|
- The catalyst actions call for particularly creative responses to structural obstacles.
- Katalizör eylemler, yapısal engellere karşı özellikle yaratıcı yanıtlar gerektirmektedir.
- These creative prospects cannot be reversed.
- Bu yaratıcı beklentiler tersine çevrilemez.
- I am concerned to preserve the creative freedom of true artists and I shall therefore vote against this report.
- Gerçek sanatçıların yaratıcı özgürlüklerini korumaktan endişe duyuyorum ve bu nedenle bu rapora karşı oy kullanacağım.
- We are surely heading for a creative crisis in the Union.
- Birlik içinde yaratıcı bir krize doğru ilerlediğimiz kesin.
- What view does the Commission take of this discrepancy between audiovisual performers and other creative artists?
- Komisyon, görsel-işitsel sanatçılar ile diğer yaratıcı sanatçılar arasındaki bu farklılığa nasıl bakıyor?
- The level of culture will increase and the creative abilities of employees will be enhanced.
- Kültür seviyesi artacak ve çalışanların yaratıcı yetenekleri gelişecektir.
- The catalyst actions call for particularly creative responses to structural obstacles.
- Katalizör eylemler, yapısal engellere karşı özellikle yaratıcı yanıtlar verilmesini gerektirmektedir.
- Europe has other assets and other creative ways of finding export markets.
- Avrupa'nın başka varlıkları ve ihracat pazarları bulmak için başka yaratıcı yolları var.
- I would therefore urge the critics to adopt a more creative approach.
- Bu nedenle eleştirmenleri daha yaratıcı bir yaklaşım benimsemeye davet ediyorum.
- I am concerned to preserve the creative freedom of true artists and I shall therefore vote against this report.
- Gerçek sanatçıların yaratıcı özgürlüğünü korumaktan endişe duyuyorum ve bu nedenle bu rapora karşı oy kullanacağım.
- We have also developed new, ever more creative methods of achieving flexibility.
- Ayrıca esneklik sağlamak için yeni ve her zamankinden daha yaratıcı yöntemler geliştirdik.
- This allegation must be consigned to the domain of creative journalism!
- Bu iddia yaratıcı gazetecilik alanına havale edilmelidir!
- Allow me once again to repeat that this creative leadership is very important, and it is not very common.
- Bu yaratıcı liderliğin çok önemli olduğunu ve çok yaygın olmadığını bir kez daha tekrarlamama izin verin.
- Porto Alegre appears to be more original, more up-to-the-minute and more creative, and also involves civil society.
- Porto Alegre daha özgün, daha güncel ve daha yaratıcı görünmektedir ve aynı zamanda sivil toplumu da içermektedir.
- Secondly, creating a creative and rewarding atmosphere is of the essence, and this will be difficult.
- İkinci olarak yaratıcı ve ödüllendirici bir atmosfer yaratmak çok önemlidir ve bu zor olacaktır.
- This means that the creative spirit is not free to flow where it will.
- Bu, yaratıcı ruhun istediği yere akmakta özgür olmadığı anlamına gelmektedir.
- There is no doubt that, as with Enron's creative accounting, the CIA are working on creative evidence.
- Enron'un yaratıcı muhasebesinde olduğu gibi, CIA'in de yaratıcı kanıtlar üzerinde çalıştığına şüphe yok.
- This means that the creative spirit is not free to flow where it will.
- Bu da yaratıcı ruhun istediği yere akmakta özgür olmadığı anlamına gelmektedir.
- There are several other examples of the really creative presence of the European Union I could mention.
- Avrupa Birliği'nin gerçekten yaratıcı varlığına ilişkin sayabileceğim başka örnekler de var.
- I am not very creative that's why I need your help.
- Çok yaratıcı değilim bu yüzden yardımına ihtiyacım var.
- Participants are not, on the whole, professional creatives.
- Katılımcılar genel olarak profesyonel yaratıcı değiller.
- There's a creative freedom at play.
- Yaratıcı bir özgürlük anlayışı iş başında.
- I am not very creative that's why I need your help.
- Çok yaratıcı değilim, bu yüzden yardımınıza ihtiyacım var.
- Participants are not, on the whole, professional creatives.
- Katılımcılar genel olarak profesyonel yaratıcılar değildir.
- There's a creative freedom at play.
- Yaratıcı bir özgürlük söz konusudur.
- Do you think you're creative?
- Yaratıcı olduğunu mu düşünüyorsun?
- Tom and Mary are pretty creative, aren't they?
- Tom ve Mary oldukça yaratıcılar, değil mi?
- Tom is more creative than me.
- Tom benden daha yaratıcıdır.
