the river.
- O nehirde boğuldu.
- He almost drowned in the river.
- Neredeyse nehirde boğuluyordu.
- He saved a child from drowning in a pond.
- Bir gölette bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.
- There are people drowning in debt.
- Borç içinde boğulan insanlar var.
- They drowned in the ocean.
- Onlar okyanusta boğuldular.
- I almost drowned in the river.
- Nehirde neredeyse boğuluyordum.
- Mary drowned in the ocean.
- Mary okyanusta boğuldu.
Show More (42)
|
