containing - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
containing içeren adj.
  • I have read several previous reports containing interesting suggestions.
  • İlginç öneriler içeren birkaç önceki raporu okudum.
  • The directive is far-reaching, covering all uses of pentaBDE and all types of goods containing this substance.
  • Yönerge geniş kapsamlı olup pentaBDE'nin tüm kullanım alanlarını ve bu maddeyi içeren her türlü ürünü kapsamaktadır.
  • Scientists are now telling us that they can detect food containing 0.01% of GMOs.
  • Bilim adamları artık %0,01 oranında GDO içeren gıdaları tespit edebildiklerini söylüyorlar.
Show More (14)