- I'm not as creative as Tom.
- Tom kadar yaratıcı değilim.
- You're creative.
- Yaratıcısın.
- What a creative idea!
- Ne yaratıcı bir fikir!
- I knew Tom wasn't very creative.
- Tom'un pek yaratıcı olmadığını biliyordum.
- Tom is very creative.
- Tom çok yaratıcıdır.
- I'm a creative guy.
- Ben yaratıcı bir adamım.
- I know Tom isn't very creative.
- Tom'un pek yaratıcı biri olmadığını biliyorum.
- I was a creative kid.
- Ben yaratıcı bir çocuktum.
- You're really creative.
- Sen gerçekten yaratıcısın.
- Hope, not fear, is the creative principle in human affairs.
- İnsan ilişkilerinde yaratıcı ilke korku değil umuttur.
- Tom is a very creative guy.
- Tom çok yaratıcı bir adam.
- Tom is more creative than Mary.
- Tom, Mary'den daha yaratıcıdır.
- I'm creative.
- Ben yaratıcıyım.
- I'm not as creative as I should be.
- Olmam gereken kadar yaratıcı değilim.
- When a woman is united with the male, she becomes creative, when she isn't united with the male, she becomes destructive.
- Bir kadın erkekle birleştiğinde yaratıcı olur, erkekle birleşmediğinde ise yıkıcı olur.
- I'm not creative.
- Yaratıcı değilim.
- Tom and Mary are creative.
- Tom ve Mary yaratıcıdır.
- Tom is quite creative, isn't he?
- Tom oldukça yaratıcı değil mi?
- Tom isn't as creative as he used to be.
- Tom eskiden olduğu kadar yaratıcı değil.
- Tom is more creative than Mary is.
- Tom, Mary'den daha yaratıcı.
- Protest in Tatoeba takes ever more creative forms.
- Tatoeba'daki protesto daha yaratıcı şekiller alır.
- We need to let our students be more creative.
- Öğrencilerimizin daha yaratıcı olmasına izin vermeliyiz.
- Be creative.
- Yaratıcı ol.
- I'm not as creative as I should be.
- Olmam gerektiği kadar yaratıcı değilim.
- Tom is more creative than I am.
- Tom benden daha yaratıcı.
- Tom is a very creative person.
- Tom çok yaratıcı bir kişi.
- Tom is very creative, isn't he?
- Tom çok yaratıcı, değil mi?
- You don't seem to be as creative as Tom.
- Tom kadar yaratıcı görünmüyorsun.
- The place was alive with creative young people.
- Mekan, yaratıcı genç insanlarla hayat doluydu.
- Tom is a lot more creative than Mary.
- Tom, Mary'den çok daha yaratıcı.
- Tom is creative, isn't he?
- Tom yaratıcı, değil mi?
- Tom is very creative.
- Tom çok yaratıcı.
- I was a creative kid.
- Yaratıcı bir çocuktum.
- I'm not creative.
- Ben yaratıcı değilim.
- You're creative, aren't you?
- Yaratıcısın, değil mi?
- Tom is a creative guy.
- Tom yaratıcı bir adam.
- Tom is really creative, isn't he?
- Tom gerçekten yaratıcı, değil mi?
- I know Tom isn't very creative.
- Tom'un pek yaratıcı olmadığını biliyorum.
- I think Tom is creative.
- Bence Tom yaratıcı.
- A genius is a person with extraordinary creative abilities.
- Dahi, olağanüstü yaratıcı yetenekleri olan kişidir.
- Are you ready for a creative challenge?
- Yaratıcı bir meydan okuma için hazır mısın?
- Tom is more creative than me.
- Tom benden daha yaratıcı.
- I like to be a little creative.
- Biraz yaratıcı olmayı severim.
- When a woman is united with the male, she becomes creative, when she isn't united with the male, she becomes destructive.
- Bir kadın bir erkekle birleşmiş olduğu zaman o yaratıcı olur, bir erkekle birleşmiş olmadığı zaman yıkıcı olur.
- He is a creative, intelligent and thoughtful individual.
- O yaratıcı, akıllı ve düşünceli bir bireydir.
- Tom is quite creative, isn't he?
- Tom oldukça yaratıcı, değil mi?
- Tom doesn't think he's as creative as Mary.
- Tom, Mary kadar yaratıcı olduğunu düşünmüyor.
- Tom is a lot more creative than me.
- Tom benden çok daha yaratıcı.
- Creative people have vivid imaginations.
- Yaratıcı insanların canlı hayal güçleri vardır.
- Tom was creative.
- Tom yaratıcıydı.
- Tom isn't as creative as he used to be.
