| 1 |
destination |
hedef |
n. |
|
- It becomes a serious issue when the arms reach their final destination.
- Silahlar nihai hedeflerine ulaştığında bu ciddi bir mesele haline gelecektir.
- It becomes a serious issue when the arms reach their final destination.
- Silahlar nihai hedeflerine ulaştığında ciddi bir mesele haline gelir.
- It becomes a serious issue when the arms reach their final destination.
- Kollar nihai hedeflerine ulaştığında ciddi bir sorun haline gelir.
- We are approaching our destination.
- Hedefimize yaklaşıyoruz.
- We have reached our destination.
- Hedefimize ulaştık.
- This isn't our final destination.
- Bu bizim son hedefimiz değil.
- What's your destination?
- Hedefiniz nedir?
- At last, we reached our destination.
- Sonunda hedefimize ulaştık.
- Sami had no destination in mind.
- Sami'nin aklında bir hedef yoktu.
- Tom and Mary finally reached their destination.
- Tom ve Mary sonunda hedeflerine eriştiler.
- You have reached your destination.
- Hedefinize ulaştınız.
- Although each person follows a different path, our destinations are the same.
- Her insan farklı bir yol izlese de, hedeflerimiz aynı.
- We have reached our destination.
- Biz hedefimize ulaştık.
- You have reached your destination.
- Hedefine ulaştın.
- Where's your next destination?
- Sonraki hedefiniz nedir?
- What's the destination?
- Hedef ne?
- They made straight for their destination.
- Hedeflerine doğru ilerlediler.
- They reached their destination.
- Hedeflerine ulaştılar.
- Fadil had no destination in mind.
- Fadıl'ın aklında hiç hedefi yoktu.
- Fadil had no destination in mind.
- Fadıl'ın aklında bir hedef yoktu.
- Where's your next destination?
- Bir sonraki hedefiniz neresi?
- I can't change the direction of the wind, but I can adjust my sails to always reach my destination.
- Rüzgarın yönünü değiştiremem ama yelkenlerimi her zaman hedefime ulaşacak şekilde ayarlayabilirim.
- What's your final destination?
- Senin nihai hedefin nedir?
Show More (20)
|
| 2 |
destination |
varış noktası |
n. |
|
- Consequently, there is an urgent need for an effective inspection system to monitor final destinations.
- Sonuç olarak, nihai varış noktalarının izlenmesi için etkili bir denetim sistemine acilen ihtiyaç duyulmaktadır.
- On previous occasions my group has expressed its concern about the destination of certain aid for education.
- Daha önceki vesilelerle grubum, eğitime yönelik bazı yardımların varış noktası konusundaki endişelerini dile getirmişti.
- The moment of accession, however, is not the EU's final destination.
- Ancak katılım anı AB'nin nihai varış noktası değildir.
- The traditional flow between certain Third World regions and Western destinations continues.
- Belirli Üçüncü Dünya bölgeleri ile Batılı varış noktaları arasındaki geleneksel akış devam etmektedir.
- We are very pleased that Finland is of interest as a destination.
- Finlandiya'nın bir varış noktası olarak ilgi görmesinden çok memnunuz.
- Round-trip fares to each destination are as follows.
- Her bir varış noktası için gidiş-dönüş ücretleri aşağıdaki gibidir.
- The journey matters more than the destination.
- Yolculuk varış noktasından daha önemlidir.
- Life is a journey, not a destination.
- Hayat bir yolculuktur, varış noktası değil.
- Although each person follows a different path, our destinations are the same.
- Her insan farklı bir yol izlese de varış noktalarımız aynıdır.
- The journey is more important than the destination.
- Yolculuk varış noktasından daha önemlidir.
- What's the destination of this ship?
- Bu geminin varış noktası neresi?
- Life is a journey, not a destination.
- Hayat bir yolculuktur, bir varış noktası değildir.
- The journey matters more than the destination.
- Yolculuk bir varış noktasından daha önemlidir.
Show More (10)
|
| 3 |
destination |
gidilecek yer |
n. |
|
- At last, we reached our destination.
- Sonunda, gideceğimiz yere vardık.
- By the time the sun sets, we will arrive at the destination.
- Güneş batmadan önce, gideceğimiz yere varacağız.
- What is your destination?
- Gittiğiniz yer neresi?
- Text me after you get to your destination.
- Gidilecek yere vardıktan sonra bana mesaj at.
- How far is it to our destination?
- Gideceğimiz yer ne kadar uzakta?
- They just arrived at their destination.
- Onlar gidilecek yerlerine az önce vardılar.
- They just arrived at their destination.
- Gidecekleri yere daha yeni vardılar.
- What's our destination?
- Gideceğimiz yer neresi?
- I can't change the direction of the wind, but I can adjust my sails to always reach my destination.
- Rüzgarın yönünü değiştiremem ama gidilecek yere ulaşmak için her zaman yelkenlerimi ayarlayabilirim.
- What's your destination?
- Gideceğin yer neresi?
- Text me after you get to your destination.
- Gideceğin yere vardıktan sonra mesaj at.
- They made straight for their destination.
- Gidecekleri yere doğru yöneldiler.
- Our destination is still a long way off.
- Gideceğimiz yere daha çok var.
Show More (10)
|
| 4 |
destination |
destinasyon |
n. |
|
- We are very pleased that Finland is of interest as a destination.
- Finlandiya'nın bir destinasyon olarak ilgi görmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz.
- We have every right to hope that tourism will recover at most of the European tourist destinations.
- Avrupa'daki turistik destinasyonların çoğunda turizmin yeniden canlanacağını ummakta haklıyız.
- If the marketing is well done there are a lot of tourists who will chose these types of destinations.
- Pazarlama iyi yapılırsa bu tür destinasyonları tercih edecek çok sayıda turist olacaktır.
- Finally, we need to strengthen the position and image of Europe as a diverse and attractive set of destinations.
- Son olarak, Avrupa'nın çeşitli ve cazip bir destinasyon olarak konumunu ve imajını güçlendirmemiz gerekmektedir.
- The Baltic Sea is one of the most popular national travel destinations for Germans.
- Baltık Denizi Almanlar için en popüler ulusal seyahat destinasyonlarından biridir.
Show More (2)
|
| 5 |
destination |
varış yeri |
n. |
|
- They reached their destination.
- Varış yerlerine ulaştılar.
- What's the destination of this ship?
- Bu geminin varış yeri neresidir?
- What's the destination?
- Varış yeri nedir?
Show More (0)
|
| 6 |
destination |
varma yeri |
n. |
|
- The people in this container still hoped they would reach their destination until they drew their dying breath.
- Bu konteynırdaki insanlar son nefeslerini verene kadar varacakları yere ulaşmayı umut ediyorlardı.
- I took the bus in order to reach the destination before it got dark.
- Hava kararmadan varacağımız yere ulaşmak için otobüse bindim.
Show More (-1)
|
| 7 |
destination |
turistik mekan |
n. |
|
- The Grand Canyon is a well-known tourist destination.
- Büyük Kanyon tanınmış bir turistik mekandır.
- It's also a popular destination for couples.
- Çiftler için de popüler bir turistik mekandır.
Show More (-1)
|
| 8 |
destination |
tatil yeri |
n. |
|
- Aruba used to be a popular holiday destination.
- Aruba eskiden gözde bir turistik tatil yeriydi.
Show More (-2)
|
| 9 |
destination |
varış |
n. |
|
- Turkey is not a country of final destination.
- Türkiye bir nihai varış ülkesi değildir.
Show More (-2)
|
| 10 |
destination |
amaç |
n. |
|
- Tom and Mary finally reached their destination.
- Tom ve Mary sonunda amaçlarına ulaştılar.
Show More (-2)
|