- Tom eskiden olduğu kadar yaratıcı değildir.
- I'm not as creative as I want to be.
- Olmak istediğim kadar yaratıcı değilim.
- Tom isn't very creative.
- Tom çok yaratıcı değil.
- I knew Tom wasn't very creative.
- Tom'un çok yaratıcı olmadığını biliyordum.
- Protest in Tatoeba takes ever more creative forms.
- Tatoeba'da protesto her zamankinden daha yaratıcı biçimler alıyor.
- Is your father creative?
- Baban yaratıcı mı?
- Tom is a lot more creative than I am.
- Tom benden çok daha yaratıcı.
- Tom and Mary are pretty creative, aren't they?
- Tom ve Mary oldukça yaratıcı, değil mi?
- Tom is a lot more creative than Mary is.
- Tom, Mary'den çok daha yaratıcı.
- Tom isn't very creative.
- Tom pek yaratıcı değil.
- Tom is creative.
- Tom yaratıcı.
- Tom is a creative guy, isn't he?
- Tom yaratıcı bir adam, değil mi?
- Do you think you're creative?
- Yaratıcı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
- Try to be more creative.
- Daha yaratıcı olmaya çalış.
- Tom is extremely creative.
- Tom son derece yaratıcıdır.
- Try to be more creative.
- Daha yaratıcı olmaya çalışın.
- Tom is a creative guy.
- Tom yaratıcı bir adamdır.
- Carlos is intelligent and creative.
- Carlos akıllı ve yaratıcıdır.
- Tom is more creative than Mary.
- Tom Mary'den daha yaratıcı.
- I like to be a little creative.
- Biraz yaratıcı olmak hoşuma gidiyor.
- I didn't think Tom would be so creative.
- Tom'un bu kadar yaratıcı olacağını düşünmemiştim.
- Tom wanted to find a creative way to tell Mary that he loved her.
- Tom, Mary'ye onu sevdiğini söylemek için yaratıcı bir yol bulmak istedi.
- Hope, not fear, is the creative principle in human affairs.
- Korku değil, umut insan ilişkilerinde yaratıcı ilkedir.
- Tom and Mary are both very creative, aren't they?
- Tom ve Mary ikisi de çok yaratıcı, değil mi?
- Tom is extremely creative.
- Tom son derece yaratıcı.
- You don't seem to be as creative as Tom seems to be.
- Tom kadar yaratıcı görünmüyorsun.
- Tom is a very creative person.
- Tom çok yaratıcı bir insan.
- Tom is a creative person.
- Tom yaratıcı bir insan.
- I don't think Tom is as creative as Mary.
- Tom'un Mary kadar yaratıcı olduğunu sanmıyorum.
- Carlos is intelligent and creative.
- Carlos zeki ve yaratıcıdır.
- I've always been creative.
- Ben her zaman yaratıcıydım.
- Tom is extremely creative, isn't he?
- Tom son derece yaratıcı, değil mi?
- Tom told me to get creative.
- Tom bana yaratıcı olmamı söyledi.
- You're really creative, aren't you?
- Gerçekten yaratıcısın, değil mi?
- Tom and Mary are both creative, aren't they?
- Tom ve Mary yaratıcı, değil mi?
- Tom is a lot more creative than I am.
- Tom benden daha yaratıcı.
- Are you ready for a creative challenge?
- Yaratıcı bir meydan okumaya hazır mısın?
- I don't think Tom is as creative as Mary is.
- Tom'un Mary kadar yaratıcı olduğunu sanmıyorum.
- I'm pretty creative, I think.
- Sanırım oldukça yaratıcıyım.
- Tom is pretty creative.
- Tom oldukça yaratıcı.
- Tom is a very creative guy.
- Tom çok yaratıcı bir adamdır.
- What Tom did wasn't all that creative.
- Tom'un yaptığı o kadar da yaratıcı değildi.
- Tom is a lot more creative than Mary.
- Tom, Mary'den çok daha yaratıcıdır.
- If I were more creative, I would try to write music.
- Daha yaratıcı olsaydım, müzik yazmaya çalışırdım.
- Tom wanted to find a creative way to tell Mary that he loved her.
- Tom onu sevdiğini Mary'ye söylemek için yaratıcı bir yol bulmak istedi.
- You're really creative.
- Gerçekten yaratıcısın.
- Tom isn't creative.
- Tom yaratıcı değil.
- We're creative.
- Biz yaratıcıyız.
- We need to let our students be more creative.
- Öğrencilerimizin daha yaratıcı olmalarına izin vermeliyiz.
- Tom is a lot more creative than Mary is.
- Tom, Mary'den çok daha yaratıcıdır.
Show More (125)
|